English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ I ] / Isımız

Isımız Çeviri Portekizce

57,390 parallel translation
Belki de tüm binayı başımıza yıkabilmek için buraya sığınmamızı istiyorsun.
Talvez apenas nos querias abrigados no local para que possas derrubar o maldito edifício nas nossas cabeças.
Çünkü Andrew Keane bir kahramanın tam zıddıydı. Ve onun annesi Beyaz Saray'a adımını atmış en tehlikeli kişi.
Porque Andrew Keane foi o oposto de um herói, e porque a mãe dele é a pessoa mais perigosa que já pisou na Casa Branca.
Pekala, plan ne? Kardeşimi geri almak zorundayız. Öncelikle Berk'e yardım çağrısı yollayacağız.
Isto não funcionou porque precisava de correr.
Kayıp kişiyle ilişkinizi anlatır mısınız?
Pode descrever, por favor, a sua relação com a pessoa desaparecida?
İsim bir yerlerden çağrışım yapıyor, ama belgesel falan yapıyorsanız...
O nome é familiar, mas se está a fazer um documentário tem de ir...
Burada yalnız mısın?
Está sozinha aqui?
Kollarınızı kaldırır mısınız?
Braços para cima, por favor.
Bakar mısınız hanımım?
Desculpe-me, menina?
Dur, hazır buradayken kız kardeşimle de bağlantı kurar mısın?
Mas enquanto estou aqui, acha que podia tentar contactar a minha irmã?
Yalnız mısın?
Estás sozinha?
Onaylar mısınız?
Acena?
Acı çekecek mi, hızlı ve acısız mı olacak?
Sofre ou é rápido e sem dor?
Burada yalnız mısın?
Estás sozinho aqui?
Apansız ayrılış mı sendin?
O Desaparecimento Súbito foi você?
Aslında, kahrolası kurtarıcımızın kayboluşu dışında bayağı bir havari kıtlığı da yaşıyoruz.
A verdade é que, juntamente com o nosso salvador desaparecido, também parece que estamos curtos de apóstolos.
Anne babamız öldüğünde, kilisedeki herkesin gözlerini bizden alamamasını hatırlar mısın?
Lembras-te de quando éramos miúdos, depois da mãe e do pai morrerem, quando toda a gente na igreja não tirava os olhos de nós?
Bence güzel kardeşim bu amacımızın dışında kalıyor.
Querida irmã, isso assim não faria sentido.
Sonra evime gelip kapımı çaldı. Ve sonra Mapletown'dan yakın dostmuşuz gibi davrandı. Sanki hiç beraber olmamışız gibi.
Depois veio a minha casa, bateu-me à porta e agiu como se fossemos apenas conhecidos de Mapleton há uns anos, como se nunca tivéssemos estado juntos.
İstila sırasında 20 adamımız esir edilmiş..... ve kalede tutuluyorlar...
20 dos nossos homens capturados durante a invasão e detidos no forte...
Andy sızıntıyı bulacak mısın, bulamayacak mısın?
Andy, consegues encontrar a toupeira ou não?
Bilirsin bir tanesi bizim gördüğümüz dış dünyadaki halidir ve diğeri de içimizde dış dünyadan kendimizden soyutladığımız.
Uma que mostramos ao mundo e outra que só nós conhecemos.
Eğer beni becermeye çalışıyorsanız, size söz veriyorum beyinlerinizi asfalta dağıtırım.
Se estiverem a gozar comigo, juro-vos que vos espalho os miolos pelo asfalto.
Anladığım kadarıyla arkadaşınız aramızdaki hukuku tam anlamıyla anlatmamış sanırım.
Algo me diz que o seu parceiro não lhe contou a nossa história.
Bana tekrar babanızın kampanya menajerinize nasıl kumpas kurduğunuzu açıklar mısınız?
Explique-me novamente como percebeu que o seu pai incriminou a sua gestora de campanha.
Andrew's üstünde Savaşçı'larımız var. Koordinatları alır almaz, planımız bir füze saldırısıyla teröristleri ve listeyi imha etmektir.
Mal tenhamos as coordenadas deles, o plano é eliminar os terroristas e a lista com um míssil.
Yanlız mısın? Şu anda evet.
Agora, estou.
Odayı boşaltır mısınız?
