English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ B ] / Biliyorsun ki

Biliyorsun ki Çeviri Rusça

1,987 parallel translation
Biliyorsun ki sadece sen varsın. Saçmalama.
– Мне важна только ты.
Evet, Danny Buck, sen de biliyorsun ki Bernie tüfek kullanmayı bile bilmez.
Да, Дэнни Бак, ты ведь знаешь, что Берни не умел стрелять из ружья.
Çünkü iyi biliyorsun ki eğer tesadüf değilse- -
Потому что если это не совпадение...
Bilmen gerekirdi biliyorsun ki ben hatırlayamam, hatırlamak senin işin.
Ты должна знать... потому что запоминать это твоя работа, а не моя.
Biliyorsun ki ayıadamların da sevgiye ihtiyacı var.
Ты сам знаешь, оборотням тоже нужна любовь.
- Nereden biliyorsun ki?
- Откуда вам знать?
Biliyorsun ki rekabet falan yok, tamam mı?
Ты же знаешь, что тут не соревнование, да?
Patlayıcılar konusunda bir şeyler mi biliyorsun ki?
И ты что-то знаешь о сносе зданий?
Bak, sen de biliyorsun ki, kadınlar bana geldiklerinde hep felaket olmuştur.
Слушай, ты знаешь, если дело касается женщин.. .. мой опыт это сплошная катастрофа.
Biliyorsun ki, benden sonsuza dek kaçamazsın.
Ты же знаешь, что не сможешь вечно от меня убегать.
Nasıl biliyorsun ki?
Откуда ты знаешь это?
Evet ama Liv, biliyorsun ki hafıza kaybı var.
Ты ведь знаешь что у нее амнезия?
Kız ayakkabıları hakkında ne biliyorsun ki?
Ты разбираешься в туфлях?
Ve biliyorsun ki, şu an her şey önünde.
И сейчас у тебя всё впереди.
Biliyorsun ki ben bir polisim.
Я, между прочим, коп!
Biliyorsun ki bana bir iyilik yapıyorsun.
Эй, ну, ты делаешь мне одолжение.
Biliyorsun ki konuştuğumuz o aylarda, oldukça korkmuştun.
Помните, когда мы с вами беседовали, несколько месяцев назад, вы были сильно напуганы.
Sende benim kadar iyi biliyorsun ki, kaynak olmadığı takdirde dosyan hiçbir işe yaramaz.
Вы, также как и я, знаете, что без источника ваша папка бесполезна.
benim kadar biliyorsun ki eğer Birmanya'yı terk ederse, geri dönmesine asla izin vermeyecekler.
Энтони, ты же прекрасно знаешь, даже если я это сделаю и она уедет из Бирмы, она никогда не сможет вернуться назад.
Ama sen de biliyorsun ki bu- -
Да. Ты ведь понимаешь...
Nereden biliyorsun ki?
Откуда ты знаешь?
Biliyorsun ki, Sally iyi olacak.
Знаешь, Салли будет в порядке.
Ama sen de biliyorsun ki, bana zaten ilaç verdin. Evine de aldın.
Но, знаешь, ты уже дала мне лекарства, приняла меня в своём доме.
Eşcinsellik hakkında ne biliyorsun ki?
Что ты вообще знаешь о геях?
Biliyorsun ki, sizi bu işe ben dahil ettim.
Ты знаешь, я привёл тебя в это дело.
biliyorsun ki ben daha küçük olsun diyerek... ve bizim ailemiz de büyük.
Ну, ты знаешь, что я изначально хотела небольшую свадьбу, но, Кросби, только твоей семьи наберется человек 40 и потом наша семья большая.
Garanti vermek isterdim ama biliyorsun ki veremem...
Если бы можно было дать гарантии, но, увы, их нет.
Tamam mı? Biliyorsun ki - -
И ты это знаешь.
Biliyorsun ki bunu kontrol edebilir.
Думаешь, они не смогут проверить?
