English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Accepted

Accepted translate Turkish

5,556 parallel translation
When more and more people support it and it becomes more and more normal, it's going to go from a niche to becoming accepted in societies.
Daha fazla insan bunu desteklemeye ve bu iş daha da normalleşmeye başladığında artık toplumda kabul gören bir iş hâline gelecektir.
Apology accepted.
Özrünü kabul ediyorum.
Are you saying that he accepted an offer without telling me?
Bekle bana söylemeden teklif kabul ettiğini mi söylüyorsun.
I accepted an offer.
Tekliflerden birini kabul etmemin nedeni de bu.
Uh, hi. The house isn't on the market anymore. I actually accepted an offer.
Artık satılık değil, bir teklifi kabul ettim.
We had heat like that back in Gaffney, but we didn't know what air conditioning was, so we just accepted as fact that summer was meant to be miserable.
- Gaffney'de de öyle sıcaklar vardı ama o zamanlar klimanın ne olduğunu bilmiyorduk biz de yaz ayının berbat olduğu gerçeğini kabullendik.
I have gratefully accepted the newly minted role of executive musical director emeritus...
Onursal idari müzikal yönetmenliği görevini minnetle kabul etmiş bulunuyorum.
She's already been early-accepted to Yale.
Yale'e kabul edildi bile.
I converted to Islam, was eventually accepted by one of the more moderate tribes.
Ben, İslam dönüştürülen daha ılımlı kabilelerinden birinin tarafından sonunda kabul edildi.
I got accepted into school.
Okula yazıldım.
A ruse that Karen accepted without question.
O da hiç soru sormadan beni kabul etti.
He's accepted a post at Oxford beginning in two weeks.
Oxford'ta iki hafta içinde başlayacağı bir işi kabul etti.
But in the daytime, I've accepted that's not gonna happen.
Ama gündüz vakti, bunun olmayacağını kabul ediyorum.
Oh, of course he did, and we are delighted that you accepted.
Öyledir muhakkak, icabet ettiğin için biz de müteşekkiriz.
It is not generally accepted.
- Genel olarak kabul edilmiş değil.
Now it's been accepted into fact that normal blood takes 9.28 minutes to coagulate.
Normal bir kan 9.28 saniyede pıhtılaştığı bilinen bir gerçek.
That's how I got accepted to every college I applied to.
- Staja. Başvurduğum her okula böyle kabul edildim ben.
Not all of you accepted my generosity.
Cömert teklifimi herkes kabul etmedi.
Uh, well, you said that Edith accepted a peanut-butter sample?
Edith'in fıstık ezmesi numunesini kabul ettiğini söyledin?
You're obviously far too clever to have accepted payment that was so easily traceable.
Belli ki bu kadar kolay izlenebilen bir ödemeyi kabul etmeyecek kadar zekisin.
Perhaps if you had accepted my offer of alliance, neither of us would find ourselves in this position now- - you managing a massive intelligence failure and national-news spectacle and me with this...
Belki benim ittifak teklifimi kabul etmiş olsaydın ikimiz de şu an bulunduğumuz durumlarda olmazdık. Sen istihbarat alanında büyük başarısızlık gösterdin ve kendini madara ettin.
If you accepted my mother's offer, you wouldn't have to keep looking over your shoulder.
Annemin teklifini kabul etseydiniz, sürekli arkanıza bakmak zorunda kalmazdınız.
Apology accepted.
Özrün kabul edildi.
I've accepted. His Lordship told me to take it.
Lord Hazretleri kabul etmemi istedi.
I'm so glad you accepted my invitation.
Davetiyemi kabul ettiğin için çok müteşekkirim.
But it must be accepted.
Ama kabul edilmeleri gerekir.
If I had accepted my life, I would be a cocktail waitress in Vegas like my mother, and I never would have gone to college, and I never would have moved a thousand miles away to work at Queen Consolidated, and I never would have
Eğer ben hayatımı olduğu gibi kabul etseydim Vegas'ta annem gibi bir kokteyl garsonu olurdum. Üniversiteye gitmemiş olurdum.
I was really honored that you accepted our invitation.
Davetimizi kabul etmenizden onur duydum.
Lynch was accepted to the police academy.
Lynch polis akademisine kabul edilmişti.
I was just starting to feel accepted by our fellow officers.
Polistekiler tarafından kabul edilmeye başladığımı hissediyorum.
Have you ever accepted money for classified information.
Gizli bilgi için hiç para kabul ettiniz mi?
The girl has accepted your proposal
Kız teklifi kabul etti!
- Accepted.
- Kabul edildi.
And I should've accepted what you kept telling me.
Ve bana söylediklerini kabul etmem gerekirdi.
But even if I accepted the idea that saving your lives was more important than saving my own, I wouldn't have the first clue of how to do it.
Ama sizin hayatlarınızı kurtarmanın benim hayatımdan daha değerli olduğu düşüncesini kabul etsem bile bunu nasıl yapacağımla ilgili en ufak bir fikrim bile yok.
I undertook a risk to take care of my farm and my family on my own terms... when I should have accepted your offer to help.
Kendi şartlarımla çiftliğimi ve ailemi gözetmek için risk aldım. Yardım teklifini kabul etmem gerekirdi.
Oh, my, uh... my dad got accepted to Northwestern.
Ah, benim, babam Northwestern'e kabul edilri.
I understand why it's enticing to him to have the study readily accepted after the resistance at Memorial.
Memorial'daki karşı çıkıştan sonra, çalışmasının kolaylıkla kabul edilmesinin onu baştan çıkarmasını anlayabiliyorum.
Once I accepted my our affliction all that self-pity, all that resentment I had toward dad...
Bir kez hastalığımı, hastalığımızı kabul edince tüm bu kendine acımalar, tüm bu kızgınlıklar babama döndü.
Ever since Lily heard that Marshall had accepted an offer to be a judge, thus jeopardizing their planned year in Italy, they both knew a big fight was coming.
Lily Marshall'ın, İtalya planlarını tehlikeye sokan yargıçlık teklifini kabul ettiğini duyduğundan beri ikisi de büyük bir kavga edeceklerini biliyordu.
Challenge accepted.
İddiaya girilmiştir.
You bought Daniel those cufflinks when he got accepted into business school.
Bu kol düğmelerini, Daniele üniversiteye kabul edildiğinde almıştın.
I didn't come here to be accepted by Conrad.
Buraya Conrad tarafından kabul görmek için de gelmedim.
And I accepted that.
Ben de bunu kabullendim.
Like almost everyone else of his time and his world, he accepted the biblical account of creation as authoritative.
Zamanında, çevresindeki hemen herkes gibi İncil'deki yaratılış hesabını güvenilir kabul etti.
And remind me, how did you celebrate getting accepted into Columbia?
Hatırlatsana ya, Columbia'ya kabul edilişini nasıl kutlamıştın?
- Challenge accepted.
- İddiaya girilmiştir.
In spite of the fact that I accepted payment from Mr. Newberg's parents, this investigation is very clearly not one of those times.
Buna rağmen Bay Newberg'in ailesinden gelen ödemeyi kabul ettim ve bu soruşturmanın açıklığı o zamanlardan birisi değildi.
I don't, I don't know, if I'm, if I'm accepted yet.
Baya güzel gözüküyordu. Bilmiyorum... Bilmiyorum aralarına kabul ettiler mi beni.
Have you accepted?
Toplantı nasıldı?
Challenge accepted!
Bir dakika olmadan altı tane tuzlu kraker yiyebilir miyim? ! İddiaya girilmiştir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]