Acceptable translate Turkish
1,576 parallel translation
Mr. Dubois is equally acceptable to the defense.
- Savunma için de Bay Dubois uygun.
"No" is a perfectly acceptable answer, by the way.
Hayır cevabını kesinlikle kabul ederim.
I'm asking you to address the fact that it's acceptable to make a black person white but not to make a white person black.
Sizden, siyah bir insanı beyaz yapmayı kabul ederken, beyaz birini siyah yapmamanızın gerçek sebebini açıklamanızı istiyorum.
Thanks a lot, guys. You've been acceptable.
Teşekkürler millet, fena değildiniz.
The side that recognises homosexuality The side that recognises homosexuality as an acceptable lifestyle as an acceptable lifestyle and wants to reward their deviant behaviour and wants to reward their deviant behaviour by giving them the most sacred right that a man and woman have - by giving them the most sacred right that a man and woman have - the right to marry... the right to marry...
Eşcinselliği kabul edilebilir bir yaşam tarzı olarak gören ve sapkın davranışlarını, bir erkek ve kadın için en kutsal haklardan biri olan evlenme hakkıyla ödüllendirmek isteyenlerin tarafı...
It's perfectly acceptable to eat with them.
Birlikte yemek kesinlikle kabul edilebilir.
I hope you find the food acceptable as well.
Umarım yemeği de uygun bulursunuz.
The temperature inside the containment field is well within acceptable parameters.
Kapsama alanının içindeki sıcaklık kabul edilebilir parametrelerde.
You want us to believe getting a private eye... to harass my daughter is acceptable just because we happen to have money?
Sadece paramız var diye kızımızı rahatsız etmek için özel dedektif tutmanızın kabul edilebilir olduğuna inanmamızı mı istiyorsunuz?
I mean, if that's acceptable to the two of you.
İkinizde kabul ederseniz tabi.
This attitude that it was acceptable to profit personally from the Jews wasn`tjust common at Auschwitz, it became entrenched throughout the area of the killings.
Yahudilerden şahsi çıkar elde etmenin kabul edilebilir sayıldığı bu tutum sadece Auschwitz'e özgü değildi. Ölüm fabrikalarının olduğu her yerde yaygın bir uygulamaydı.
That's acceptable.
Makul.
When is it acceptable to use our power and when do we cross that invisible line that turns us into tyrants over our fellow man?
Güçlerimizi kullanmamız ne zaman haklı görülecek ve bizleri, dostlarımıza karşı birer zorbaya dönüştüren o görünmez çizgiyi ne zaman geçeceğiz?
I mean, if a stupid piece of paper is what's gonna make us acceptable then let's go for it.
Yani, aptal bir kağıt parçası bizi kabul edilebilir yapacaksa almaya uğraşalım.
There is a line between what is acceptable and what is not.
Kabul edilebilir ile edilemez arasında bir çizgi vardır.
Can't very well have a society where it's acceptable to be disloyal to one's country now can we?
Ülke için bunu açığa çıkaramayız sanırım di mi?
-... it is acceptable to bring a guest - if yöu ask yöur host in advance.
... birini getirmeniz kabul edilebilir ama ev sahibinize önceden sorarak.
Two, it's not acceptable.
İki, kabul edilmez.
That it's not unnoticed, that it was not acceptable, and that it would definitely not be tolerated.
Gözden kaçmaz, kabul edilemez, ve kesinlikle tolerans gösterilmez.
In the world of love, Ethan not that I'm such a genius at it but in the world of love, cheating is not acceptable.
Tanrı aşkına, Ethan bu konuda bir dahi olduğumu söyleyemem ama Tanrı aşkına, aldatma kabul edilemez bir olay.
Halifax more generally acceptable.
Halifax daha kabul edilebilir bir adaydı.
That's not acceptable.
- Bu kabul edilemez.
Acceptable.
Bu olsun.
Your mother trotted out countless suitors all of them acceptable.
Annen hepside uygun olan çok sayıda talipliyle tanıştırdı.
I didn't want to be a silly woman marrying a man simply because he was acceptable, or rich enough to take care of me.
