Bu da değil Çeviri Rusça
3,467 parallel translation
Sadece bu da değil.
Но это не все.
Evet ve hepsi bu da değil.
Да, и это еще не все.
Bu benim umurumda da değil, çünkü ben yapmam.
Не потому, что я переживаю за него, нет.
Tuval üzerindeki bu noktada gördüğümüz boya değil, bir şey görmüyoruz ya da göremiyoruz sadece gördüklerimizi boyalamalıyız.
В этом месте на холсте нельзя написать то, что видишь, потому что ничего не видно, и нельзя то, чего не видишь, надо писать лишь видимое.
Bu da demek oluyor ki, dedenin ismi Thomas değil mi?
Значит, твоего деда звали Томас, так?
- Henüz değil, ama bu da ihtimaller arasında.
- Пока нет, но всё к этому идёт.
Bana bunu bugün bu yaşta mı söylüyorsun, You're telling me in this day and age, Tuvaleti kullanmama ya da telefon etmeme izin vermezsin değil mi... ya da, ya da bana otobüs parası verir misin?
И Вы говорите мне такое в наше то время, даже не позволите воспользоваться ванной или телефоном... или, или не дадите на автобус?
Utanç verici yalanları söyleyenlere iade edelim.. Kıza şöyle bir bakıp.. ve... bu elbise ile... diyorum ki, bu pek de, hak veriyorum, çok da muhafazakar bir elbise değil, ama bu beni otomatik olarak alt tabakadan ya da kurban da yapmaz.
Пусть стыдно будет тем, кто взглянул на девушку в... в... в этом... то есть, да, согласна, не самый консервативный наряд, но он не должен автоматически делать меня изгоем или жертвой.
Bayım bir nebze pişmanlık ve biraz da gönülsüzlükle bunu söylediğim için üzgünüm. Bu söz konusu bile değil.
Сэр... с каплей сожаления и тем, что можно назвать тяжелым сердцем, мне придется вам сказать, что, к сожалению, это не обсуждается
Bu yerden nefret ettiği kadar da değil.
.Не так, что этого дома متنفره
Düşünebileceği en acı şeyi düşünmeye çalışıyor ama bu o kadar da üzücü değil.
Он пытается думать о самой грустной вещи, о которой он может подумать, а она не такая уж грустная.
Bu da demek oluyor ki o tuzaklardan nasıl kaçması gerektiğini biliyordur, değil mi?
что значит, он в курсе, как замести такие следы, так?
İnanılacak ya da inanılmayacak bir konu değil bu.
Вопрос не в том, веришь или не веришь.
( Sizleri coşturacağız. ) Yani benim ki biraz büyük de. Ama bu da hoş, değil mi?
У меня есть большой.
Eğer maceralarım sırasında kendime bir yol arkadaşı alıyorsam,... bu duygusal ya da kaprisli olduğumdan değil, bana olan takıntısında göz ardı ettiği pek çok iyi niteliği olmasındandır.
Если я и обзавёлся пособником в своих приключениях, то не из-за каприза или сантиментов, а из-за его прекрасных качеств, которым он не придаёт значения из-за одержимости мной.
Tabii, farz ediyorsun ki bu 9 adam silahları kuşanıp savaşa katılmayı seçecek ki muhtemelen bu savaştan haberleri bile yok ya da umurlarında değil.
Да, и ты думаешь что эти девять мужчин захотят взять оружия и вступить в бой на которым им вероятнее всего наплевать.
Bu da makul, değil mi?
Это же разумно, нет?
Olay da bu, değil mi?
Видишь, я про тоже.
Kız artık barda değil, yani kız ya ihanet etmiş ya da başka bir oyuncumuz daha var bu işte.
Девки в пабе больше нет, значит, это она его предала, или есть кто-то третий.
Arka bahçende fıçı bira partisi verip sikko balo kızına çakmak için 50 kağıda merdiven altı bir tezgâhtan satın aldığın Virjinya ehliyeti değil ulan bu.
Это не какие-нибудь водительские права Вирджинии которые ты покупаешь за 50 баксов в подсобке магазина, чтобы провести вечеринку на заднем дворе и выебать королеву бала.
Yapmaya çalıştığımız da bu yani, değil mi?
Это то, что мы пытаемся делать, разве нет?
Bu da seni bir nevi gizemli biri haline getiriyor, değil mi?
Что делает вас весьма загадочным, разве нет?
Her ne kadar yardım edebilecek olsam da bu, polisin meselesi, bizim değil.