Biliyorsun ki...
Ты знаешь это...
Sen benden daha iyi biliyorsun ki desteklenmeyen sanık ifadesi duruşmada kullanılamaz.
Ты лучше меня знаешь, что в этом штате неподтверждённые показания соответчика недопустимы.
Biliyorsun ki bu kutu başımızı belaya sokacak.
Знаешь, у нас могут быть проблемы из-за этого ящика.
Biliyorsun ki Tanrı yanında, sana güç veriyor.
Ты знаешь, что Бог рядом, придает тебе силы.
Terry her şeye koşturuyor zaten. Ama onun da bir hayatı var biliyorsun ki.
Терри и так много помогает, а ведь у неё есть и своя жизнь.
Biliyorsun ki, üstüne atlamak üzere geliyordum.
Ты знаешь, я собирался заехать за тобой.
Tabi ki, Millie'nin yerini sen de gerçekten iyi biliyorsun.
Вы наверно ощутили вкус еды у Милли в кафе.
Ama olacak iş değil. Biliyorsun ki çok uzağa gideceğim.
Ты же знаешь, что я уезжаю далеко.
Görünen o ki tüm bu süslü kelimeleri falan biliyorsun.
Похоже, вы знаете все эти причудливые словечки и все прочее.
Biliyorsun... Düşünüyordum ki...
Знаешь, я тут подумал...
Biliyorsun, bana ödedikleri para pek bir şey sayılmaz, ve sanırım küçük bir miktar para işime yarayabilir ve pek de yapmamam gereken şeyler yaptığımı biliyorum ama ne yazık ki sizin için, rüşvet almam.
Вы знаете, за что мне платят. Я мог бы взять ваши деньги, и сделать то, чего не должен... но, к сожалению для вас, я не беру взяток.
- Tabii ki istiyorum. - Neden acı çektiğini biliyorsun.
- Ты знаешь, почему ты страдаешь.
Ki bunu evine zorla girip flaş belleğini çaldığın için biliyorsun.
О чем вы знаете, потому что украли его флэшку и вломились к нему в дом.
Belli ki Sıçrayanları nasıl öldüreceğini biliyorsun.
Очевидно, ты знаешь как убивать скиттеров.
Ne zamandır sana sormak istiyordum. Dyson'ın ziyaret ettiği Norn hakkında ne biliyorsun? Neden ki?
это мой самый дешевый эль итак, мне хотелось бы спросить тебя что ты знаешь об этой "Норн", к которой ходил Дайсон
Yani biliyorsun, eğer kız bu tip şeylerin olduğunu düşünürse yapmadığımı kim söyleyebilecek ki?
Ну, знаешь, если бы она думала. Что некоторые из вещей, уже случилось, кто ей скажет, что не случились?
Biliyorsun şu sıralar Kate ile çok zaman geçiriyorsun ki bu da sorun değil.
Это просто, ты знаешь, ты проводишь много времени с Кэйт последнее время, что просто прекрасно.
Özgür, hani biliyorsun ben öyle merdiven falan inip çıkamıyorum ya artık çok diyorum ki sen bir yarın baksan şu dükkanla bir ilgilensen, ha?
Ты же знаешь, мне сейчас тяжело ходить по лестницам. Так может, ты бы завтра забежал в студию, прибрался там?
Erken çekerek illa ki bir kısmını kaybedeceğini biliyorsun.
Конечно-же ты немного потеряешь забирая наличку досрочно.
Renato Favelloni'den bahsediyoruz ki biliyorsun, o oldukça canlı ve maksimum güvenlikli bir hapishanede kalıyor.
Мы говорим о Ренато Фавеллони. который, как вам известно, очень даже жив, и сидит в тюрьме строгого режима не очень чтобы далеко отсюда.
- Tabii ki biliyorsun.
Конечно, знаешь.
Belli ki resmî görevde olmadığımı zaten biliyorsun.
Вы конечно же уже знаете, что я не на официальном задании.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]