English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çıkar onu

Çıkar onu Çeviri Portekizce

3,364 parallel translation
- Çıkar onu Perez.
Tira-o daqui, Perez.
Çıkar onu, Ferg.
Solta-o, Ferg.
Çıkar onu.
Tira-me isso.
- Deniyorum tamam mı? - Çıkar onu dışarı.
- Estou a tentar.
- Çıkar onu.
- Tire isso.
Çıkar onu buradan.
- Tirem-no daqui.
Çıkarın onu oradan!
Tirem-na dali!
Çıkarın onu!
Tirem-na.
Ve eğer onu yatağa kelepçelemeden kıyafetlerini çıkarırsanız bu işinizi kolaylaştıracaktır.
E se lhe tirarem as roupas antes de o algemarem à cama, isso vai facilitar bastante as coisas.
Yılda bir kez doğum günlerinde onu dışarı çıkarır.
Trá-la uma vez por ano, nos anos.
Yani onu bir yerde öldür başka bir yerden çıkar.
A Karen é um como um cancro. Cura num lugar, aparece noutro.
Sabrina ortaya çıkar, kendisiyle sevişmesi için onu zorlar. Tek farkı çocuğun hayır demesi.
A Sabrina apareceu por cá, insinua-se a ele, a única diferença é que este miúdo recusa.
Peki neden onu yeniden ortaya çıkarıyorsun?
E porquê ressuscitá-lo?
Onu arabadan çıkarın. Gidelim.
- Deixa-a sair do carro.
Uçak buraya geldiğinde, o polisler sorun çıkarırsa kullan onu.
No caso de algum polícia nos causar problemas, quando o avião chegar aqui, usa-a.
Onu dışarı çıkar. Dondurma alın.
Saia com ele, compre-lhe um gelado.
- Hemşire, onu hemen buradan çıkarın.
- Enfermeira, tire-a daqui.
- Çıkar onu.
Tira-o
Çıkar onu!
- Tira-o!
Kendinden şüphelenmeyen bir erkeği baştan çıkarıp, ağına düşürür ve doruğa ulaştıkları anda adam, biyolojik kaderinin zaferini yaşadığını hissederken karadul çenesini açar ve onu canlı canlı yer.
Ela seduz um homem inocente, enrola-o na sua teia e no momento culminante, quase a sentir o êxtase de alcançar o seu destino biológico... ela abre as suas mandíbulas e come-o vivo.
- Bir yerlerde birinin doğum günüdür. Biz de onu kutlarız. Misafir listeni çıkar.
É aniversário de alguém, então vamos comemorar isso.
Çıkar şunu, yoksa gerçekten yakacağım onu.
Tira isso ou queimo-te.
tamam, onu takibe al ve telefon dinleme iznini çabuk çıkar.
Põe-na sobre vigia. E arranja rapidamente um mandado para o telefone.
- Sybil, onu yukarı çıkar.
Sybil, leva-o para cima.
O zaman çıkar onu içimden! Bilmiyordum!
Tire-o de mim!
İnsanlar onu görünce nasıl ses çıkarırlardı biliyor musunuz peki?
Sabem o que fazem para ele?
Onu buradan çıkarın.
- Tira-o daí.
Dominika onu baştan çıkarıp namussuz biri olduğunu açık edene dek Emily'nin nişanlısını takip edeceğiz.
Vamos seguir o seu noivo até a Dominika o seduzir e expô-lo como o mentiroso traidor que preciso que ele seja.
Onu yıkarken tasmasını hep çıkarırmış.
Ela está sempre a tirar a coleira para dar-lhe banho.
Çıkarın onu buradan!
- Tire-o daqui.
Tamam, siz ikiniz, Şansölyeyi şu araca götürün ve buradan çıkarın onu.
Vocês dois, levem o Chanceler para aquele speeder e tirem-no daqui!
Ameliyat esnasında onu çıkarırsanız...
E se a cortarmos quando operamos...
- Çıkarın onu.
Vamos tirá-la daqui.
Çıkarın onu.
Soltem-na.
Çıkar çabuk onu aklından.
Tira isso da tua cabeça.
- Çıkarın onu burdan.
- Leve-a daqui.
Onu bu gece dışarı çıkar.
Leva-a a sair esta noite.
Onu işten çıkarınca karşılacağım iş yükü vazgeçirdi beni.
Pensei no trabalho que teríamos para substituí-lo e decidi ir contra isso.
Bu da onu yeni "A" listesinden çıkarır.
Isso significa que podemos riscá-la da lista de potenciais novos "A".
Onu uyandırmayacağım. - Çok ses çıkarıyorsun.
- Não vou acordá-la.
Ormancı onu kurdun midesinden çıkarıyordu...
O caçador tira-a do estômago do Lobo
- Sen, onu ikna edersin ki eğer Malcolm, konseyden bir şekilde çıkarılırsa, sen, boş koltuğu devralırsın, ve kan miktarını yürürlükten kaldırırsın.
Convenceste-o de que se o Malcolm fosse, de alguma forma, removido do Conselho, tu poderias assumir o lugar deixado por ele e repelir a quota sanguínea.
- Onu ortaya çıkarırız.
- Isso vai atraí-lo. - Exactamente.
Çıkarın onu!
Ajudem-me! Tirem-no!
Amanda ortaya çıktığı an onu yakalayıp gözaltına alırlar ve her şey ortaya çıkar.
E se a Amanda voltar a emergir, logo que a prenderem, tudo será revelado.
Eminim karşısına yine yılların davası çıkınca bu onu saklandığı yerden çıkarır.
Aposto que um novo julgamento mediático ajudaria a tirá-lo do anonimato.
Onu sokaklardan çıkarın.
Tirem-no das ruas.
- Çıkarın onu kafasından.
- Tira-lhe isso. - Está bem.
Belki bugün biraz erken çıkar, alırım onu.
Talvez eu saia antes hoje para levá-lo lá.
"... onu ordugâhın dışına çıkar.
"Levem quem blasfemeou para fora do acampamento"
- Onu dışarı çıkar,... yoksa ellerinden seni vururum.
Só vou... - Tira-o e atiro na tua mão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]