English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And quickly

And quickly translate Turkish

3,199 parallel translation
The point, my friend, is to escape and quickly, because only the survivors will advance to the next challenge.
Esas olay, dostlarım, kaçmak ve hızlı olmakta. Çünkü sıradaki yarışmaya sadece sağ kalanlar geçecek.
And quickly.
Ve hızlıca yapalım.
Houston P.D. still isn't sure,'cause, you know, date rape drugs metabolize quickly, and he's keeping them for 12 hours.
Houston polisi hala emin değil, çünkü tecavüz ilacı kana çok hızlı karışıyor ve adam onları 12 saat tutuyor.
They were in and out very quickly.
İşi hızlı halletmişler.
And then it happened very quickly that, um, from both sides and from behind, men came in and started reaching in my shirt.
Sonra da her şey çok ani oldu. Her iki yanımdan ve arkamdan geldiler ve üzerimi çekiştirmeye başladılar.
As for Butters, he is quickly learning the ways of his ancestors, and seems to be feeling better with every passing day.
Butters'a gelince ; atalarının hayatını hızlıca öğreniyor ve her geçen gün daha iyi hissediyor.
There's only one gay victim, so you are most likely looking for a heterosexual male, who somehow learned all of those things about his victims in a very short time. Someone who knows the South Bay and targets men unfamiliar with the area who won't be quickly missed.
Güney Körfezi'ni iyi bilen biri ve bölgeye aşina olmayıp çabuk özlenmeyecek kişileri hedef alıyor.
Yet Varinius rises more quickly, and one day shall hold title of consul.
Yine de Varinius daha hızlı yükseliyor ve bir gün Konsül unvanı taşıyacak.
When it is done, we must smother fire and move quickly.
Bittiğinde ateşi söndürüp hızlıca yola koyulmalıyız.
I would have you quickly removed from such concerns. And well compensated for allowing eyes upon your latest offerings, in advance of auction...
Kafanı bu endişelerden çabucak uzaklaştırıp telafisini yeni gelen mallarını açık artırmadan önce alarak yapayım.
You'll bounce back so quickly, you'll look back at this and laugh. [Laughs] You're really good to me.
Çok kısa zamanda yükseleceksin buna dönüp baktığında gülüp geçeceksin Bana karşı çok iyisin
who tells him : "Just tell me what is the problem" - and promise quickly to fix it.
"Bana yalnızca sorunun ne olduğunu söyle." der ve hemen tamir edeceğine söz verir.
All dangers vanish at your prayer, And direst need does quickly flee ;
Duanla tüm tehlikeler kaybolur En korkunç arzular çabucak yok olur.
Just get married quickly and give me my grandson, Pachattar ( 75 ) singh.
En yakın zamanda bir düğün ve, bana Singh Pachattar ( 75 ) torunumu ver.
Let's go quickly, or he'll come and ruin everything.
Çabuk gidelim, yoksa her şeyi berbat edecek.
We can hold you for 48 hours without charging you, and we will hold you for those 48 hours, unless, of course, you would like to confess to the murder of Matilda Cruz, in which case, things would move a lot more quickly.
Seni, suçlama olmadan 48 saat tutabilirim ki seni 48 saat tutacağım da ancak elbette Matilda Cruz'un cinayetini itiraf etmek istersen ki bu durumda işler daha da hızlanır.
and how did Windazol disappear so quickly.
Ve Windazol neden bu kadar kolay ortadan yok oldu?
Now go quickly, their journalist is waiting at the entrance for you, and I have to go to the restaurant, okay
Şimdi onların gazetecisi seni girişte bekliyor, çabuk git.. ve ben de restorana gidiyorum, tamam mı?
So to make Anonymous look bad, they go off and they post animated.gifs, animated images to epilepsy forums, that are black and white just strobing really quickly, so any of the epilepsy people on these support forums see it and they fall off their chairs and seizure.
Bu yüzden Anonymous'u kötü göstermek için, epilepsi forumlarında gifler, animasyonlu resimler paylaştılar. Siyah ve beyaz sürekli yanıp sönüyordu. Bu yüzden bu forumlardaki epilepsi hastaları sandalyelerinden düşüp nöbet geçiriyorlardı.
Let's get dressed quickly... we'll meet Radha and do lunch after that.
Hadi çabucak giyinelim... Radha ile buluşur ve ondan sonra yemek yeriz
Let's just end this quickly and you can leave.
Bu işi çabucak bitirip gidelim.
I ought to go home quickly and have a good wash.
Hemen evime gidip güzel bir duş alıp ve hayatın tadını çıkarmam lazımdı.
Quickly go and find the evidence.
Hemen gidip bir delil getir.
Quickly go and take a look.
Git hadi.
We need to get in there and do the repair before he tamponades, so we should move as quickly as possible.
Tamponad oluşmadan ameliyata alıp onarımı yapmalıyız. O yüzden mümkün olduğunca çabuk davranmalıyız.
