Acceptance translate Turkish
897 parallel translation
Congratulations on your acceptance into the university.
Üniversiteye girişini kutlarım.
Alliance... I acknowledge acceptance of hundred thousand francs to carefully handle a fifteen minute meeting of lady Beltham with the person sentenced to death Gurn in a home close to the prison of Jante.
İttifak... 100.000 Frank karşılığında Bayan Beltham ile ölüme mahkum edilmiş Gurn arasında Jante Hapishanesi'nin yakınındaki bir evde yapılacak 15 dakikalık bir görüşmeyi ayarlamayı kabul ediyorum.
The acceptance of a secret is an obligation.
Sırlarımızı kabul etmenin yükümlülükleri vardır.
I only wanted to show complete acceptance and surrender.
Sadece tam bir kabul edişi ve teslimiyeti... göstermek istiyordum.
Then my acceptance is quite casual... but a bit genuine.
O halde kabul etmem de, oldukça rastgele ama.. ... biraz içten olacak.
I've learned in Tobiki, the wisdom of gracious acceptance.
Tobiki'de misafirperverliğin inceliklerini öğrendim.
Any predictions on its acceptance, Mr. Baldwin?
Bu konu hakkında bir tahmininiz varmı, Bay Baldwin?
Your kind acceptance....
İsteğiniz kabul edilmiştir.
My fears melted away and in their place came acceptance.
Korkularım eridi gitti yerine kabullenme geldi.
On acceptance, as you put it.
Kabul edilse de edilmese de.
- On acceptance only.
- Seni ben istemedim.
I guess I'll be the law, Judge, on your acceptance.
Yasa ben olacağım yargıç, sen kabul edersen.
The acceptance of responsibility... is what makes senior officers out of juniors.
Büyük subayları küçüklerden ayıran şey büyük sorumluluk altına girmeleridir.
Our apparently calm acceptance of this blackmail must seem very extraordinary to you.
Bu şantajı sakince kabul etmemiz senin için görünüşte çok sıra dışı gelebilir.
- Acceptance of what?
- Neyi kabul etmek? - "Ne yaparım" ı.
The convention reconvenes at nine for the acceptance speeches.
Kongre dokuzda konuşmalar için toplanacak.
I want the nominee to be dead about two minutes after he begins his acceptance speech, depending on his reading time under pressure.
Başkan adayının, konuşmaya başladıktan yaklaşık iki dakika sonra ölmesini istiyorum, Konuşmasını okuma hızına bağlı olarak.
That there's such a thing as dullness of heart, acceptance, and letting go.
Onun kalbinde sadece boşluk var. Kabullenmek ve vazgeçmek.
A product's success depends upon its public acceptance which depends on an image created for that product by an advertising executive.
Reklam yönetiminin ürün tanıtımı ile ilgili başarısı mutlak olarak bunların değerlendirilmesine bağlıdır.
I was explaining the rise and fall of a public-acceptance survey chart.
Ona reklam eğilimleri ile ilgili grafiği gösteriyordum.
And acceptance of life is surely the first requisite for living it.
Hayatı yaşamanın ilk kuralı onu kabul etmektir kuşkusuz.
There follows an interminable list of other credits acknowledging the efforts of all the quote little people unquote, whom I shall graciously thank in my acceptance speech at the Academy Awards.
Sonra o bitip tükenmez yazılar çıkıp Oscar'ı kabul ederken alçakgönüllü bir şekilde teşekkür edeceğim bütün o "küçük insanların" katkılarını belirtir.
In regards to promotion, physical examination acceptance of appointment, and so forth.
Terfiyi gerekli kılan, inceleme komisyonunun öngördüğü üzere bu atamanın resmen hak kazanıldığına vesaire vesaire.
Señor caballero, thank you for your kind acceptance of this modest supper.
Senyör şövalye, mütevazi akşam yemeğini kabul etme nezaketinizden dolayı teşekkür ederiz.
Please signal your acceptance of our terms by arranging for Big Ben to strike seven times at 6 : 00 p.m. tomorrow.
Lütfen şartlarımızın kabülünü yarın Big Ben'i akşam 6'da 7 defa çaldırarak gösterin.
Sire, I would not like to think that you consider this the price of my acceptance.
- Efendim.bu düşündükleriniz hoşuma gitmezdi, bana ödediğiniz bedel olmasaydı.
This isn't good for our community, and reflects an acceptance of things as they are.
Bu, topluluğumuz için iyi bir şey değildir çünkü... önümüzde bulunan şeyin olduğu gibi kabul edildiğini gösterir.
You know, sometimes you give me the feeling you have already... written your acceptance speech for the ceremonies in Stockholm.
Biliyor musun, bazen bana Stockholm'deki törenler için kabul konuşmanı çoktan yazdığın hissini veriyorsun.
Is it true that you told your fiancee Within an hour of her acceptance, that what pleased you most was that she was a beggar because it was better to raise a wife from poverty, so that you may have complete control and reproach her, being her benefactor.
