English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / A young woman

A young woman translate Turkish

2,151 parallel translation
Clerk said Mr. Powell checked in last night around 1 : 00 with a young woman.
Resepsiyonist'in dediğine göre, Bay Powell dün gece saat 01 : 00 civarlarında genç bir bayanla gelmiş.
a young woman in a bathtub followed by a mother falling to her death and ending with a man getting bludgeoned.
Küvette genç bir kadın ardından ölüme atlayan bir anne ve en sonunda da ağır bir cisimle öldürülmüş bir adam.
A young woman in a bathtub, followed by a mother falling to her death, and ending with a man getting bludgeoned.
Küvette genç bir kadın ardından ölüme atlayan bir kadın ve en sonunda da ağır bir cisimle öldürülmüş bir adam.
This links him to the murder of the person this belonged to, a young woman named Faith.
Faith adında cinayet kurbanı genç bir kadına ait.
He fathered a child with a young woman whose bloodline was as powerful as his own.
Kanı, kendi kanı kadar güçlü genç bir kadını hamile bıraktı.
They also go off when you ram a young woman's car and crush her to death.
Aynı zamanda, arabanızı genç bir bayanın arabasına sürüp ölümüne sebep olduğunda da açılır.
It's about a young woman who came to you for help And ended up dead.
Yardım için kapınıza gelen ve sonunda ölen genç bir kadın ile ilgili.
A young woman was stabbed between 25 and 30 times last evening around midnight.
Dün gece geceyarısı 25-30 kere bıçaklanan genç bir kadın.
We found a strain of e col that killed a young woman.
Genç bir kadını öldüren E. kolinin bir türünü bulduk.
The king of Serifos was not enthusiastic about having Perseus around, partly because he had his eye on Danaë who was still a young woman and beautiful and he wanted to marry her.
Serifos kralı Perseus'u etrafında görmeyi istemiyordu çünkü hâlâ genç ve güzel bir kadın olan annesi Danaë'de gözü vardı, onunla evlenmek istiyordu.
Now, if you'll excuse me, i have a young woman who killed her own mother. Ok?
Şimdi, müsaade ederseniz, burada annesini öldüren bir genç bir kadın var.
I'm just asking you to help find a young woman that I thought you cared about.
Sadece değer verdiğinizi düşündüğüm genç bir bayanı bulmaya yardım etmenizi söylüyorum.
We received a report regarding child neglect for a young woman named li wen.
Li Wen ismindeki genç bir kız için çocuk ihmali şikayeti aldık.
I knew when I saw this before that it was a sophisticated choice for a young woman.
Bunu gördüğümde genç bir kız için fazla ağır olduğunu anlamıştım.
Lunch two hours ago. He was with a young woman.
Bir iki saat önce.
You would not believe the salary she is getting, a young woman!
Onun alacağı maaşın miktarına inanamazsınız!
Yes, hello, I dropped a young woman off there last night.
Merhaba. Dün gece genç bir bayan getirmiştim.
He told me that a young woman's virginity is precious.
Genç bir kızın bekareti çok değerlidir, dedi.
He's been with a young woman for almost three years now.
Neredeyse üç yıldır, genç bir kadınla berabermiş.
You're a young woman.
Artık genç bir kadın oldun.
we've got kidnapping a young woman ;
Saldırı ; Genç bir bayanı kaçırma ;
we've got abusing a young woman.
ve kötü muamele.
She's a despicable young woman who uses people to get what she wants, and then when she's done using them...
İstediğini elde etmek için insanları kullanan adi bir kadın o onlarla işi bittiğinde de...
- hey, you are a beautiful, young, white woman.
Sen genç ve güzel bir beyaz kadınsın.
He was chronicling this young woman's descent Into a sociopathic madness in all of his books.
Sadece bir psikopat gibi bu genç kadının çöküşünü kaydetti.
Young woman in the bathtub... - Followed by a mother falling to her death. - And ending with a man getting bludgeoned.
Küvette genç bir kadın ardından ölüme atlayan bir anne ve en sonunda da ağır bir cisimle öldürülmüş bir adam.
Bleeds out a young female in a bathtub, forces a woman to jump to her death, and five days later bludgeons an older male.
