English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A good job

A good job translate Turkish

4,240 parallel translation
I'll do a good job for you.
İyi iş çıkaracağım.
Ok. Yeah, you did a good job.
Pekala, iyi iş yapıyorsun.
You, you and you, y'all did a good job today.
Sen, sen ve sen, bugün iyi iş çıkardınız.
If you thought I did a good job on the 3-Point turn, you ain't seen nothing yet. Mm.
Eğer 3 adımda dönüşümü iyi bulduysanız, henüz bir şey görmediniz demektir.
A good job, a good salary...
- İyi bir iş, iyi bir maaş...
You did a good job out there.
İyi iş çıkardın.
You did a good job.
Çok güzel bir iş yaptın Maya.
This is a good job.
Bu iyi bir iş.
Ders and Blake did a good job too.
Ders ve Blake de iyi iş çıkarttılar.
You did a good job, Grace.
İyi iş çıkardın, Grace.
You did a good job.
İyi iş çıkardın.
You really did a good job with that dog.
Köpekle ilgili iyi bir iş yapmışsın.
I'm offering you a good job selling good homes, making real good money, and I'm not asking for anything in return.
Sana güzel bir iş teklif ediyorum. İyi evler satıp iyi para kazanmayı. Ve karşılık olarak hiçbir şey istemiyorum.
You did a good job on it.
Çok iyi bozmuşsunuz.
You did such a good job.
Çok iyi bir iş çıkardın.
Yeah, you're doing such a good job arguing my point,
Katili yakalayana kadar olmaz anne. Ama neden onu yakalayamadılar?
You're doing a good job, Diane.
Sen, Diane iyi bir iş yapıyoruz.
You did a good job.
Sen iyi bir iş yaptı.
- And she blows her whistle, which is a bridge, - ( WHISTLE BLOWING ) which tells the animal that " Okay, you've done a good job,
- Hadi bakalım. - Bu işarettir. Hayvana, tamam iyi iş çıkardın gel ve yemeğini al demektir.
You're in my office, and I'm asking you whether I'm doing a good job.
Sen benim ofisimdesin ve ben sana iyi bir iş yapıp yapmadığımı soruyorum.
He did a good job of covering his tracks up on that.
Arkasındaki izleri gizlemekte çok iyi.
Doing a good job, Mills.
- İşini iyi yapıyorsun Mills.
It's a good job.
Bu iyi bir meslek.
Well, they're doing a good job, because I just called our other high-profile clients.
İyi bir iş yapıyorlar, çünkü diğer üst düzey müvekkilllerimizi de aradım.
He's going to get a good job in Hollywood after this.
Hollywood'da sağlam bir iş bulacağına eminin senin şimdi.
Being a miner is also a good job.
Bir madenci olmak iyi bir iştir.
Everything good. I got a new job.
Her şey çok iyi.
I'll give you a job, I'll give you some good, I'll give you a bed.
Size iş vereceğim, yiyecek vereceğim ve sıcak bir yatak vereceğim.
A quick job is a good one.
Hızlı iş, iyi iştir.
And I haven't done a very good job...
Ve pek iyi iş çıkaramıyorum...
I mean I've been on the job a long time and you just see so many bad things and bad people and you just start to wonder if there's anybody good anymore and I just want you to know that you don't have to do this.
Yani ben de uzun süredir bu işi yapıyorum ve insan o kadar kötü şey ve kötü insan görüyor ki iyi insan kalmadı mı diye merak etmeye başlıyorsun ve bunu yapmak zorunda olmadığını bilmeni istiyorum.
In this job... a good day is catching a serial rapist before he does it for the 5th time. Quite the highlight.
Bu meslekte... iyi bir gün 5.sini yapmadan önce bir tecavüzcüyü yakalamakatır.
The fbi has done a good job at minimizing the details,
O zaman hikâyem oldukça sansasyon yaratmış.
If I get that job, maybe we can celebrate Christmas again, um, send Sabitha a better gift and get you something good.
eğer o işi alabilirsem, yeni yıIı kutlarız, ne dersin? um, Sabitha'ya daha iyi bir hediye gönderirim hem ve sana da güzel bir şey alırız.
I couldn't have done half as good a job.
İşi idare ettiğimin yarısı kadar idare edemezdim.
This cult is doing a very good job of wiping their identities clean.
Bu tarikat, kimlikleri gizlemeyi iyi başarıyor.
Frank, I may not be doing a very good job articulating why, but I know in my bones we have to tell the public about this.
Şu anda açıklayamıyor olabilirim. Ama bunu halka açıklamamız gerektiğini hissedebiliyorum.
He's doing a real good job, Mom.
Her şeyle iyi mücadele ediyor.
There's a lot of good in this job, a chance to make a difference in people's lives, but there's a lot of bad too.
Bu işin bir çok güzel yanı var,... insanların hayatında değişiklik yapabilmek,... ama bir çok kötü yanı da var.
A good officer might be arrested for just doing her job.
İyi bir memur işini yapıyor diye tutuklanabilir.
That's a good- - nice job.
Güzel bir- - Aferin.
He wants to be a good father. He doesn't even have a job.
Bir işi bile yok.
Your father's very good at his job, but he could stand to point that powerful psychiatric microscope at himself once in a while.
Baban işinde gerçekten iyi, ama arada bir o mükemmel psikoloji gözlüğüyle kendine de bakabilir.
I took care of Vince for a long time, and I get that's your job now, and you are good at it.
Vince'e uzun süre göz kulak oldum ve bunun senin işin olduğunu anlıyorum ve sen bunda iyisin.
This one's strictly a two-man job and for good reason.
Bu iş tam anlamıyla iki kişilik bir iş ve iyi bir nedeni var.
And in doing so, they relinquished my non-compete clause, which is good,'cause I am officially looking for a new job.
Böylece rekabet etmeme koşulundan vazgeçtiler ki bu çok güzel bir şey, artık resmi olarak yeni bir iş arıyorum.
It's not a race, but good job.
Bu bir yarış değil, ama iyi iş.
Just because my mom's good at her job doesn't mean that she's a good person.
Annemin işinde iyi olması, onun iyi bir insan olduğu anlamına gelmez.
I put up with a lot of weird shit from you because you're good at your job and because I'm a nice guy.
Bir sürü boktan şeyini sineye çektim. Çünkü işinde iyisin ve ben de iyi bir adamım.
Yeah, apparently he's a good kid... college grad, works some kind of geek job.
Görünen o ki çocuk iyi birisiymiş üniversite mezunu ve moron bir işte çalışıyor.
Because, apparently... my stuff's not good enough to get a job that pays nothing.
Çünkü göründüğü kadarıyla yaptıklarım tek kuruş alamayacağım bir işe kabul edilmem için yeterli değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]