English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ F ] / Fark ettim ki

Fark ettim ki Çeviri Rusça

832 parallel translation
Ve sonra fark ettim ki...
А потом до меня дошло...
İşte Bark, fark ettim ki mutlu olmak hayatta herkese bahşedilmiş.
Барк, я поняла, что всем достается в жизни много счастья.
Az önce fark ettim ki bu hayatım boyunca yaşadığım en güzel gündü.
Я только что понял, что это был лучший день в моей жизни.
"Bak kardeşim benim devriyemde olmaz." Dönünce fark ettim ki yanılmışım.
"Послушай, только не в мою смену", как она повернулась и я все слова растерял.
Sonra durdum çünkü fark ettim ki hoşuma gitti ve alışkanlık olsun istemedim.
Я быстро это бросил, потому что оказалось, что мне это нравится. Я не хочу становиться рабом своих пристрастий.
Ve sonra fark ettim ki bu şimdiye kadar başıma gelen en güzel şeydi.
А потом я осознала, что это - пожалуй, самое лучшее, что могло случиться со мной.
Ama fark ettim ki yılın bu zamanında ona kart gönderirsem,..
Но я подумал, пошлю ему открытку сейчас,
- Olabilir, Doktor. Ancak fark ettim ki, duyguların sağlıklı dışavurumu sana en yakın olanlar için o kadar da sağlıklı değil.
Однако я заметил, что здоровый выплеск эмоций часто больно отражается на близких нам людях.
Fark ettim ki kızlarınızdan bazıları hava saldırısı eğitiminde erkeklerin siperlerini kullanıyorlar.
Я заметил, что некоторые из ваших девиц... во время учебной тревоги укрываются в мужских траншеях.
Birdenbire fark ettim ki... muayenehane dışındaki hayatınız hakkında hiçbir fikrim yok.
Я вдруг понял,.. что и понятия не имею,.. о вашей жизни вне работы.
Sonra fark ettim ki bu ümitlerin gerçekleşebilmesinin tek yolu sizsiniz.
Потом я поняла что единственный способ, чтобы эта мечта когда-либо стала реальностью, - это вы.
Sonra fark ettim ki dünyada, huzur ve sükunetten daha da değerli şeyler varmış.
Ты ведь видела, это само началось. Как-то так, само...
Her zaman kadınlar hakkında ne bildiğimizi merak etmişimdir,... ve sonra fark ettim ki tüm bilebileceğin bir erkeğin zaten bildiklerinden öte bir şey olmayacağı.
Я всегда спрашиваю себя, что мы знаем о женщине, и прихожу к мысли, что мы можем знать не больше, чем знал первый человек.
- Fark ettim ki... ayrıcalıktan yakınan askerlerin çoğu... genelde ortalama, hatta çoğu düşük seviye kişiler.
Но, к сожалению, господин полковник, к привилегиям обычно рвутся офицеры со средними способностями. А то и ниже.
Fark ettim ki kendi payından fazlasını alıyor bana da para bu kadar diyordu.
Как-то выяснилось, что он берет себе сильно больше денег, чем положено а мне говорил, что это все, что нам платят.
İstemeden fark ettim ki birbirinizi öldürmeye başlamak üzeresiniz. Biz trenden inene kadar bekleyebilir misiniz acaba?
Я не могла не заметить, что вы собираетесь сразиться друг с другом, но не могли бы вы подождать, пока мы с детьми не сойдём с поезда?
Ve ben fark ettim ki eğer kafasını bir menteşeye tutturursak ilerlediğinde gagası yeri gagalayabilir.
И я понял... что если посадить голову на петлю, просто на маленький деревянный штифт, тогда утка, катясь вперёд, будет клевать землю.
Asıl tuhaf olan ne biliyor musun? Gördüğümde fark ettim ki, bir şekilde atlatmıştım artık.
Знаете, самое забавное в том, что видя это, я понял :
Ama sonra birden fark ettim ki New Essex'i seviyorum avukat bey.
Но тогда это поражает меня, я люблю Нью-Эссекс, советник.
Sanki dünyanın tüm güzelliği bir kadında vücut bulmuştu ve ona bakıyordum. O zaman ani ve şaşkınlık verici bir kesinlikle fark ettim ki. Aradığım buydu.
Я наблюдал всю красоту мира, воплощённую в одной женщине, и внезапно меня ослепило понимание, что... вот оно!
Fark ettim ki Kolomp gibi ben de ucuz kolonyanın olduğu dünyada yaşamalıydım.
И впервьiе в жизни я понял, что я, как Колумб, буду вьiнужден жить в мире дешевого одеколона.
- Herhalde mi? - Evet. Sonradan fark ettim ki aradığım adam o değilmiş.
Да, выяснилось, что он не тот, кто мне нужен.
Şunu fark ettim ki Avrupa artık tek bir millet haline gelmeye başlamış.
Очевидно, что Европа становится единой нацией...
O an fark ettim ki. Dona Julia'nın yüzündeki gülümseme gitmişti.
Я заметил, что с лица доны Джулии пропала улыбка.
Ve birdenbire fark ettim ki...
И тут внезапно...
Ve fark ettim ki onu yakalaması gereken benim.
И оказываюсь как раз там, куда я его передал, так?
Ben de fark ettim ki, sen olabiliyorsan ben de dürüst olabilirim.
