Önemli Çeviri Portekizce
79,106 parallel translation
- Önemli değil.
Está tudo bem.
Tek soru şu, hangisinin hayatı daha önemli?
A única questão é, que vida valorizas mais?
Önemli değil.
- Não há de quê.
Sen ve ben önemli işlerde her zaman aynı fikirde olmadık.
E nós nem sempre concordamos nas questões operacionais.
Önemli değil.
Não é nada.
Nereden geldiğiniz, nerede olduğunuz, ya da nereye gittiğiniz önemli değil.
- Desculpa. - Não importa de onde venha, - onde está ou onde vai...
Davamız çok önemli.
A nossa causa é mais importante.
Holden çok önemli.
o Holden é mais importante.
Onun işbirliği daha da önemli.
A cooperação dele é crucial.
Çoğu insan bunu bilmez ama çoğu insanın bildiği gibi, dünyanın güneşin etrafında döndüğünü söyleyen Copernicus'un evren modelinin bedelini neyle ödediği daha önemli.
Sabes, muitas pessoas não sabem isso, mas o seu modelo do universo é o que abriu caminho para Copérnico, que provou de que a Terra, gira à volta do Sol, não o contrário.
Ama öncelikle... önemli bir hazırlık var.
Mas primeiro... há uma preparação importante.
Ailenin önemli olduğunu anlıyorum.
Entendo a importância da família.
Önemli olduğunu söyledin.
Disseste que era importante.
Benden, bizden daha önemli bir şey yapmaya çalışıyordum.
Eu estava a tentar fazer algo... algo maior do que eu, do que nós.
Anne, o kitap gerçekten önemli.
Mãe, aquele livro é realmente muito importante.
Bilmek istediğim senin için neden bu kadar önemli?
Só quero saber porque é tão importante para si?
- Önemli istasyon böyle.
Uma estação importante como aquela.
Burada önemli olduğumuzu hissetmek zor, değil mi?
Aqui é difícil sentir que contamos para alguma coisa.
İkimiz de iyiyiz ya, önemli olan o.
Ainda bem que estamos ambos bem.
Önemli değil her türlü Chuck'a vereceğim, çünkü doğru olan bu.
Não quero saber. Vou dar isto ao Chuck porque é a coisa certa.
Önemli olanlar var.
É um livro de feitiços, bem sérios.
Büyürken, isminizin önemli bir parçanız olur.
À medida que crescem, o vosso nome vai tornar-se numa vossa parte importante.
Hayır, önemli bir şey yapmak istiyorum.
Não, quero fazer algo importante.
Önemli olan tek şey işleri yoluna koymak. Bunun için ikimizde, ne gerekiyorsa yapacağız, değil mi?
A única coisa que importa é endireitar as coisas, e ambos faremos o que for preciso para isso, está bem?
Bu çalışma önemli Gracie.
Este trabalho é importante, Gracie.
Bu sabahki gibi şeylerin olduğu her sefer, Neyin önemli olduğunu hatırlatıyor.
Sempre que acontece algo como o de hoje de manhã, é um aviso do que é importante.
Önemli olmasaydı istemezdim.
Não te pediria isto se não fosse importante.
Burası koloninin başarısı için çok önemli.
Bem, este lugar é crucial para o sucesso da Colónia.
Önemli.
É importante.
Tanıtım partimizin olduğu gece ofisimdeki bilgisayardan çok önemli bir dosya indirilmiş.
Um ficheiro delicado foi descarregado do computador do meu escritório na noite da festa de apresentação.
Bu önemli bir güvenlik ihlali.
É uma significativa violação da segurança.
Üzgünüm efendim. Ama bu önemli.
Desculpe, senhor, mas isto é importante.
İnceleyince, Önemli bir Kızıl El ajanını başarılı şekilde yakaladık. Ancak kaydadeğer bir bilgi alamadan önce,
Recapitulando... capturamos com sucesso um membro chave da Mão Vermelha, no entanto antes que pudéssemos extrair qualquer informação útil, ela conseguiu matar-se enquanto estava sob nossa custódia.
Bu önemli.
Isto é importante.
Önemli bir Kızıl El casusunu ele geçirdik.
Capturámos com sucesso um membro chave da Mão Vermelha.
Ofisimdeki bilgisayardan önemli bir dosya indirilmiş.
Um ficheiro delicado foi descarregado do computador do meu escritório.
Ancak, Anavatandaki önemli köstebek.
Mas conseguimos eliminar a toupeira chave na Segurança Interna.
Hiçbiri önemli değil.
Nada disso importa.
ben gidiyorum Bazı önemli personeli transfer et San fernando bloğundan Los Angeles'a,
Vou transferir algum pessoal chave do Bloco de San Fernando para Los Angeles, e conto com a sua total cooperação.
Şimdi, hepinizin rahatlaması gerekiyor bu yüzden, hemen okula geri dönmemeniz çok önemli.
Precisam todos de descomprimir, por isso é essencial que não voltem já para a escola.
Bay Burns hayatının en önemli anlarını yaşıyordu.
Mr. Burns vivia nas nuvens.
Bu kız uğruna, benim için en önemli şeyden vazgeçtim... pisliğin teki olmaktan.
Por ela, desisti do que era mais importante para mim : ser um imbecil.
Bir'rap'çiyi aşağı alacaksanız en önemli şeyine zarar vereceksiniz : Rep'ine.
Se quer derrubar um rapper, tem que destruir a coisa mais importante para ele : "a sua rep".
- Derhâl yok etmek çok önemli.
Aquilo é demasiado importante para destruir agora.
Burada önemli bir sorunumuz var.
Estamos com um problema muito sério aqui.
- Bu önemli.
- É importante.
Savaşın korkunç bedelini anımsamak önemli.
É importante lembrar o terrível custo da batalha.
Ganymede İstasyonu Dünya ve Mars için önemli bir gıda tedarikçisidir. Ve istasyonun zayıflaması bizim de çıkarımıza uygun düşmez.
A Estação de Ganímedes é uma importante fonte alimentar fora da Terra e de Marte, e não é do interesse de nenhum de nós deixá-la incapacitada.
Muhtemelenen önemli değil.
Nada de importante, provavelmente.
Terence Bakewell'i öldürmeye teşebbüs edeni yakalamak üzereyiz. Meclis üyesi Rooney ile görüşme trafiğimizde önemli bir tıkanma vardı.
Eu só achei que quem tentou assassinar o Terence Bakewell tinha prioridade sobre discutir ques - tões de tráfego com o Deputado Rooney.
Bunu sence daha az mı önemli?
- Não...
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli olan 207
önemli mi 77
önemli degil 25
önemli birşey değil 33
önemli değil mi 21
önemli bir şey değil 261
önemli olan bu 110
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli olan 207
önemli mi 77