English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Rusça / [ I ] / Inanın

Inanın Çeviri Rusça

9,725 parallel translation
Sizler bizim yeni çaylaklarımızsınız. Ve inanın bana... yardımınıza ihtiyacım var.
Теперь вы наши новобранцы, и нам очень нужна ваша помощь.
Başkan Hanım'ın Kang Joo Eun'u bildiğine inanıyorum.
Госпожа председатель... в курсе ваших отношений с Кан Чжу Ын.
Az kalsın inanıyordum.
Почти обдурил меня.
Ciddi burun kanamalarıyla alakalı Dr. Andersen'ı gördün ki bunun mide kramplarıyla aynı zamana rastlamasının tesadüf olduğuna inanıyorsun ve aylık bir düzen var.
Итак, вы обращались к доктору Андерсону После нескольких носовых кровотечений которые как вы верите связаны с ежемесячными Болями в животе
Kocamın çocukluk arkadaşı olduğunuza inanıyorum.
Вы были другом детства моего мужа
Profesör Warnekros, gerçek şu ki kadın olduğuma inanıyorum.
Профессор, дело в том... Я считаю, что я женщина
Dünyadaki bazı harika düşünürler sosyal bilimlerin insan davranışlarını geleneksel konseptlerle serbestçe çalışmasına izin verilmesi gerektiğine inanıyor.
Величайшие умы мира, которые верят, что общественные учёные должны быть допущены к изучению человеческого поведения, не скованного обычными понятиями.
Hayatın kutsal olduğuna inanıyorsun, değil mi?
Думаешь, жизнь священна? Да?
İnan ya da inanma dışlanmanın ne demek olduğunu bilirim.
Поверь, я тоже знаю, каково быть списанным со счетов.
İnanıyorum ki genelde ağrının Doğum sırasında bir kadın yaşar Bir insanın katlanmak zorunda olduğu her şeyi aşıyor.
Вообще-то все давно признали, что при родах женщины такую боль выносят, что ни один мужчина не вынесет.
"Tanrının hiç hata yapmadığını biliyorum ama inanıyorum ki Gertrude'nin kişiliğini oluştururken kafası iyiymiş."
"Я знаю, что Господь непогрешим, но, кажется, он был пьян, когда создавал Гертруду".
Aldridge Konağı'nda tarihçiyim ve oranın hayaletli olduğuna inanıyorum.
Я исследую особняк Олдриджа и считаю, что там водятся привидения.
Anlatsam inanır mısın?
Если скажу, ты поверишь?
Waller beni ve inanılmaz yetenekleri olan bir kadını yolladı.
Уоллер отправила меня и женщину с невероятными способностями.
Hayat, inanılmaz bir şekilde boka sardığında aklınıza gelen ilk şey, verdiğiniz büyük, kötü bir karar olur.
Если твоя жизнь безнадежно испоганена, то, оглянувшись назад, обычно находишь важное, но неверное решение.
Hazır olduğumuza ve en başlarda olup dünyanın cevap aradığı soruları sorduğumuza inanıyoruz.
Мы считаем, что мы готовы, что мы на передовой, мы задаем вопросы, ответы на которые хочет знать весь мир. Бриджит Джонс : история поиска
Nasıl olur da elinde kanıtı olmayan böyle bir şeye inanırsın anlamıyorum.
Не понимаю, как ты можешь верить во что-то без доказательств.
Nasıl birdenbire sanki kanıt varmış gibi böyle bir şeye inanırsın?
С чего вдруг ты веришь во что-то только с доказательствами?
Korumaya ihtiyacın var, Luis. İnan bana.
- Вы нуждаетесь в защите, поверьте, Луис.
Ve inan ihtiyacın olacak.
Он вам ещё пригодится, поверьте.
Izdırabını anlıyorum, inan bana!
Я понимаю твою боль, поверь мне.
Biliyorum, kederden aklın başından gitti. Ama inan bana, acın geçecek! Tıpkı benimkinin geçtiği gibi.
Я знаю, что ты с ума сходишь от горя, но поверь мне, эта боль пройдёт, как прошла и моя.
Birçok insan, Tanrı'nın şiddeti tasvip etmediğine inanır.
Люди считают, что Господь не одобряет насилия.
İnanın bana kaderimden alıkonulmaya sessiz kalmayacağım.
Уверяю вас, я не буду оставаться безучастным и видеть, как моя судьба идёт под откос.
İnanın bana. Ben Jake'im.
Послушайте.
Bu garip taşın bize yardım edebileceğine inanıyorum.