Genç bir kadın küvette kan kaybından ölüyor bir kadını ölüme atlaması için zorluyor ve bundan beş gün sonra da yaşlı bir adamı ağır bir cisimle öldürüyor.
a woman was planning a rendezvous with her lover when she saw a young man being taken out of his house.
Bir kadın, aşığıyla randevu planlarken, genç bir adamın evinden alındığını gördü.
A loser like that taking the life of a talented young woman.
Böyle bir ezik, yetenekli bir genç kadının hayatını alıyor.
I MET A NICE YOUNG WOMAN AT FASHION WEEK.
Moda haftasında, güzel genç bir bayanla tanıştım.
I want you to take a good, long look at this young woman.
Bu genç hanıma uzun uzun, iyice bakmanızı istiyorum.
You are a very impressive young woman.
Teşekkür ederim.
Metis is a very attractive and appealing young woman and the quality that really sets her apart is that she has practical wisdom.
Çok alımlı ve çok çekici bir kadın olan Metis'i diğerlerinden farklı kılan şey pratik zekâsıdır.
That's probably all it is, because... you look like a very healthy young woman. Well, there you go.
İşte bu.
- Adelle, We're being asked to place this young woman into a life of wealth and privilege, Married to a man she adores.
- Adelle bu genç kadının, yaşamı boyunca sürecek bir varlık içinde taptığı adamla evlenmesi istendi bizden.
In a lush green pasture a beautiful young woman picks flowers.
Yemyeşil bir çayırda, güzel genç bir kadın çiçek toplamaktadır.
Vanessa has always been a very thoughtful and driven young woman.
Vanessa her zaman düşünceli ve azimli bir kız olmuştur.
Last week I helped a confused young woman free herself from her tangled web of lies and deceit.
Geçen hafta, kafası karışmış olan genç bir kadına, kurduğu aldatmaca ve yalanlar ağından kurtulması için yardım ettim.
I expected a woman of taste and judgement but never one so young and pretty.
Yargısı ve zevki kuvvetli bir kadın bekliyordum ama bu kadar genç ve güzel birini beklemiyordum.
She's a charming young woman but she has a fault.
Harika bir genç bayan ama bir kusuru var.
The liver you transplanted today belonged to a healthy young woman who died to fill your pockets.
Bugün naklettiğin karaciğer, senin cebini parayla dolduran, sağIıklı bir genç kıza aitti.
Meanwhile, Jay moves on so easily, and-and not with just anyone - with a... young... and smart and beautiful woman.
Öylesine birini de değil genç çekici ve zeki birini buldu.
People were shocked to hear she'd been murdered, mostly because another young woman had been attacked just a few weeks before.
Herkes onun öldürülmesiyle şok olmuştu çünkü tam bir hafta önce başka bir genç kadın saldırıya uğramıştı.
The only time you should care about a woman's age is if she is too young for you.
Bir kadının yaşını sadece sizden çok küçükse dert etmelisin.
Before he was arrested, he lived with a woman named SUH Hae-young, who kept transferring money to his bank account even after they had split up.
Tutuklanmadan önce, SUH Hae-young adında bir kadınla yaşıyormuş, ikisi ayrıIdıktan sonra bile, banka hesabına para yatırmayı sürdürmüş.
In my experience, a young guy like this, about to win a couple of million bucks, Either finding himself in God or losing himself in a woman.
Benim deneyimlerime göre birkaç milyon dolar kazanmak üzere olan genç bir adam kendini ya tanrıda bulur, ya da bir kadında kaybeder.
Now, how could you not tell me you were in a relationship with this lovely, charming young woman? - Oh, thank you.
Pekâlâ, nasıl olur da bu sevimli ve çekici genç kızla bir ilişkide olduğunu bana söylemezsin?
On another day, they spot a woman with two young children.
Sonraki iki küçük çocuğu olan bir bayanı kendilerine hedef seçmişlerdi.
Even though she was a woman, and still quite young, she was learned and wise.
Bir kadın olmasına ve çok genç olmasına rağmen çok arif ve bilgiliymiş.
She was too young to be called a woman.
Kadın denemeyecek kadar gençti.
I do not understand how a strong woman can fall for such a weak young man?
Güçlü bir kadın nasıl öyle zayıf ve çılgın birine kapılır?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]