A ride translate Turkish
15,142 parallel translation
Anybody need a ride?
Araca ihtiyacı olan var mı?
Do you think you could give me a ride home?
Beni eve bırakır mısın?
It's kind of rude of you not to give me a ride home.
Beni eve bırakmaman çok kaba bir hareket.
Do you need a ride somewhere this morning, Mr. Grumpy Pants?
Bu sabah gitmen gereken bir yer var mı Bay Huysuz?
Can I get a ride with you to the hardware store?
Hırdavatçıya bırakır mısınız beni?
We have to go for a ride.
Bir gezintiye çıkmalıyız.
Give me a ride, man.
Bir tur bindirsene.
Need a ride?
Araç lazım mı?
- Come on, boys, we're going for a ride.
- Hadi çocuklar, gidiyoruz.
- Going for a ride, boy!
- Buradan toz ol evlat!
We're taking a ride.
Çıkıyoruz.
Wanna take a ride?
Binelim mi?
♪ I hitch a ride on a dream she's driving ♪
# Arabasına otostop çekiyorum bir rüyada #
No, that was just an act to get a ride.
Beni kullanmak için öyle demiş.
- Good. We'll get you out to a FOB as soon as we find a ride for you.
Yeni geldiğin için ilk fırsatta seni de yanımızda götüreceğiz.
You ever taken a ride in a helic helicopter?
Hiç helikopterle gezdin mi?
I'll give you a ride. - Come on.
Seni bırakayım.
You could give me a ride.
Beni bırakabilirsin.
Kid with that kind of silver ain't gonna have a hard time finding a ride home.
O tür gümüşü olan bir çocuk, evine ulaşmada zorluk çekmez.
What a ride, motherfucker. "
Ne binmek, orospu çocuğu. "
Did you offer to give him a ride home?
Evine bırakmayı mı teklif ettin?
Thanks for giving me a ride home the other night.
Geçen gece beni eve bıraktığın için teşekkürler.
Look, she needed a ride home so I gave her a ride home.
Bakın, eve bir gezmeye ihtiyacı vardı, bu yüzden ona eve bintim.
We're going for a ride, just in case you were followed.
Gezmeye gidiyoruz, takip edilmişsindir diye.
Well, I'd be happy to give you a ride to the station when we're done here.
İstasyona binmekten mutluluk duyarım Işimiz bittiğinde
Let's take a ride.
Haydi gidelim.
So they were so fucked up last night that Phee-Bee had to fucking give'em a ride home, and we gotta take it back for'em.
Dün gece çok berbattılar. Phee-Bee'in eve dönmesi gerekiyordu, Ve onu geri almak zorundayız.
Well, I said I'd give you a ride to the station when we were done.
Sana istasyona binmek istiyorum dedim Biz bittiğinde.
I'll give you a ride there if you don't mind...
- Sakıncası yoksa, sana bir gezinti yaparım...
Says his name is Terry or Jerry, I don't know, but she wants to give him a ride.
Adı Terry ya da Jerry diyor, bilmiyorum, Ama ona bir gezinti yapmak istiyor.
You wanna go for a ride?
Binmek ister misin?
Would you like to take a ride on my motorcycle?
Motoruma binmek ister misin?
Get back down there, and find us a ride out of here.
Geri git ve bizi buradan çıkartacak bir araç bul.
I got a ride and here I was, you see?
Arabam var ve işte buradayım, anlıyor musun?
Do you want a ride to your car?
Arabana kadar bırakayım mı?
On their long car ride to the Grand Canyon, she wrote a short memoir about herself in hieroglyphics.
Büyük Kanyon'a yaptıkları uzun yolculukta hiyeroglif ile kendisi hakkında bir anı yazısı kaleme aldı.
You didn't hire Nikki Meeker for a barrel ride.
Nikki Meeker ı varil sürüşü için almadın.
I think honestly for some people it can be, like, a spiritual thing, and obviously also there are some mechanical advantages too, but that's not why I ride it, you know?
Dürüst olmak gerekirse, bazı insanlar için olabilir, Tıpkı manevi bir şey Ve belli ki mekanik avantajlar da var,
Then a 12-minute chopper ride to Somerset House.
Ardından Somerset House'a 12 dakikalık helikopter yolculuğu olacak.
- Hey, that's a nice ride, looks sweet.
Hey, araba güzel görünüyor.
Less than a day's ride.
Atla, bir günlük yoldan daha az.
Long ride back to Columbus. Take your time.
Columbus'a daha çok yolumuz var, acele etme.
We've got a 15-hour ride back to Ohio.
Ohio'ya 15 saat yolculuğumuz var.
Have a good... Have a good ride.
İyi yolculuklar.
It's not gonna... " I ride after a deer and find myself chased by a hog.
"Bir geyiğin peşinden gittim, bir baktım ki arkamda domuz var."
Did you know how to ride a motorbike?
- Motosiklet sürmeyi biliyor muydun?
I ride the train to New York and back.
- Ne? Trenle New York'a gidip geliyorum.
We're gonna need a new ride.
Yeni araç bulmamız lazım.
If you're good, they let you ride a pony.
Eğer iyi bir çocuk olursan midilli sürmene bile izin veriyorlar.
We have a long ride ahead of us.
Önümüzde uzun bir yol var.
I'm just taking m'lady for a little romantic ride.
Kadınımı romantik bir geziye çıkaracağım.