Bu da öyle Çeviri Rusça
834 parallel translation
Bu da öyle.
Тут тоже.
Bu da öyle.
Вот так-то.
Ukrayna'daki mahsüllerin durumu, o kadar önemli değil, bu da öyle, bu da...
статья о урожае на Украине... то, другое.
Bu da öyle işte, rol yapma.
Ну, всё дело в актёрстве.
Bu aile bana... 40 yıldan fazladır güveniyor. Madam da öyle dedi.
Я имею счастье быть доверенным этой семьи уже более...
Sanırım bu da tüm hikayeyi değiştiriyor öyle değil mi?
Полагаю, это меняет суть дела, не так ли?
Öyle mi? Bu da planın bir parçası.
Это все часть плана.
Neden? Şu anda bu işi öyle ya da böyle halledecek bir çatışma sürüyor.
Как раз сейчас идёт сражение, которое всё решит так или иначе.
Bak askim, bu deli saçmasi isi çözeceksem... olaya öyle ya da böyle karismis herkesle baglantimi korumaliyim.
Потому что, моя дорогая, мне нужно поддерживать отношения со всеми, кто имеет отношение к делу, из-за которого не могу ничего разобрать.
Bu görüsme birçok açidan zor oldu, ancak sonunda... bizimle anlasmasi için onu ikna ettik, ya da biz öyle sandik.
Переговоры оказались не из легких, но в конечном итоге нам удалось уговорить мисс О'Шонесси, вернее, мы думали, что удалось.
Tabii ki öyle. Ama bu kadar belirsiz bir kanıt yüzünden bir adamı suçlamaktan da nefret ederim.
Да, но пока нет оснований делать такие выводы.
- Bu kız da öyle.
Понимаете, Бриньон был мещанином, да к тому же застенчивым.
- Bu da öyle.
И эти тоже.
Öyle olsa da bence bu çok acayip gözüküyor.
Да, я думаю, что это явно выглядит странным.
Bu kadarı da fazla ama! Öyle mi?
Лорел, это уж слишком.
Öyle görünüyor ki bu hikaye üç ya da dört gün daha ilgi görecek.
Похоже, что впереди у нас еще три - четыре дня горячих новостей.
Ve bu da her şeyi çözüyor, öyle mi?
И ты считаешь, всё в порядке?
Bana da öyle. Bu onların kavgası. Hep öyleydi.
Пора это кончать.
Aslında onu sevdiğimden değil, ama bana öyle geliyor ki onunla evlenirsem, başka çıkarlarım da olur bu işte.
Не из любви, а ради тайных замыслов моих, которых я, женясь на ней, достигну.
Yani, bu ölüm kalım mücadelesinde, bir yandan da denizin dibine bakıp bunları görecek vaktiniz oldu, öyle mi?
Но как в предсмертную минуту вы успели тайны моря рассмотреть?
Öyle, bu da halam.
Да-а, а это моя тётушка.
- Bu da İngiliz kanunu, öyle değil mi?
Таков закон Великобритании.
Gerçek bir hikaye nasıl başlarsa bu da aynen öyle başlamıştı.
Это началось, как начинаются самые обычные истории.
Madem ortada güzel bir kız var, öyle ya da böyle Peppe bu işi halleder.
Если есть красивая девушка, рано или поздно Пепе нам обеспечит свободный проход.
- Öyle. - Ve bu da gereksiz bir yazışma başlatacaktı.
- И начнется сказка про белого бычка.
Bu çok hoşuma gider. Nestor'ın da öyle.
Мне это нравится и Нестору тоже понравится.
Aynen öyle, Melkotların amacı da zaten bu.
Именно так, согласно плану мелькотианцев для нас.
Bu kadınlarda da öyle bir şey yoktur.
Но ни одна из них не похожа на инженерного гения.
Öyle görünüyor ki bu alet beni işsiz bırakacak ve Pentagon'u da naftalinleyip kaldıracak.
Ёта штука собираетс € отправить нас на пенсию, поздравл € ю, доктор'орбин!
Aynen öyle. Bu da demektir ki kimseye isim takmaca, kavga etmece, el sakasi yapmaca yok.
И это значит никаких прозвищ, никаких драк и никаких дразнилок.
- Burası ılıman kuşakta. Kırlangıç güneşin peşinde güneye uçar, kızkuşları da öyle... kışın daha sıcak yerlere göçerler, ama ülkemizin yabancısı değildir bu kuşlar.
