Tan Çeviri Rusça
146,403 parallel translation
Boss'tan kurtuldu zombi tedavisi yokken beyin işinden çok para yaptı ve...
Он снял с хвоста мистера БОсса, его бизнес с мозгами косит бабло, раз от зомби нет лекарства. И — о-о...
John tanıdığımız bir adamdı.
Джон — один наш знакомый.
Görünüşe göre farklı çevrelerde çalışıyoruz çünkü ben bir tane tanıyorum.
- ( дон-и ) Мы явно вращаемся в разных кругах, я знал только одного.
Hayır, numarayı bile tanımıyorum.
- ( лив ) Нет, это... Не знаю, чей это номер.
Bu sana dondurmadan daha iyi bir şey düşünmen için zaman tanıyacak.
- ( рави ) Будет время придумать что-то получше мороженого.
Seni tanıştırmak istediğim biri var.
Я хочу познакомить тебя с другим солдатом.
- Tanıştığımıza sevindim.
- Рад знакомству.
Sonra onunla tanıştım.
Потом встретил её.
Çalışanlarınızla görüşmeyi umuyorduk, aileyi tanıyan insanlarla. Elbette.
- ( бабино ) Мы хотели поговорить с вашими работниками, друзьями семьи.
O zaman neden o öldürülmeden önceki gece Facebook'tan arkadaşlığınızı kaldırdın?
Тогда почему отфрендила в фейсбуке в ночь её убийства?
Stan ve Cindy Chen'i ne kadar tanıdığınızı söyleyebilir misiniz?
- ( бабино ) Вы хорошо знали СтЭна и СИнди ЧЕнов?
Oldukça iyi tanıyordum.
- ( кен ) Немного знал.
Hayır, permalı adamı diyorum. Onu tanıyorsun.
- ( сид ) Ќет, кучер € вый парень. ¬ ы его знаете.
Ben eskiden uyuşturucu bağımlısıydım, tanışmadan önce.
- ( дэвид ) я был наркоманом. ƒо нашей встречи.
Clockworks'tan önce.
ƒо больницы.
Kodu silemezsek ve hasarın daha kötü hale gelmesini engeleyemezsek beynine kendini iyileştirmesi için zaman tanı.
Только если мы не сотрем код. Повреждение перестанет прогрессировать, и мозг сможет восстановиться.
Ark'tan jeneratöre enerji vermeliyiz, kırmızı siyah kabloyu bul.
Нужно подключить цепи генератора к питанию станции. Ищи черно-красный провод. Ясно, понял.
Evet. Jim'i tanırdım.
Да. я знал Джима.
Elise Nickerson ile tam olarak nasıl tanıştığınızı anlatın.
Как именно вы познакомились с Элис Никерсон.
Yumuşak maske üzerinden yüz hatlarını yeterli derecede tanımlayabilecek özel bir yazılımımız var.
У нас есть собственная программа распознавания, которая способна определить овал лица сквозь тонкую тканевую маску.
- Onu tanıyor musun?
- Вы её знаете?
Gençken bir Marlin tanımıştım.
Я знал одного Марлина в молодости.
Bir tanığın ifadesini almak için gitmeliyiz.
Пора двигаться. Надо снять показания свидетеля.
Bir Mossad ajanı. Samar onu tanıyor.
Его настоящее имя Эзра Манделл, оперативник из Моссада.
Robert, özgür dünyanın lideri olarak yerine geçeceğin adamın, ayrıcalık tanımanı istediği ve yerlerini muhafaza etmeleri için yardım etmeni isteyeceği belirli insanlar ve politikalardan oluşan bir mirası var.
Роберт, у того, кого ты сменишь в качестве лидера свободного мира, есть наследие, он захочет отшлифовать его с твоей помощью, сохраняя определённых людей и курс в политике.
Sizinle tanışmak için sabırsızlanıyorlar Dr. Avery.
Её родители с нетерпением ждут встречи с вами, доктор Эйвери.
İkinizle de tanıştığıma sevindim.
Очень рад познакомиться с вами обеими.
Onca yoldan geldiğiniz için minnettarız ama kızımız bir sürü doktorla tanıştı. Her biri daha fazla tahlil istediler ve ona zor anlar yaşattılar. Gerçekleştiremeyecekleri sözler verdiler.
Послушайте, мы благодарны, что вы здесь, что вы проделали весь этот путь, но нашу дочь смотрели дюжины врачей, и все они требовали ещё больше тестов, устраивали ей всё большие мучения, давая обещания, которые не могли сдержать.
Dr. Kepner'la bize biraz zaman tanıyın ve onu kıpırdatmayın.
Дайте нам с доктором Кепнер немного времени и не увозите её.
Tanımadı.
Ни узнавания, ничего.
Tanımasını sağla o zaman.
Так сделай так, чтоб он узнал тебя.
Tanısan seversin.
Они бы тебе понравились.
Annenle tanıştığımız gece geleneksel Avery Galasındaydık.
В тот вечер, когда я встретил твою мать, был приём Эйвери.
Kendimi tanıştırdım. Beni görmezden geldi ve gece boyunca nispet yaptı.
Я представился, а она игнорировала меня половину вечера, просто мне назло.
Seni tanımıyorum.
А тебя я не знаю.
Tanıştığımıza gerçekten sevindim.
Я правда рад знакомству.
Felix dün gece New York'tan eve geldi, değil mi?
Феликс вернулся из Нью-Йорка вчера ночью, да?
Fakat ben iplikle başlayacağım sestralarımdan, Sarah. Bir gün bir trene adım attı ve kendisi ile tanıştı. "
Но я начну с нити моей сэстры, Сары, которая однажды вышла из поезда и встретилась с собой. "
Tanıştığıma memnun oldum özel ajan Patterson.
Рада встрече с вами, спецагент Петерсон.
Çünkü seni herkesten daha iyi tanıyorum, ve şuan başından geçenleri tamamen anlayabiliyorum. Berbat bir şey.
Потому что я знаю тебя лучше всех и очень хорошо понимаю, через что ты сейчас проходишь, и это ад.
Seni tanıyor muyum?
Я тебя знаю?
Kardeşimi tanıyor musun?
Ты знаешь мою сестру?
Şahısları tanıyıp tanımadığını söylersin.
Ты должен сказать мне, если узнаешь кого-то из этих людей.
Bu herifi tanıyor musun?
Ты узнаёшь этого мужчину?
Evet, tanıyorum.
Да.
Beni tanımıyorsun bile.
Ты ничего обо мне не знаешь.
Tanıyorum.
Я тебя знаю.
O herifi tanımıyorum bile.
Я даже не знаю, кто этот человек.
Beni herkesten daha iyi tanıyorsun.
Ты знаешь меня лучше, чем кто-либо другой.
- Onu tanıyor musun?
Что? Вы её знаете?
Kampta bir kızla tanışmış.
Он встретил девушку в лагере.
tango 80
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanaka 24
tanıştığımıza memnun oldum 682
tanrı seni korusun 268
tanıştığıma memnun oldum 181
tanrıça 25
tanıştık 50
tanımıyorum 192
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanaka 24
tanıştığımıza memnun oldum 682
tanrı seni korusun 268
tanıştığıma memnun oldum 181
tanrıça 25
tanıştık 50
tanımıyorum 192