Önemli değil Çeviri Portekizce
23,651 parallel translation
Yani, ağır şeyler filan taşıma, önemli değil.
As coisas pesadas. Não me incomoda nada.
Şu anda konuşacağımız olay çok önemli değil.
Não estamos a lidar com nada de grave.
Eğer içerideysen ne dediğin ve yaptığın önemli değil.
O que dizes ou fazes não importa, quando estás na prisão.
Önemli değil.
Não importa.
Senin ne yaptığın önemli değil.
Não importa o que fazes.
Önemli değil, babacığım.
Tudo bem, pai.
- Önemli değil.
Tudo bem.
Önemli değil.
Vou conseguir outro.
Önemli değil.
Está tudo bem.
Yo, o kadar da önemli değil bence.
Não aconteceu nada de grave.
Merhaba, yo önemli değil.
- Não tem imponência.
Yo önemli değil. Ona daha iyi bir yer buluruz.
- Não, a gente arranja outro.
O yerde hissettiklerim senin için hiç önemli değil mi?
Fazes ideia do que eu estou a passar?
Önemli değil. Ne demek önemli değil, hasta olacaksın. Hadi gel hamama gidelim.
Não sejas teimosa, podemos ir aos banhos públicos.
Önemli değil...
Não é nada de grave.
- Önemli değil. - Otur baba. Neden kalkıyorsun?
Deixa-te estar sentado, não te levantes.
Ne yapmaya çalıştıkları önemli değil.
Não importa aquilo que estão a tentar fazer.
Evet, önemli değil.
- Não tem que agradecer.
- Bunları kim söylüyor? - Kim olduğu önemli değil.
- Quem é que anda a dizer isso?
Sanki... bana olanlar onun için önemli değil.
Como... como se aquilo que me importasse, não interessasse.
Dürüst olmak gerekirse, sorunlarım Kanye'ninkiler kadar önemli değil, ama sorunlarım var.
Francamente, os meus problemas não são tão importantes como os do Kanye, mas tenho problemas.
Brook, bu önemli değil.
Brook, isso não é importante, entendes?
Boyut önemli değil.
Não é uma questão de tamanho.
Önemli değil.
Não, tudo bem.
Platformda kimin olduğu önemli değil.
Tudo bem, não importa quem está lá.
Ne olduğu önemli değil.
Não interessa o que aconteceu.
Önemli değil tatlım. Hata yaptığın zaman bile seni daima seveceğim.
Mesmo quando cometes erros, eu vou sempre amar-te.
Aslında çok önemli değil.
Sabes que mais, esquece.
Önemli değil.
Que pressão?
Önemli değil.
- Não importa.
Önemli değil. Önemli değil.
- Está tudo bem, está tudo bem.
Dinle, önemli değil Vi. Tamam mı?
Ouve, está tudo bem, Vi.
Gerçekten önemli değil.
Está mesmo tudo bem.
Önemli değil Barry.
Tudo bem, Barry.
Teknik olarak, tek önemli olan bu değil.
Tecnicamente, não é só o que importa.
Önemli olan oyunu kazanmak. Veziri ya da bir piyonu feda etmek değil.
O que importa é vencer o jogo, e não se tem de sacrificar a rainha ou um peão.
Mike, sakinleş. Önemli bir şey değil.
Mike, acalma-te.
- Önemli bir şey değil.
- Não é importante.
- Önemli değil, Harvey.
Não faz mal, Harvey.
Önemli bir şey değil, o yüzden polisi karıştırmak istemiyorum.
Não foi grave, não quero envolver a polícia.
- Bu şeyin aramıza girmesini istemedim. Yani önemli biri değil.
Talvez eu esteja, mas... ele é só meio músico confuso drogado.
- Önemli değil.
Corey aqui está um dos meus informantes.
Cal'in mi? - Evet, önemli bir şey değil.
Sim, nada de mais.
Önemli birşey değil.
- Não é nada.
- Evet, olabilir. Artık dolap endüstrisindeki önemli isimlerden biri değil. Öyle bir şey de varmış ya.
Ele já não é um figurão na indústria dos armários, o que parece ser algo importante.
- Önemli bir şey değil, sadece Winlock'un çömleği.
Por nada. É que...
Önemli ve büyük bir şey yok değil mi?
Não desse modo, não assim tão grande. Não sabemos?
Önemli değil.
Não tem de agradecer.
Önemli değil.
Não interessa.
Önemli değil.
De nada.
Önemli bir şey değil.
Não é nada.
önemli degil 25
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
önemli değil mi 21
önemli değildi 25
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil misin 154
değil mi anne 66
değil miyim 77