Dêem-me licença.
Simms'in dosyalarından aldığımız uydu telefonuna ters bağlantı kurmaya çalışıyoruz Naseri'ye böyle ulaşacağız.
Estamos a procurar o número do telefone do Naseri nos ficheiros do Simms para o contactarmos.
"Başkalarını yemeğe davet etmek, çatımız altında bulundukları sürece onların sıhhatinden sorumlu olabilmek içindir."
"Convidar pessoas para jantar connosco é tornarmo-nos responsáveis pelo seu bem-estar enquanto estão sob os nossos tetos."
Nasıl bir direnişle karşılaşacağımızı anlamaya çalışıyoruz.
Tentam concordar no tipo de resistência que enfrentaríamos lá.
Havana'yı yatıştırmak için hayli uygun bir yalan. Ayrıca iki taraf için de kendini sağlama almış oluyorsun haksız mıyım?
Uma mentira conveniente para acalmar Havana e melhorar a vossa possibilidade de sobrevivência, não é?
Onunla aranızda görevine son vereceğine ve ailenin yanına dönebileceğine dair bir anlaşma yapmamış mıydınız?
Não havia um acordo entre vós segundo o qual ficaríeis liberta das vossas obrigações e regressaríeis para a vossa família...
Bu sömürgeyi ayağa kaldırmakta başarısız olursak karşımıza ne sorunlar çıkacağını anladılar.
Observam os problemas que enfrentamos em reconstruir esta colónia, os perigos se falharmos.
Mutlu sonlara inanır mısınız?
Acredita em finais felizes?
Biri mutlu sonlara inanır mısınız diye sordu.
Alguém perguntou se acreditam em finais felizes.
Kiberalı mısınız?
São de Kibera?
Yorum yapacak mısınız?
A sua irmã assassinou mais três pessoas.
Bunu neden yaptığınızı açıklar mısınız?
Importa-se de explicar o que vos deu?
Yani muhteşem kız arkadaşın dışında mı?
Queres dizer... além da tua namorada incrível?
Eğer peşinizdeki bu adamsa, pervasızlığınızı ve cesaretinizi hafife almışım demektir.
Se é o que anda atrás de vocês, devo dizer que subestimei a vossa imprudência ou a vossa coragem.
Ona sorar mısın, acaba onu ya da "sesler duyuyorum" diyen deli kız arkadaşını, o beni sallamazken neden sallayacak mışım?
Pergunta-lhe porque me devo importar com ele ou com a maluca da namorada "que ouve vozes"
Havayı koklayıp, yalnız mıyım, yoksa bu tuzak mı anlamaya çalışıyorsun.
Estás a cheirar o ar, a tentar perceber se estou só ou se isto é uma armadilha.
Bir an bile sıkılmadığımız kesin.
Nunca há tempos mortos, isso é garantido.
Nasıl oluyor da hayatımız markette kasa sırası beklerken magazin dergilerinde okuduğum hayatlarla kesişiyor?
Como é possível que as nossas vidas se cruzem com pessoas sobre quem eu li na bicha da mercearia?
Garaj tek kaçışımız.
A garagem é a nossa única saída viável.
Yine de zamanı geldiğinde, alım veya satış sırasında tetiği çekmek zorunda kalacağınızda taş gibi sert ve hazır olsanız iyi olur çünkü buraya bunun için geldiniz.
Ainda assim quando a hora chegar, quando tiverem de decidir se compram ou vendem, é bom que estejam duros e prontos para avançar porque foi para isso que se inscreveram.
- Başkan'ı, başkan yardımcısıyken işlenen suçlardan ötürü soruşturmalı mıyız?
- Devíamos investigar o Presidente por crimes cometidos enquanto era vice-presidente?
- sınırlarımızı kapatıyoruz.
- sem provas que nos apoiem. - Estão a chegar.
Bence bizim önemli şahsımız "kayıp" dan, "kaçırıldı" ya dönüştü.
Acho que os nosso VIP's foram despromovidos de "desaparecidos" para "raptados".
Susar mısınız?
Podem calar-se?
Bizim gibi bileği kuvvetsiz, ufak tefek, beyaz kız popülasyonuna bir sığınak lazım.
Representamos o contingente de rapariga branca, fraca e de baixa estatura, precisamos de um bom reduto.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]