Я верю, что этот странный камень может помочь нам.
İnanıyorum ki, siz iki Batılının Tao Teo'yi bu kadar kolay öldürebilmesinin sebebi bu mıknatıstı.
Я верю, что благодаря магниту вам двоим удалось так легко убить Тао-тэя.
Elma'nın sadece insanlığın ilk başkaldırışının tohumlarını içermediğini ayrıca özgür iradenin anahtarı olduğuna da inanıyorlardı.
Они считают, что оно содержит не только семена первого неповиновения человека. Но и ключ к самой свободе воли.
Ama bazılarımız Tanrı'nın ya da bazı kadim uygarlıkların, insanların neden şiddet dolu olduğuna yönelik bize bıraktıkları bir harita olduğuna inanır.
Среди нас есть те, кто верит что... Бог или какая-то древняя цивилизация. Оставили его нам, чтобы мы поняли, почему люди жестоки.
O çılgın kafanda her neye inanıyorsan gerçekleşmeyecek.
Пойми. Надежды, что в твоей глупой голове, не оправдаются.
O sikik masada oturup, sanki onların kuklasıymışsın gibi gerçekte ne olduğunu öğrenmek yerine her palavraya inanıyorsun.
Они просто сидят за своими дурацкими столами, как тупые куклы, всасывают эту чушь, вместо того чтобы искать правду.
Dalga'nın başladığına inanıyoruz.
Мы полагаем, что началась четвертая волна.
Bu numaranın adı İnanılmaz Kaybolan Kulak.
Называется "Потрясающее... Нет. Исчезновение уха".
Kafanın nasıl çalıştığını bildiğimi söyleyemem ama bunu görmenin önemli olduğuna inanıyorum.
Для меня загадка, как работает ваш мозг, но мне кажется, что для вас было важно это увидеть.
Bizim Alice olsan bana inanırdın.
Моя Алиса сможет мне поверить.
Eskiden zamanın bir hırsız olduğuna inanırdım.
Я думала, время - вор...
Böyle sakin yönetirsen, felaket ile karşılaşırsın, inan bana.
Если вы править как оккупанты, вы будете встречены с катастрофой, я обещаю.
Duyduğun her acıklı hikayeye inanır mısın?
" ы веришь всем грустным истори € м, которые слышишь?
Tuğamiral Paris'le toplantının iyi geçtiğine inanıyorum.
¬ стреча с коммодором ѕэрис прошла удачно?
Asistanım olmayacaksın. Yarı yarıya. Bu işe işte bu kadar inanıyorum.
Лидер скаутов Сэнди дала мне значок "Социальная бабочка".
Milton Adams, inanılmazsın.
Путь вниз, ниже уровня океана... Милтон Адамс, ты удивительный.
Buna inanır mısın dede?
Он был. Ты в это веришь дедушка?
İnsanların yüzde 90'ı ilahi bir güce inanıyor.
Мы, население этой планеты, давно искали спасителя. 90 % людей верят в высшую силу.
Ama ben, bir kralın aynı zamanda psikopat bir katil olduğunu gösteren mükemmel bir olay olduğuna inanıyorum.
Но я полагаю, что это идеально соответствует королю, который был к тому же убийцей-психопатом.
İnanır mısın, çok güzel? Fakat ne yazık ki pek akıllı değil.
Очень красивая, знаешь? [ГОВОРИТ ПО-АРАБСКИ] Но, к сожалению, не очень умный.
İnanın bana denedim.
Поверьте мне попробовать.
Eğer hayatta olsaydı.. onu bir kardeş gibi kucaklayacağınıza inanıyorum.
Будь он живым, я уверен, что Иешуа тебя обнял бы подобно брату.
inanıyorum ki.. kader bu adamların elinde.
Я уверен... что в этих людях его будущее.
İnanın bana efendim, bunu denedik.
Поверьте, сэр, мы уже пробовали.
Kalp krizi geçirdiğine inanılıyor. Bir gün önce dizinden olduğu ameliyatın bir komplikasyona neden olmuş olabileceği de ihtimâller dahilinde.
Считается, что он перенес инфаркт, возможно, из-за осложнений после хирургической операции ремонт коленом на день раньше.
Genel kanı bu yönde ama bu tarikatın mensupları... ilk mutantın on binlerce yıl önce doğduğuna ve tekrar... dirileceğine inanıyorlar.
Это общепринятая теория, но эти люди считают, что первый мутант родился десятки тысяч лет назад. И верят в его новое пришествие.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]