Evlenmiş olmak için evlenen aptal bir kadın olmak istemedim çünkü o uygun birisiydi, beni geçindirecek kadar da parası vardı.
Might this be an acceptable compromise?
Bu kadarını yapabilir misiniz?
His greasiness is acceptable and... his ignorance isn't that bad either.
Yalakalığı kabul edilebilir. Ayrıca o kadar cahil biri de değil.
And that was not gonna be acceptable.
Ve bu kabul edilemeyecek bir şeydi.
Because I didn't think letting terrorists release Sentox in a mall was acceptable?
Teröristlerin sinir gazını kalabalık bir alışveriş merkezinde... serbest bırakmasını, kabul edilebilir bir kayıp olarak görmediğim için mi?
Once we start eroding that... once we say it's acceptable for people to start killing themselves... a terrible thing happens.
Bunu yok etmeye başladığımızda insanların kendilerini öldürmesi kabul edilebilirdir dediğimizde korkunç bir şey olur.
It becomes acceptable.
Bu, kabul edilebilir olur.
No. Not acceptable.
Kabul edilemez.
Ever hear of acceptable losses?
Kabul edilebilir kayıp diye bir şey duymadın mı?
Baby, all I'm saying is, in some European countries, it's totally acceptable for a man to have a mistress.
Bebeğim, bazı Avrupa ülkelerinde, erkeklerin metresinin olması son derece doğalmış.
Your assistance would be acceptable.
- Yardımızın kabul edilebilir.
An hysteric is someone who gives to people, reflects back to them that which they believe makes them most acceptable, most likeable... what they think others want to see.
Histeri hastası biri, bir insana başkalarının en münasip bulduğu,.. ... en çok hoşuna giden şeyleri yaparak onları iyiliğine inandırır.
- This is not acceptable...
Mr. Colvin, bunu yapmanıza izin veremem. Hayır.
Needless to say, I have some unusual habits, yet all these socially acceptable people can't wait to pick up hammers and publicly smash their food to bits.
Söylemeye gerek yok ama, bazı garip alışkanlıklarım vardır. Tüm bu topluma mal olmuş insanlar milletin önünde yiyeceklerini parçalamak için çekiçlerine davranmayı sabırsızlıkla bekliyorlar.
Okay, we need to get them back online and get the hull integrity back within acceptable parameters.
Onları devreye sokmalı ve dış çeperin bütünlüğünü kabul edilebilir sınırlara getirmeliyiz.
19 will seem an acceptable loss...
19 kişi, kabul edilebilir bir kayıp olur.
No death is acceptable when it's unnecessary.
Gereksiz olduğunda hiçbir ölüm kabul edilebilir değildir!
Are my terms acceptable?
Koşullarım kabul edilebilir türden mi?
There is nothing that you have said or done that is acceptable to me in the least.
Söylediğiniz veya yaptığınız hiçbir şey... benim için kabul edilebilir değil.
This is not acceptable!
Bu kabul edilemez!
- Yes, sir. Talks are proceeding at an acceptable pace, but the real news is that the Pegasus Replicators are heading back to Atlantis
Konuşmalar kabullenebilir hızla ilerliyor, ama asıl haber Pegasus Çoğalıcılarının Atlantis'e doğru geliyor olması.
Dr. Crippen found 3 prescription drugs in his system all within acceptable levels, and none could've acted with that specificity on his gastric artery.
Dr. Crippen, çocuğun bünyesinde reçeteyle satılan 3 tane ilaç bulunduğunu belirledi. Hepsi de makul seviyelerde. Hiçbiri midesindeki o damarda bahsedilen delinmeyi yapacak türden değilmiş.
Perfectly acceptable backstop for all that creamy italian.
Kremalı İtalyan sosu için son derece uygun bir ağ.
their deaths during the rescue operation will be acceptable. am in charge of you.
Başpiskopoz tarafından bana verilen emirler,
Acceptable.
Kabul edilebilir.
This is acceptable, Your Honor?
Bu delilleri ben bilmiyorum.
5 0 0, 0 0 0 for a monthly rent is acceptable... but 3million is too much...
Ama bazı aylarda kira geliri 3 milyon won olarak yazılmıştı.