Я думаю, в ответ на твою честность мне тоже стоит кое в чем признаться
Sonra fark ettim ki, hikâye aynen Hayama'nın ailesini anlatıyor.
Ему не хватает настойчивости. Я согласен! Я же говорил!
Avukat olduğum dönemde... yani uzun zaman önce, delikanlı, ben, ee, pek çok deneme ve yanılmanın ardından fark ettim ki... bir mahkemede... en iyi öyküyü anlatan kişi kazanır.
Когда я был адвокатом, много-много лет назад, совсем юношей, я понял после многих проб и ошибок, что в зале суда побеждает тот, кто расскажет самую блестящую историю.
O sabah televizyon izlerken fark ettim ki :
Расположенные на двух сторонах земного шара,
Juste. Bu tuhaf Belçikalıyı merak ediyordum... sonra fark ettim ki karını arıyorsun.
Сначала тот чудной бельгийский продюсер сбил меня с толку Но потом я понял, что ты просто ищешь свою жену.
Buna gerek yok. Ve şunu fark ettim ki, iki saat sonra dünyada yaşayan her ruhun yok olacağı gerçeği yanında bir kişinin ölümü nedir ki?
Тебе не стоит И осознал, что одна смерть не сможет сравниться с тем фактом, что через два часа всякая живая душа на Земле испарится.
Sonra fark ettim ki nefes almıyordu.
Потом я поняла, он не дышит.
Sonra sen geldin ve ben fark ettim ki...
А когда ты появился, я решила...
Fark ettim ki seninle beraberken kendimi gol atmaya yönlendirmiyorum.
Хэзер, что я хочу сказать... с тобою...
Sonra buraya geldim ve fark ettim ki bu kızlar, zeki ve muhteşem insanlar. Dünyaya bir katkıları olsun istiyorlar.
А потом я приехала сюда и поняла, что эти женщины умны, замечательны и пытаются изменить мир.
Ve fark ettim ki, bunu yapmama gerek yok.
И недавно я понял, что я не должен этого делать.
Fark ettim ki sana karşı olan hisleri hiç gitmedi ama sen gidebilirsin.
Я понимаю, что эти чувства могут никогда не исчезнуть полностью но ты можешь.
Sara, sokakta durdum ve fark ettim ki işte bu.
Сара, я стоял на улице и понял это.
Dört blok uzaklaşmıştım ki yüzük için parmak ölçünü bilmediğimi fark ettim.
Прошёл три квартала и вспомнил, что не знаю твоего размера.
Evet, hemen fark ettim onu! Tabii ki.
Я собирался кое-что сделать, как ты знаешь.
Az kalsın "Ama aramızda hiçbir şey geçmedi." diyecektim ki birden Françoise'nın hakkımda öğreneceği şeylerden hiç korkmadığını fark ettim. Ama benim onun hakkında öğreneceğim bir şey işte o an aklım dank etti.
Я собирался сказать Франсуазе, что между нами ничего не было, как вдруг понял, что Франсуаза испугалась не того, что она услышала от меня, а того, что, по её мнению, я узнал о ней,
Bu ne olabilir ki? Emin değilim, ama bir şeyler fark ettim.
И это может быть даже важнее, чем дом.
Kepler şöyle yazıyor : "Bu 8 dakikayı neredeyse görmezden gelip, hipotezime uygunluğunu görecektim, taa ki bu 8 dakikalık farkın astronomide, kökten bir değişikliğe sebep olacağını anlayıncaya kadar da ısrarımda devam ettim."
Кеплер писал : "Если бы я полагал, что мы можем проигнорировать эти 8 минут, я бы подогнал мою гипотезу соответствующим образом. Но поскольку игнорировать их было недопустимо, эти 8 минут указали путь к полному реформированию астрономии."
İyi olan şu ki, zararı önlemek için bunu zamanında fark ettim.
Хорошая новость в том, что я вовремя обо всем узнала и взяла ситуацию под контроль.
Sen on yaşındayken mektubu vermeyi düşündüm. Sonra fark ettim ki, sen bunun için daha çok küçüksün.
Я хотел дать тебе это письмо, когда тебе было десять лет.
Hatırlarsın ki Hastings, hırsızlığın olduğu gece Mösyö Saunders'ın kol yeninde beyaz bir toz fark ettim.
Помните, Гастингс, в день кражи я заметил на рукаве Сондерса какой-то белый порошок?
Sonra fark ettim : "Bir fare ya da porsuk telefon edecek parayı nereden bulacak ki?"
Потом я прикинула, что, так откуда бы мышь или опоссум взяли деньги, чтобы позвонить?
Birden fark ettim.20'li kızlar, harikaydı.Ta ki onlardan birini kalbinizi kıran erkekle birlikte görene kadar.
И тут я поняла 20-летние девушки не опасны пока не увидишь их с мужчиной, который разбил твое сердце.
Ummuştum ki mahkumlarıma adil davranılacaktı. Ama kısa sürede Cardassianların adaletle pek ilgilenmediklerini fark ettim.
Я ожидал что с моими заключенными... обойдутся справедливо, но вскоре я понял, что кардассианцев... мало интересует справедливость.
Sana sigaraya başla demiyorum, ama fark ettim ki, bilirsin işte Windsor Dükü için yeterince iyi olan nedir ki?
- Фрэнсис. Фрэнсис. Это...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]