A world translate Turkish
33,079 parallel translation
There are hundreds of thousands of islands, each one a world in miniature, a microcosm of our living planet.
Dünyada yüzbinlerce ada var, her biri kendi içinde minik bir dünya, adeta yaşayan gezegenimizin bir minyatürü.
Well, Carlton is a bit goonish, but Matthew is actually quite erudite and a world-class chess player to boot.
Yani, Carlton biraz olabilir fakat Matthew aslında oldukça bilgili ve dünya çapında bir satranç oyuncusudur.
A world that's far away
Uzaktaki bir dünya
I'm from a world
Benim dünyam
In a world that's moving too fast
Çok hızlı dönen bir dünyada
In a world where nothing can last
Hiçbir şeyin sürmeyeceği bir dünyada
I'll give you a world to conquer when you're grown
Sana büyüdüğünde fethedeceğin bir dünya vereceğim
I saw a world I never knew
Hiç tanımadığım bir dünyayı gördüm
I wanted back a world I knew
Tanıdığım dünyayı geri istedim
I'm like a man made of sugar in a world of ants.
Karıncaların dünyasında şekerden bir insan gibiyim.
Imagine a world where temperatures rise to 120 degrees Fahrenheit.
Sıcaklıkların 50 derece Celsius'a yükseldiği bir dünya düşünün.
Imagine a world with almost no food or water.
Neredeyse hiç yiyecek ya da su olmayan bir dünya düşünün.
The diversity of life that thrives in a world almost totally devoid of water is truly remarkable.
Sudan neredeyse tümüyle yoksun bir dünyada can bulan yaşamın çeşitliliği olağanüstüdür.
It may appear hostile to animal life, but for the bold, this is a world of surprising opportunity.
Burası, hayvan yaşamına elverişsiz görünebilir ama cesur olanlar için burası şaşırtıcı fırsatların dünyasıdır.
But Ezequiel's words made sense, and I'll leave a better world for the children of the Offshore.
Ama Ezequiel'ın sözleri anlamlı geldi ve Diğer Taraf'ın çocuklarına daha iyi bir dünya bırakacağım.
The world's entire population of pygmy sloths is isolated on a speck of land no bigger than New York's Central Park.
Dünyanın bütün cüce tembelhayvan nüfusü New York'taki Central Park'dan daha küçük bir alanda yaşıyor.
Another hatchling has its first glimpse of a dangerous world.
Bir başka yavru tehlikeli dünya ile ilk kez tanışıyor.
Next time, we ascend into the planet's highest peaks to discover a spectacular but hostile world, where only the toughest animals can endure.
Bir sonraki seferde, gezegenin en yüksek noktalarına çıkıyoruz. Olağanüstü ve vahşi bir dünyayı keşfetmek için.
♪ So it'll always be a kick-ass world ♪
# Demek ki dünya hep mükemmel olacak #
♪ It'll always be a kick-ass world ♪
# Demek ki dünya hep mükemmel olacak #
Come on out of there. ♪ Joy and peace to a kick-ass world ♪
- Haydi, çıkın oradan dışarı - # Bu mükemmel Dünyaya gelsin neşe ve barış #
- Tandy, we have enough problems here without introducing a troublemaker from the spirit world.
- Tandy, yeterince sorunumuz var zaten ruhani dünyadan konuklarımız var.
- But you get to see the world. - Mm. Live out of a bag.
Ama dünyayı gezebilir, bir oraya, bir buraya gidebilirsin.
It's a whole new world.
Tamamıyla yeni bir dünya.
"Give me a lever long enough and a fulcrum on which to place it, and I shall move the world."
"Bana bir dayanak noktası verin, dünyayı yerinden oynatayım."
- We must journey to a new world
- Yeni bir dünyaya gitmeliyiz
And the man who... walked a tightrope between towers at the World Trade Center. - So...
Ve başka bir adam dünya ticaret merkezi kulelerinin arasında bir cambaz gibi ipin üzerinde yürüdü.
And he makes our world a living nightmare.
Ve o da bizim dünyamızda bir kabus yaşar. Tamam.
And once he's fallen under your control, you'll use him and your other captives to open a portal to the waking world.