Лacтoчки и pжaнки yлeтaют вcлeд зa coлнцeм в жapкиe cтpaны... нo пoтoм cнoвa вoзвpaщaютcя к нaм.
Vanilya değil bu. Şeftali ya da öyle bir şey.
Не это не ванильный, персиковый или что-то вроде.
Bu da doğru, öyle değil mi?
Это верно или нет?
Keşke ben çıkmadan anlatsaydınız çünkü geri dönmek zorundayım ve öyle ya da böyle bu hikayeyi yazacağım.
Ну, я просто хотел бы, чтобы Вы рассказали мне всё, прежде чем я уйду,.. .. потому что я вернусь в редакцию, и так, или иначе напишу эту статью.
Bu şarkı Nova Huta hakkında Nowa Huta bu şarkıda. Öyle basit ve güzel ve yeni şarkı söyleyen kuşlar gibi.
О Новой Хуте песня, о Новой Хуте слова, такая красивая, новая песня, как Новая Хута сама.
Bu Paula Powers'ın kaçırılması beni öyle sinirlendirdi ki arayıp da fikrimi söylemeden edemedim.
Похищение Полы Пауэрс разозлило меня настолько, что я должна была позвонить и выговориться.
En büyük hatamız şuydu ve öyle düşünmüş olmama da inanamıyorum. Bu cinayetin spontane olduğunu düşünmüştük.
Нашей главной ошибкой - даже не могу поверить, что я повёлся на это!
Bu zavallı talihsiz yaratıklar da öyle sanıyorlardı ama bak neredeler?
Значит, эти несчастные существа решили... И где они?
- Evlenme meselesi değil. Öyle. Bu yoğun iş temponda kolay olmasa da.
Мчжики ведь не любят, когда баба выше их.
- Ama bana öyle demediler Joey. - Bu da ne demek?
Я другое слышал.
Bu demektir ki aşağıda bir yerlerde, almamızı hiçbir şekilde istemedikleri çok önemli öyle bir şey var ki, artık onu daha fazla almak istiyorum.
Ёто значит, что у них там что-то есть, и они не хот € т, чтобы мы получили это, и раз уж они так сильно не хот € т нам это отдавать, € ещЄ сильнее хочу достать это.
Madem öyle dürüstçe konuşmak gerekirse bu pislik yuvasında ya da başka bir pislik yuvasında sözleşmeli veya sözleşmesiz olarak hapsedilmişken uzlaşma yapabilirim dememin hiçbir anlamı yok, değil mi?
- Хочу. Что ж, если честно, я не думаю, что смогу не нарушать порядок пока я заперт в этом или любом другом сральнике с договором или без, так что, нет смысла этого обещать!
Bu bir deprem ya da kasırgaymış gibi konuşuyorsunuz. Ama öyle değil işte!
Но это же совсем другое!
Bu arada, hazır saatten bahsediyorken bana öyle geliyor ki, 6 : 36'da avizen kırılmış olacak.
Раз уж мы заговорили о времени, похоже, ты разобьешь... эту люстру в шесть тридцать шесть.
Bu kadar uzun süreli hiper uykunun doğal sonucu olan yan etkileri ya da öyle bir şey.
Это просто побочный эффект сверхдлительного анабиоза.
- Bu yaptığın da öyle.
- Но и так ты её не вернёшь.
Öyle görünüyor ki ; bu kasabaya borcumuzu, kazanca katkıda yardımcı olarak ödüyoruz.
Мы здесь славно заработали, в свое время.
Bu bana çok anlamsız gelmişti. - Bana da öyle.
- Мне это ничего не говорит.
Ne zaman bir şey söyleyecek olsan, arkanı dönüyorsun ya da masanın altına giriyorsun ki ben de senin dudaklarını görmeyeyim. Bu öyle değil, Julia.
Каждый раз, когда ты что-нибудь говоришь ты отворачиваешься, или съеживаешься, или залезаешь под стол, чтобы я не видела, как ты это произносишь.
O defineyi istiyoruz ve öyle ya da böyle alacağız, demek istediğim bu.
Хорошо, мы хотим эти сокровища и мы их получим, так или иначе
Bu... - Margaret'ın da öyle.
Или Маргарет.
bu da ne 2329
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285
bu da ne demek 442
bu da senin 34
bu da değil 27
bu da 414
bu daha iyi 394
bu da demek oluyor ki 33
bu da kim 384
bu daha kötü 16
bu da ne demek oluyor 285