And we thought translate Turkish
4,472 parallel translation
And we thought we'd be together for the rest of our lives.
Hayat boyu ayrılmayacağımızı sanıyorduk.
And we thought it was Joey Lisk.
Biz de Joey Lisk zannettik.
Miss Meadows, a new dentist joined Doug's practice and he's available and we thought we might fix you two up.
Bayan Meadows, Doug'un çalıştığı yerde yeni bir dişçi işe başlamış ve ve bekarmış, biz de ikinizi tanıştırmak istiyoruz.
It's just that there's something we need to talk about and I thought a little small talk beforehand might be better than diving right in.
Sadece konuşmamız gereken bir konu vardı ve ben de öncesinde böyle bir sohbetle girersem daha rahat olur diye düşündüm.
I thought we'd just see a couple, and then, you know, we can just get out of here.
Bir iki dakika izler sonrada gideriz diye düşündüm.
I thought we could tape and watch it back.
Kaydedip tekrar izleyebiliriz diye düşündüm.
You were so upset when Shiloh Junior died... that the kids and I thought we would get you...
Shiloh Junior ölünce o kadar üzüldün ki çocuklarla birlikte sana yeni bir tane...
If we killed your friend and thought you knew, And we now have you here where your screams would be lost
Eğer arkadaşını öldürseydik ve senin bunu öğrendiğini bilseydik şu anda buradasın, çığlıklarının dünyanın geri kalanında kaybolup gideceği yerde.
They helped me surprise Captain Hornigold's men, we took his fort, and not once were any of them burdened with the thought, "What if this were to upset Eleanor Guthrie?"
Kaptan Hornigold'un adamlarını şaşkına çevirip hisarını elinden aldık ve hiç kimsenin aklından "Bu yaptıklarımız Eleanor Guthrie'nin canını sıkar mı acaba?" düşüncesi geçmedi.
And we'd make stupid videos that no one thought was funny but us.
Bizden başka kimseyi güldürmeyen aptalca video'lar çekerdik.
We always thought he was a queer bait but in truth, he was just a little guy kinda confused, and I feel bad about it kinda like a little Michael J. Fox bowl cut.
Geylerin ilgisini çektiğini zannediyorduk fakat gerçekte kafası karışmış küçük bir çocuktu ve Michael J. Fox saç tıraşı olduğu için ona acıyordum.
- No. - Now, after we see the accountants, I thought we'd take Yakult to the groomers, bleach our belvederes and grab a wetzel!
- Muhasebecilerle görüştükten sonra Yakult'u tımarcılara götürürüz diye düşündüm taraçalarımızı ağartır, sonra da bir çatal yeriz.
We had cod in parsley sauce and I thought, " He's a catch.
Maydanoz soslu morina balığı aldık. İyi bir eş adayı olduğunu düşündüm.
And he's got a ton of fish so I thought maybe we could all have dinner tonight.
Bir sürü de balığı olunca bu akşam, yemeği hep birlikte yeriz dedim.
And we just thought it was a phase and that he'd grow out of it.
Bir evreden geçtiğini ve büyüyünce bundan vazgeçeceğini düşündüm.
I would say that just as we are enthusiastic at the thought of achieving the noblest of all goals to become a whole person so too Denmark should be a whole country and Schleswig should recognise its historical destiny and become Danish.
Şöyle söyleyeceğim : Gerçek birer insanoğlu olmak adına amaçların en yücesi için veriyoruz mücadelemizi. Danimarka'nın tamamen bir ülke olması için daha çok yol var.
And like all young people in past and future generations we thought we were immortal.
Tıpkı tüm geçmiş ve gelecek genç neslin düşündüğü gibi biz de kendimizi ölümsüz zannediyorduk.
And I thought we were going after your last cigarette.
Son sigarandan sonra gidiyoruz sanıyordum.