Ve onu kontrolün altına alarak gerçek dünyaya portal açmak için onu ve diğerlerini kullanacaksın.
Instead of stealing a tsunami bomb, Nico Marconi kidnapped the only person in the world who can make one.
Tsunami bombası çalmak yerine Marconi, bombayı yapabilecek tek kişiyi kaçırdı.
In a few hours, we're gonna change the world.
Birkaç saat içinde dünyayı değiştireceğiz.
Hey, ain't nothing in the world that can get me down When i'm holding a little piglet.
Kucağımda küçük bir domuz yavrusu varken hiçbir şey moralimi bozamaz.
Blew in from a different world and made me believe you cared.
Farklı bir dünyadan gelip beni önemsediğine inandırdın.
It's a different world.
ve farklı bir dünya.
A book by the only respected guy in the world named Scott.
'Scott'adının saygıyla anıldığı tek adamın kitabı.
And the whole world watches while a disgraced priest murders the living embodiment of Catholic hope.
Ve bütün dünya iğrenç Papa'yı seyrediyor. Katolik umudunun canlı katili.
It is a commitment, but to this world specifically.
Bu bir bağlılık fakat özellikle de bu gezegene.
My coworkers act like they're curing world hunger, and my boss is literally like a bad guy out of a comic book.
İş arkadaşlarım sanki dünyadaki açlığa çare bulmuş gibi hareket ediyorlar patronum da tam anlamıyla bir çizgi romandan çıkmış kötü adamlara benziyor.
It was like a third-world country in here three hours ago.
Üç saat önce burası üçüncü dünya ülkesi gibiydi.
There are only a dozen peaks in the world that rise five miles high.
Dünyada 10 kilometre yüksekliğinde yalnızca bir düzine zirve bulunur.
With most of the world's tallest peaks and covering a third of a million square miles, this is the greatest mountain range of all.
Dünyanın en yüksek zirveleriyle ve 2.5 milyon kilometrekarenin üçte biri kadar kapladığı alanla Himalayalar en büyük sıradağlar.
This is a mysterious world, a place few people have ever explored.
Burası pek az insanın keşfedebildiği gizemli bir dünyadır.
Capybara, the biggest rodents in the world giant otters the size of a man and the rulers of these rivers caiman.
Dünyanın en büyük kemirgeni olan kapibaralar insan boyutunda dev su samurları ve bu nehirlerin hükümdarları kaymanlar.
The deserts of Peru are amongst the driest in the world, but just add a little water and plants that have lain dormant for months will burst into life.
Peru çölleri dünyanın en kuru çölleri arasındadır ama birazcık su ekleyince aylardır uyku halinde olan bitkiler yaşamla dolup taşacaktır.
We're now stuck on, possibly, the world's most antiquated raft trying to cross a very fast-flowing river.
Şu anda muhtemelen, hızla akan bir nehri geçmeye çalışacak, dünyanın en antika teknesine mahkumuz.
It's a tangled and dangerous world down here.
Aşağısı karmaşık ve tehlikeli bir dünyadır.
With billions of ant colonies across the world's grasslands all doing exactly the same thing, that's a mind-boggling amount of grass.
Dünyadaki tüm çayırlıklarda her biri tamamen aynı işi yapan milyarlarca karınca kolonisi düşünülürse biçilen çimen miktarı akıl almazdır.
Her baby's first glimpse of the urban world, from a terrifying 30 feet up.
Yavrusu kent dünyasına ilk kez 10 metrelik ürkütücü bir yükseklikten bakıyor.
This is a new urban world that we have now designed and built with others in mind.
Burası, başka canlıları da düşünerek tasarlayıp inşa ettiğimiz yeni bir şehir dünyası.
And to get into the monkey's world, Mark will be using a new rig that stabilises the camera and allows him to get right into the action.
Maymunların dünyasına girmek için ise Mark, kamerayı sabitleyen ve ona hareket kabiliyeti veren yeni bir teçhizat kullanacak.
To capture their movements in their rooftop world, they need to run a cable between buildings and fly a camera along it.
Çatı hayatlarında yaptıkları hareketleri yakalamak için binalar arasında kablo uzatması ve bir de kamera taşıması gerekiyor.