Oylesine Çeviri Rusça
2,757 parallel translation
Öylesine söylüyorum. "Becer beni." gibi.
- Хватит! - Да я просто показываю. " Сделай меня.
Öylesine sordum.
- Просто спросил.
Hayır, öylesine insanlar işte.
Нет, они просто люди.
Nefret edebileceğim aklımdan geçmezdi ama ondan öylesine fena nefret ediyorum ki!
Не думала, что способна ненавидеть, но я ненавижу её... и ненавижу то, что я ненавижу её!
Hayatımda ilk kez üç sene sonra, öylesine bir kızla beraber olmak istemiyorum. Kaç tane memesi olursa olsun.
В первый раз в жизни я не хочу представлять себя со случайной девушкой через три года, сколько бы сисек у нее не было.
Babanızı öylesine ziyaret etmeye gelmediniz herhalde?
День отца, дубль два?
- Öylesine gitmesine izin mi verecekler?
– Вот так просто его отпустим?
Öylesine, arkadaş gibi.
Так непринужденно, по-дружески.
- Evet, öylesine sadece.
- Да, непринужденно.
Hiç, öylesine konuşuyorum.
Ни о чем. Просто поддерживаю разговор.
İhtiraslarım önemsiz gözüktü ve bir zamanlar değer verdiğim her şey öylesine bir ilahiliğin karşısında anlamsız kaldı.
Мои амбиции оказались мелочными, и все, что меня заботило, оказалось ничтожным перед лицом такой божественности.
Bu insanların, "günün nasıldı" ya da "acıyorsa, yapmayım" demesi gibi öylesine söylenmiş bir şeydi.
Это люди просто говорят так, как, "как прошел твой день?" Или, "мы прекратим, если будет больно."
Ölmüş olduğuna öylesine inanıyordum ki görmek istemedim.
Я просто... Я была уверена, что она мертва, и не хотела этого видеть.
Öylesine bakıyordun, biliyoruz.
Хотел поглазеть, мы в курсе.
Bu sadece öylesine.
Это так, для веселья.
Öylesine girişimci..
Такая инициативная,
öylesine sabırlısın ki.
Такая терпеливая.
Öylesine mi aradın?
Ты позвонил, чтобы поздороваться?
Öylesine işte.
Да, просто.
- Öylesine sayıyorsun geriye.
- Ты просто говоришь числа.
Andy o. Takılıyor öylesine.
Он просто отрывается.
Orta yaşlı beyaz bir adam "öylesine takılıyor".
Белый мужчина средних лет "отрывается".
Öylesine uzanıyor yere. Çok uysal.
Она просто лежит и целый день прохлаждается.
Evet, öylesine esmişti.
Ага, ну знаешь, сиюминутное увлечение.
Yani, öylesine oldu. Heyecanlandım işte.
Ну, это просто произошло.
Öylesine sordum.
Просто спрашиваю.
Öylesine bir gözyaşı değil.
Не просто слеза...
Sadece öylesine bir şeydi.
Просто мимолетное увлечение.
Ben birçok insan kaybetmedim Bunu yaparken, ama ben, bazı kaybettim öylesine bir söz.
Я упустил не так много людей занимаясь этим, но кое-кого я все же упустил, так что ничего не обещаю.
Öylesine korkmuştum ki aylarca gözüme uyku girmedi.
Я была так напугана, я не спала месяцами.
Öylesine bir cinayet değilmiş.
Это не простое убийство.
Gino ofiste gördüğüm öylesine bir adam, ayrıca başlamadan önce bize - bebek yağı sürdüler.
Джино просто парень с работы не считая того, что на работе нас натирают детским маслом перед съемкой
Öylesine söylüyorum yani.
Я просто рассуждаю.
Ve öylesine söylemiyorum, tamam mı?
Я не просто так это говорю, понимаешь?
Öylesine vakit geçsin diye yapıyorum.
Я занимаюсь этим... чтобы скоротать время.
Yani şimdi sen öylesine iftiralar mı savuruyorsun?
Значит, вы просто клевещете?
Öylesine gelişti. Ferris'e bırakacak biri çıktı.
Так получилось, что сегодня инвалиды бесплатно ездят на колесе обозрения.
Hayır, öylesine uğrayayım demedin.
Нет, черт побери, это не так.
Yemek vakti, öylesine uğrama vaktidir.
Ты заскакиваешь во время обеденного перерыва.
Öylesine diyorsun.
Ты только так говоришь.
Artie Hornbacher lehine öylesine büyük bir kamuoyu tepkisi oluşturun ki NSA ona trafik cezası bile kesemesin.
Мы привлечем такое внимание общественности к личности Арти Хорнбахера, вызовем такой праведный гнев, что если АНБ выпишет ему штраф за превышение скорости, народ устроит переворот..
- Öylesine sordum.
Что? Да просто спросила.
Öylesine oldu işte.
Просто так получилось.
Öylesine değil. Gerçekten acil bir durum var.
но сейчас чрезвычайный случай.
Öylesine bir şey.
Ну типа того.
Öylesine.
Просто так.
Öylesine bir şeydi.
Это был контакт, который ничего не значит.
Hiç, öylesine.
Ничего.
- Öylesine biri işte.
Просто парень.
Öylesine garajında mı bırakır?
Он просто оставляет его в гараже?
Sherlock'ın öylesine kiraladığı bir oyuncu olmadığını biliyorum.
Я знаю, что вы не просто актер, нанятый Шерлоком.