Önemli bir şey değildi Çeviri Portekizce
216 parallel translation
Hayır, önemli bir şey değildi.
Não era nada! Eu é que exagerei.
Önemli bir şey değildi.
Não era grande coisa.
Önemli bir şey değildi.
Não era importante.
Önemli bir şey değildi.
Já passou.
Önemli bir şey değildi.
Nada digno de nota.
Bir yavru vardı, önemli bir şey değildi.
Foi uma garota, nada sério.
- Önemli bir şey değildi.
- Nem por isso.
- Çok da önemli bir şey değildi.
Nada de especial.
Önemli bir şey değildi.
Não foi nada.
Evet, önemli bir şey değildi.
Sim, não era nada importante. Só pensei...
Al, önemli bir şey değildi.
Al, não foi nada.
Önemli bir şey değildi.
Não foi nada de mais...
Ama önemli bir şey değildi.
Não foi nada de importante.
- Önemli bir şey değildi.
- Não foi nada. - Não...
- Önemli bir şey değildi, Bay Fouchon.
Não teve significado, sr. Fouchon.
Önemli bir şey değildi.
Não foi nada de mais.
Norman, ölen bir adamın son sözleri ve arzusuydu, çok önemli bir şey değildi.
Bolas, Norman, nela estava escrito os meus últimos desejos.
Önemli bir şey değildi Jane.
Jane! Jane! Não foi nada.
Bu çok önemli bir şey değildi.
Não é que seja grande coisa sabes?
Önemli bir şey değildi.
Nada de importante.
Önemli bir şey değildi.
Não era nada do outro mundo.
Sadece bir kez, ama önemli bir şey değildi.
Só uma vez, mas não significou nada.
- Önemli bir şey değildi!
Não é grande coisa!
- Manticore'da önemli bir şey değildi.
Manticore não dava bola para essas coisas.
Önemli bir şey değildi.
Não ia haver problema.
Bu o kadar önemli bir şey değildi.
Não foi grande coisa!
Lütfen, hanımefendi, önemli bir şey değildi.
Por favor, madame não foi nada.
Önemli bir şey değildi.
Oh... Isso não foi nada, é sério.
Memurlara o zaman da söyledik, önemli bir şey değildi.
Dissemos aos polícias que não tinha sido nada.
Sadece bir kaç sigaraydı, önemli bir şey değildi.
Que tinham sido só uns cigarritos, não era uma drama.
Önemli bir şey değildi.
Eu sei que foi mau, mas até que ponto? - Não foi nada.
- Önemli bir şey değildi.
- Não foi grande coisa.
- Önemli bir şey değildi.
- Foi um beijo, não foi um caso.
- Önemli bir şey değildi.
Vai concordar.
- Önemli bir şey değildi.
- Não foi nada.
Önemli bir şey değildi.
- Porque te chamaram?
- Önemli bir şey değildi.
- Não foi nada de especial.
- Önemli bir şey değildi.
Era um belo roupão.
- Ah. Önemli bir şey değildi.
- Não foi nada de especial.
Ama önemli bir şey değildi, şeye kadar...
Mas nada de sério, até...
O kadar da önemli bir şey değildi.
Não é nada de extraordinário.
- Önemli bir şey değildi.
Não, não é nada.
- İlk defa bir Dabo kızıyla çıktın ve önemli değil mi diyorsun? - O kadar da önemli bir şey değildi.
- Não foi nada de mais.
Önemli bir şey değildi. Hiçbir anlamı yoktu.
E se a Georgia estivesse com um prostituto?
Hayır, Homer önemli bir insan değildi ne de vasıflı birisiydi, ve şüphesiz hiçbir şey başaramadı.
Não, o Homer não foi um grande homem. Nem mesmo adequado. E nunca fez nada.
Önemli bir şey değildi.
Não custou nada.
Belki de Andrea için önemli bir şey değildi.
Devíamos ter notado? Se calhar nunca falou dela por para ele não ser importante?
- Önemli bir şey değildi.
- Ross?
Önemli bir şey değildi.
Não, não é nada de importante.
Hani bu önemli bir şey değildi?
- Pensei que isto não era nada.
Önemli değildi... Bir kuş veya sincap öldürmek için... Şanslıysak, belki daha büyük bir şey.
Nada especial, só o bastante para... matar um pássaro ou um esquilo, talvez... algo maior se tivéssemos sorte.
önemli birşey değil 33
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli biri 16
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199
önemli bir şey değil 261
önemli bir şey 34
önemli bir konu 16
önemli bir şey yok 63
önemli bir şey mi 22
önemli biri 16
önemli değil 3809
önemli degil 25
önemli 199