I always thought we'd make a good match and...
her zaman iyi bir eş olduğumuzu düşünmüştüm.
Joan and me thought we'd go to the Botanical Gardens.
Joan'la birlikte botanik bahçesine gitmeyi düşünüyoruz.
I thought this would just be a nice opportunity for us to have fun together and, you know, prove to everyone via instagram that we can still have fun as a group.
Bunu sadece grupça eğlenebileceğimiz bir fırsat olarak düşünüyordum.. .. bilirsiniz instagramda herkese grupça.. .. eğlenebildiğimizi kanıtlayacağımız.
We thought that it would be good to get together and to support each other, talk and just share our feelings.
Biz düşündük ki, acılarımızı ve hislerimizi konuşur, birbirimize destek oluruz.
I mean, we're picking our friend up from rehab and I just thought there'd be something I could write about in my book.
Rehabilitasyondan arkadaşımızı çıkarıyoruz ve bununla ilgili yazabileceğim şeyler olabileceğini düşünmüştüm.
I mean, we're picking our friend up from rehab and I just thought there'd be something I could write about in my book.
Arkadaşımızı rehabilitasyondan almaya gidiyoruz kitabıma yazabileceğim bir şeyler yaşarız diye düşünmüştüm.
We ran into each other at a coffee shop the other day, and I thought we should have them over for dinner.
Geçen gün kahve dükkanında birbirimize rastladık ve onları yemeğe davet etmeliyiz diye düşündüm.
We found this wonderful spot and thought we wouldn't bother anyone here.
Bu harika yeri bulduk ve kimseyi rahatsız etmeyelim diye düşündük.
Yes, we saved the city, and I'm not complaining about the witches losing their power, but this did not go down the way I thought it would.
Evet, şehri kurtardık. Hatta cadıların güçlerini kaybetmesi konusunda da yakınamam ama bu olaylar hiç de düşündüğüm gibi gerçekleşmedi.
So you thought you should get to read it, and we don't?
Senin okumaya hakkın var ama bizim yok öyle mi?
My parents and I, we didn't see eye-to-eye, So we thought it was best to keep our distance, But with your father gone,
Ailem ve ben, aynı görüşte değildik,... bu yüzden mesafeyi korumanın en iyisi olduğunu düşündük,... ama babanızın gitmesiyle,... bu şu an için en iyi umudumuz.
... And I thought we were going to be talking about marginalized women here today.
Bugün burada ötekileştirilen kadınları konuşacağımızı sanıyordum.
And I thought we had the full picture, not to mention complete access.
Ben de konu hakkında tamamen bilgilendirildiğimizi sanıyordum sınırsız giriş izninden bahsetmiyorum bile.
Yeah, we thought it would be kind of gritty and dirty, and we liked the fact that it had the word "wet" in it, you know.
Evet, iddialı ve edepsiz olduğunu düşünmüştük. Ve içinde'Islak'kelimesinin olması hoşumuza gitmişti.
- So we thought that we could help out with meals and babysitting.
Yemekler ve bebek bakımıyla ilgili yardım edebiliriz diye düşündük.
And I thought we were being friends.
Arkadaş olduğumuzu düşünüyordum.
We basically used these ditch-digging tools, picks and shovels, to dig down that 30 feet from where I thought we could get back into the cliff face far enough to uncover what I thought would be the limits of that skeleton.
Temel olarak, 9 metre kazabilmek için hendek kazıcı, kazma ve kürekler kullandık. İskeletin sınırları olduğunu düşündüğümüz yere kadar kayalığın yüzeyini kazıyacaktık.
Not just fossils and rocks, but also what we thought were antiques.
Sadece fosiller ve kayalar yoktu antikalar hakkında da düşünüyorduk.
We thought that was, first of all, the right thing to do scientifically, but also it looked fascinating, absolutely fascinating, and, of course, the centerpiece of it all was that astonishing skull, absolutely amazing.
