English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çıkarın

Çıkarın Çeviri Portekizce

20,295 parallel translation
Çıkarın beni buradan.
Tirem-me daqui.
Hindi makarnanızın tadını çıkarın.
Aproveita o teu "tetrazzini" de perú.
- Meese! - Çıkarın beni buradan.
- Tirem-me daqui.
Korku ve şüphe duymadan onları açığa çıkarın ve öne çıkıp iyileşin.
Aqueles sem medo ou dúvidas... avancem e serão curados.
Çıkarın bizi!
Deixem-nos sair!
- Dokunma ona. - Çıkarın bizi!
Não lhe toquem.
Çıkarın bizi!
Não lhe toquem. Não lhe toquem.
Son zamanlarınızın tadını çıkarın.
Aproveitem enquanto dura.
Red Tyson'ı aklınızdan çıkarın.
Precisas de esquecer o Red Tyson.
- Beyefendiyi çıkarın. - Efendim...
- Tirem-no daqui.
Kıyafetlerinizi çıkarın.
Tirem a roupa. Vá.
Eğer hâlâ yapmadıysanız, GPS'yi çıkarın.
Se ainda não o fizeste, tira o teu GPS.
Flash'ı ben hallederim, siz Kuzgun'u oradan çıkarın.
Eu trato do Flash, vocês tiram a Raven daquela coisa.
Tamamen kendi çıkarın için.
- por interesse próprio.
Yapabiliyorken her anın keyfini çıkarın.
Aproveite cada minuto enquanto pode.
- Sunduğumuz şeylerin keyfini çıkarın. Yavaş ol kaplan.
- Desfrutem dos nossos serviços.
Bayan Bassett, bu ikisinden ne çıkarınız var bilmiyorum ama size dosthane bir tavsiyede bulunayım... Aman şirketinize dikkat edin.
Ms. Bassett, não sei qual é o seu interesse nestes dois, mas dou-lhe um conselho de amigo.
Gecenizin tadını çıkarın.
- Um bom resto de noite.
Kemerleri ve ayakkabıları çıkarın lütfen.
Por favor, tirem os cintos e os sapatos.
Uçuşun tadını çıkarın.
Aproveitem o passeio.
Çıkarın onu! Çıkarın içimden, lütfen!
Tirem-no, por favor!
- Herkesi dışarı çıkarın.
- Tirem todos daqui.
Ayakkabılarınızı çıkarın lütfen.
Sapatos fora, por favor.
Kafayı bulup, kaosun tadını çıkarıyorlar.
Assustados, a aproveitar o caos.
Kimse hastalığa çare olabileceğini düşünmez, sadece kendileri yerine bir başkasının dışarı çıkarıldığını görürler.
Ninguém verá isto como uma esperança de cura, apenas que alguém saiu e não foram eles.
Evet, HKM'deyken Cannerts'ın odasını da biraz karıştırdım ama bir şey çıkmadı.
Bem, andei a bisbilhotar o gabinete do Cannerts enquanto estive no CDC e nada.
Bu geri kalanını tamamlar, artı bir kişilik daha çıkar.
Isto irá cobrir a outra metade... além de mais um.
Tekli albümlerin çıkarılmasını da içeren imzalanmış projeler.
Projetos assinados, com lançamentos de álbuns a solo.
O dediğin çok fazla bir şey ifade etmeyecek o çocukların isimleri çıkar çıkmaz.
Não fará a menor diferença quando os nomes destes miúdos começarem a aparecer. Rapazes?
Kendi hüsranını masum bir çocuktan çıkarıyor.
Está a descarregar as frustrações dele numa criança inocente.
Hayatın zevkini çıkarırken çok meşgul.
Demasiado ocupado a disfrutar da tua vida.
Ve Victor, tadını çıkarır.
E para Victor, os despojos.
Gaston oğlunuzun... güvenliği için Paris'in dışına çıkarıldığını düşünüyor.
O Gaston acredita que o vosso filho foi levado para fora de Paris por questões de segurança.
Bunu benim içimden çıkarırsan arkada bir canavar bırakacaksın.
Se tirar isto de dentro de mim, fica com um homem monstruoso.
Bu şeyleri insanların içinden çıkarıp uzaklaştırabiliyorum.
Posso arrancá-los das pessoas e mandá-los embora.
Lütfen müvekkilimin sözlerini çıkarıp, yeminli ifade olmadığını belirtin.
Por favor, ignore o que ela disse e que fique registado que ela não estava sob juramento.
Taksi Emma'yı burada bırakmış. Monty Emma'nın mesajından sesini çıkarıp arka plandaki sesleri yükseltmiş. Monty Emma'nın mesajından sesini çıkarıp arka plandaki sesleri yükseltmiş.
Está bem, então o Monty conseguiu remover a voz da Emma da mensagem no gravador e depois aumentou o ruído de fundo, e o ruído do ambiente.
O zaman... herif senin karını sikiyor, sonra da seni yerinden çıkarmaya mı çalışıyor?
Pois, então... Come a tua mulher e depois tenta despejar-te?
Kurbanın karısı saldırı sırasında bu şaşırtıcı resmi çekti.
A esposa da vítima tirou esta fotografia alarmante durante o ataque.
Şunu çıkarır mısın?
Importas-te de me remover isso?
Kızı cehennemden çıkarırsın ama...
Bem, podem tirar a rapariga do inferno...
- Deneyimin tadını çıkar.
- Aproveita a experiência.
Yapılan yanlışların acısını çıkarıp düşmanlarımızdan intikam alabiliriz ama tarihte bir şey net :
Podemos vingar erros, buscar vingança contra nossos inimigos, mas a história é muita clara sobre uma coisa :
- Danton'ın bu işten bir çıkarı olabilir mi?
O Danton poderia ter outros motivos?
Mantık kullandınız, sizi bana ulaştıran ikili çıkarımlar.
Usou a lógica. Uma série de decisões binárias se / quando que o trouxeram até mim.
Bu akşamın tadını çıkar, Glantz.
Diverte-te esta noite, Glantz.
Yarın mahkemeye çıkarılacak.
Vai ser apresentado a tribunal amanhã.
Kürsüye çıkar mısınız?
Pode sentar-se?
Önünüze gümüş tepsiyle sunulan bilgilerden müthiş çıkarımlar yapmışsınız.
A forma como fizeram todas essas brilhantes deduções com todas as informações que lhes foram entregues de bandeja.
Herkes foyalarını nasıl ortaya çıkarırız biliyor.
Todos sabem ignorar as coisas. Pois.
Polis, evin sahibi olan şahsın bıçaklandığını, boğazının kesildiğini ve dün geceki yangının, suçu örtbas etmek için çıkarıldığını söylüyor.
A polícia diz que o homem desta casa foi esfaqueado, a sua garganta foi cortada e o incêndio de ontem à noite foi uma tentativa para encobrir o crime.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]