Как бы мне ни хотелось вам помочь, это дело полиции, вы же знаете.
Değer biçilecek çok şey olsa da bu oda temkinli değil.
Осмотрительность тут не в чести, но предметы для наблюдений найдутся.
Keats o şiiri yazarken ölmek üzereydi ve öleceğini de biliyordu. Bu da şiiri daha etkileyici kılıyor, öyle değil mi?
Китс умирал, когда писал их, и он знал, что умирает, что только добавляет пикантности, не считаешь?
Bu da şapka değil, kaput.
И это не шляпа. Это берет.
Blaise-Hamilton'ların en büyük kızı 11 yaşındaki Charlotte katliamda sağ kaldı. Fakat küçük kız, kardeşlerine ve ailesinin sadık hizmetkârlarına karşı işlenen bu menfur saldırının fail ya da faillerini teşhis edebilecek durumda değil.
Старшая дочь Блей-Гамильтона, Шарлотта, одинадцати лет, выжила в резне, но пока не смогла пролить свет на личность преступника или преступников, совершившими жестокое убийство ее братьев и сестер, и двух преданных семейных слуг. "
Şüphe ve korkuyla kendine işkence ediyorsun, ve bu da hiç çekilecek şey değil.
Тебя раздирает неувернность в себе и страхи, и рядом с тобой неприятно находиться.
Bay Camp, eşinizin sizi sevmesini sağlayamıyordunuz. Bu da sizi fazlasıyla kıskandırıyordu, değil mi?
Мистер Кэмп, вы не могли заставить жену любить вас, что вызывало у вас еще больше ревности, я прав?
Bu acelesi olan bir proje değil sonra da devam edebilirim.
Это несрочное дело, ноя бы хотел завершить его позже.
Öğretmenin yaptığı da tam olarak bu değil mi?
Не это ли преподаватель и сделал?
Bu yerel bir durum da değil.
А еще это не изолированный инцидент.
Bu da kocasının yapacağı şey değil. Şahsen hep kocasına geri dönmesinden yanaydım.
Я, лично, всегда хотел, чтобы она вернулась к нему.
- Çok bir şey değil sanırım fakat bu da bir şeydir değil mi?
Ну не за очень много, но нам хватит...
Zaten amaç da bu değil mi?
Так в этом и смысл, верно?
Sadece çiçekler değil, damat da. Bu düğünle ilgili olarak her adımda benimle kavga ediyor.
дело не только в цветах, а во всей организации она ссорилась со мной на каждом шагу при подготовке этой свадьбы.
Sanatın en iyi yanı da bu değil mi?
Да, это интересная деталь искусства, не так ли?
- Ve sadece bu mesaj da değil.
И это случилось ещё до этой смс-ки.
Nasıl oluyor da bu haberi bana Connor değil de sen veriyorsun?
- Почему ты обращаешься не к Коннору?
Bu o kadar da kolay değil.
Это не так уж легко.
Dostum doğru ya da değil binlerce insan bu siteye yazıyor.
Чувак, реально или нет, тысячи людей постят этот сайт.
- Bu da oyun değil Bay Galloway.
И это не игра, мистер Галлоуэй.
Bu tavuk da bayağı büyük ve meymenetsizmiş değil mi?
Довольно большой и жуткий цыпленок, ты так не считаешь?
Yani, bu da bir şey değil mi?
Об этом ведь речь, да?
Onlara de ki bu akşam saat 9'da anahtarları vermek için dairede buluşacaksınız, daha erken değil. anladın mı?
Он преступник. Когда всё кончится - можешь его арестовать.
- Mutfakta da çalışacağımıza göre bu bir problem, değil mi? - Evet, sadece mutfakta ama.
Да, но только на кухне.
Sadece o da değil, bu şirketi kurman için sana yardım edeceğim.
Кроме того, я помогу тебе создать такую компанию.
Bu da mı Bodhi, öyle değil mi? Yok başkane olabilir ki?
Это Боди, так ведь?
Bu yüzden, ölüyor olmak o kadar da korkunç değil benim için.
Так что умирать мне совсем не страшно.
Dışarıda tutmaya çalıştığınız adamların daha bu adamlar uyanmadan sizi bulacağının farkındasınız değil mi?
Вы понимаете, что люди, которых вы пытаетесь не пустить, попадут сюда раньше, чем эти парни придут в себя?
Bu da "Umurumuzda değil".
Слышал о Заботе Обамы? ( защита пациентов )
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da neyin nesi 120
bu da ne demek oluyor 285