İlk olarak, bilimsel olarak yapmamız gerektiğini düşündük ama büyüleyici gözüküyordu, kesinlikle büyüleyiciydi ve tabii ki, en önemlisi şaşırtıcı kafatasıydı, kesinlikle mükemmeldi.
We thought you sold opening and carrying accessories.
Biz de açma ve taşıma aksesuarları sattığını düşündük.
And this was not a pleasant thought for us in London, for we are talking one million, one hundred thousand men.
Ve bu durum Londra'daki bizler için hoş bir düşünce değildi çünkü bir milyon yüz bin kişiden bahsediyoruz.
And I thought we were going to actually be able to use this cabin.
Ayrıca düşünmüştüm ki kulübeyi gerçekten kullanırız.
Yeah, I can only remember pieces of the night because I was taking the pills back then and the first thing I remember I was in here with Ali and we were fighting and the next thing I know is that I'm out by the barn, telling the girls that she's missing and I thought I heard her scream.
Evet, o gecenin bazı parçalarını hatırlıyorum çünkü çok fazla hap almıştım ve hatırladığım ilk şey orada Alison'la kavga ediyordum ve sonra hatırladığım tek şey ahırın yanındaydım, kızlara onun kaybolduğunu ve onun çığlığını duyduğumu söyledim.
I just thought about... what we would do and... where we would go.
Ve seninle birlikte ne yapacağımızı nereye gideceğimizi düşündüm.
We just thought we'd do you a favor and bring school to you.
Belki de sana bir kıyak yapar, okulu da buraya getiririz.
Honestly, man, I thought we killed you, and then I went through the seven stages of grief in, like, half a second, and then I was like...
Açıkça söylemek gerekirse dostum, seni öldürdük sandım sonra da matemin 7 aşamasına balıklama dalıp yarım saniyeliğine falan...
I thought you were upset, because you were acting really weird, but then you... you built, like, this tent over our bed out of blankets, and we made s'mores on the stove, and then inside the fort on our bed, you said,
Ben kızgın olduğunu sanmıştım çünkü gerçekten bir gariptin. Sonra yatağın üzerine... battaniyelerden oluşan bir çeşit çadır kurmuştun, ocakta mantarlı tatlı yapmıştık, yattığımızda ise, bana : " Bea, bunun, çarşaflar değil yıldızlar altında romantik bir gece olması gerekirdi ama sen beni çok mutlu ediyorsun.
I thought we said my partner and I would take care of this.
Sana ortağımla bu işi halledeceğimizi söylemiştim.
Well, we all just want to protect me and the baby, right? I thought I was gonna have to drag you to the plantation kicking and screaming.
Seni çiftlik evine saçından sürükleyerek getirmek zorunda kalacağımı sanıyordum.
I thought we were through with the lies and stories, but I guess not.
Ben yalanlar ve hikayeler anlattığını sanıyordum, Ama sanırım değil.
Pure as the driven, so we thought, until today, when he drinks a bath full of vodka and punches a policeman.
Sütten çıkmış ak kaşık sanıyorduk ; bugüne, bir ton votka içip bir polis memurunu yumruklayana kadar.
I thought we had a connection, and then she told me that she was seeing another guy, and she had, uh, she had promised this guy a third date, so...
Elektrik aldık sandım. Sonra bana görüştüğü biri olduğunu söyledi. Sonra herife üçüncü kez çıkma sözü vermiş falan.
Well, I just thought I'd come by so we can do some shopping and have some fun.
Ben de geleyim de eğlenceli bir alışveriş yapalım bari dedim.
and welcome back 16
and welcome 74
and well done 16
and we're off 44
and we 335
and we're running out of time 21
and we're back 55
and well 178
and we're done 73
and we'll talk 51
and welcome 74
and well done 16
and we're off 44
and we 335
and we're running out of time 21
and we're back 55
and well 178
and we're done 73
and we'll talk 51