Nişanlınıza, teklifinizi bir saat içinde kabul etmesinin ve onun....... bir dilenci konumuna düşmesinin sizi çok memnun ettiğini söylediğiniz doğru mu? Öyle ya, sefaletin içinden bir karı kaldırmak daha iyidir. Böylece onun üzerinde mutlak bir hakimiyet kurup bunları başına kakar ve onun velinimeti olursunuz.
I have this whole... acceptance thing, as long as it lasts.
Gittiği yere kadar... bu tüm kabullenme hissine sahibim.
- lf you stay away it will be an acceptance of things as they are.
- Etmezsen olanları kabul ediyorsun demektir.
The attitude that it requires as its principle... is this passive acceptance... that it has in fact already obtained... in its manner of appearing without reply, in its monopoly over appearance.
Talep ettigi bu edilgen kabullenis, görünümler üzerindeki tekeli, herhangi bir cevaba firsat vermeden ortaya çikisi vasitasiyla etkili bir... biçimde dayatilmis durumdadir.
this world being produced... precisely only as pseudo-enjoyment... which preserves repression within it. To the smug acceptance of what exists, purely spectacular revolt can be added... as something identical : this translates the simple fact... that even dissatisfaction became a commodity at the moment... that economic abundance found itself capable... of extending its production... to the point of utilizing even that sort of raw material.
Mevcut durumun gönüllü olarak kabulü, tamamen gösteriyle alakali asilikle bir arada bulunabilir – ekonomik bolluk o belirli hammaddeyi üretecek hacme ulasir ulasmaz memnuniyetsizlik bir metaya dönüsür.
But I don't even have... my acceptance speech ready.
Ama henüz... son sözlerimi tasarlamadım.
But one thing I did understand : There wasn't a shred of the real me worthy of love or acceptance!
Anladığım tek şey... gerçek benim en ufak bir parçamın bile sevilip kabul edilmeyeceğiydi.
This chick, man... without the benefit of dying herself... has broken the process of death into five stages... anger, denial, bargaining, depression, and acceptance.
Bu fıstık, kendi ölümü tatmadan, ölüm sürecini beş aşamaya ayırmış. Öfke, inkar, pazarlık, depresyon, kabullenme.
Anger, Denial, Bargaining, Depression, Acceptance. "
Öfke, İnkar, Pazarlık, Depresyon, Kabullenme.'
What did I say? Anger, denial, bargaining, depression, acceptance.
Öfke, inkar, pazarlık, depresyon ve kabullenme.
So... acceptance.
Evet... kabullenme.
This chick, man, without the benefit of dying herself... has broken the process of death into five stages... anger, denial, bargaining, depression, and acceptance.
Bu fıstık, kendi ölümü tatmadan, ölüm sürecini beş aşamaya ayırmış. Öfke, inkar, pazarlık, depresyon, kabullenme.
- Anger, denial, bargaining... depression, and acceptance.
Öfke, inkar, pazarlık, depresyon, kabullenme.
There's our acceptance for the ball, and make sure you give it to Harry.
Bu da balo için kabul mektubumuz. Onu da Harry'e vermeyi unutma.
The difference between a circular orbit and the true orbit of Mars could be distinguished only by precise measurement and by a courageous acceptance of the facts.
Mars'ın elips ve düzgün dairesel yörüngelerindeki farkı, ayırdedebilmek için gözlemler doğru olmalı ve sonuçlar cesurca kabul edilebilmeliydi.
But in the suppression of disquieting facts the sense that science should be kept for a small elite the distaste for experiment, the embrace of mysticism the easy acceptance of slave societies their influence has significantly set back the human endeavor.
Fakat belirgin gerçekleri göz ardı etmek,... elitist bir bilim anlayışı ile deneysellik yerine miztisizmi kucaklamak,... köle düzenini kolayca kabullenmek ; ... bütün bunlar insanlığın gelişimini sekteye uğrattı.
Those boys who are dedicated often fiind acceptance to West Point, Annapolis or the Air Force Academy, where...
Kendini adayan çocuklar sık sık West Point'e, Annapolis'e ya da... Hava Kuvvetleri Akademisi'ne kabul edilirler, orada...
Yesterday I got my acceptance to Harvard.
Dün Harvard'a kabul edildim.
But, Nancy carried it off with dignity and charm, and they gained acceptance in no time.
Fakat Nancy asalet ve çekiciliğiyle durumu idare etti, ve her ortamda kabul gördüler.
Acceptance, forgiveness and love.
"İnsanları kabul et, bağışla ve sev."
That's one step before acceptance.
Bu kabul etmeden önce bir basamaktır.
I would not have expounded so long on the subject if not for the fact that his acceptance of collective life constitutes his most abject characteristic. "
ÇÖPTE BULUNMUŞ BİR FİLM EVRENDE BAŞIBOŞ DOLANAN BİR FİLM ÇÖPTE BULUNMUŞ BİR FİLM
Call it his initiation test, if you like. He came here aping the gentry, hoping for acceptance.
İsterseniz bunu kabul testi olarak kabul edebilirsiniz.