Well, if that's the case, she lost consciousness and then bled out rather quickly.
Eğer öyleyse bilincini kaybetmiş ve kanı kısa sürede akmıştır.
You need to be sure it isn't an error or fluke and these anomalies can disappear almost as quickly as they arrive.
Bunun bir hata veya tesadüf olmadığına emin olmalısınız ve bu anomaliler neredeyse geldikleri gibi yok olabiliyorlar.
I gained a bunch of weight very quickly, and I just felt very out of control of my own body, and it was just this, like, riot grrrl idea like...
Birdenbire çok kilo aldım ve vücudumun kontrolünü kaybetmiştim.
The trevally depart as quickly as they arrived, and the colourful reef fish regroup again to feed.
Palamutlar geldikleri gibi çabucak giderler ve renkli resif balıkları beslenmek için yeniden bir araya toplanırlar.
The fish is killed quickly, and then hauled into the mouth on the underside of the bell.
Balık çabuk öldürüldü. Ve sonra, çanın alt tarafındaki ağza çekildi.
You know, I need to move the last Westfield shipment quickly, and I can't do anything until he's gone.
Bir an önce Westfield sevkiyatını yapmam gerek ve o gitmeden bir şey yapamam.
State your business and do it quickly.
Ne derdin varsa çabuk anlat.
He's too old, he's your boss, and judging by how quickly he and Melody got together... you're talking too fast.
Hem çok yaşlı, hem senin patronun hem de Melody ile bu kadar çabuk birlikte olmasına bakarsak... Çok hızlı konuşuyorsun.
Come quickly and see! What... what's wrong?
Alan!
As long as we can get out of here as quickly as possible and never come back.
yine de buradan yababildiğimiz en kısa sürede çıkıp gidelim ve asla dönmeyelim.
But they do view this as a minor setback, and one they're sure the justice system will remedy as quickly as possible.
Ama bunu ufak bir gerileme olarak görüyorlar ve adalet sisteminin en kısa zamanda bunu düzelteceklerinden eminler.
And I'm just trying to protect myself because it's pretty clear how quickly you'll compromise your integrity for money.
Ben sadece kendimi korumaya çalışıyorum çünkü para için dürüstlüğünden ne kadar hızlı vazgeçebileceğin oldukça açık.
I KNOW YOU'RE IN PAIN, BUT YOU HAVE TO MOVE QUICKLY AND DO EXACTLY WHAT I SAY.
Acı çektiğinizi biliyorum ama çabuk hareket etmeli ve dediklerimi yapmalısınız.
He looks at the watch, calculates how long he has, and nails her quickly not to miss the ball match.
Saatine bakıyor ve ne kadar süreceğini hesaplıyor ve maçı kaçırmamak için çabucak düdüklüyor.
Actually, Daniel's trial is in three months, and things are changing so quickly, this kind of situation calls for real-time, online blogging.
Aslında Daniel'in mahkemesine 3 ay var ve her şey çok hızlı değişiyor. Bu tür bir durum eş zamanlı, çevrim içi blog yazmayı gerektiriyor.
And when it's all gone, your defensive position very quickly becomes a death trap.
Hepsi bittiğinde savunma mevkiiniz bir ölüm kapanına dönüşür.
They definitely fell in love really quickly and very deeply.
Gerçekten çok derinden ve hızlıca aşık oldular.
And what's really scary is how quickly that can happen.
Asıl korkutucu olansa, bunun ne kadar çabuk gerçekleşebileceğidir.
The signal faded quickly, and 38 seconds later, the station's hydrophones heard this...
Hemen kesilen sinyalin 38 saniye sonrasında limanın hidrofonları bunu duydu.
They'll want to bury it - quickly and quietly.
Çabucak ve sessizce bunu örtmek isteyecekler.
You buy quickly on the nod and sell just as fast as soon as the share price reaches its peak, which I'd say is about now.
Krediyle hızlıca satın alıp, hisse senetleri zirveye ulaştığında olabildiğince hızlı satıyorsun, ki sanıyorum şu aralar da zirvede.
Don't talk too quickly and try not to smile too much.
Çok hızlı konuşma ve çok fazla gülmemeye çalış.
In the rainy season, these grasslands quickly flood, and birds converge on here from all over the continent.
Bu çayırlar yağmur mevsiminde su altında kalıyor ve kıtanın her yerinden gelen kuşlara kucak açıyor.
The destruction of vital tissue and nerve endings quickly induce shock or asphyxiation, making the event relatively painless.
Hayatî dokuların ve sinir uçlarının tahrip olması hemen şoka veya nefes darlığına yol açar. Bu da o anı bir nebze daha az acılı yapar.
Weakness leads to difference and that can quickly turn into revolt.
Zayıflık, uyumsuzluğa sebep olur. Bu da her an isyana dönüşebilir.
Let's finish our mission quickly, and return home earlier
işimizi çabucak bitirsek de, evimize erkenden dönsek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]