Apart translate Turkish
16,055 parallel translation
Apart from celebrating murder, Savage still has Carter brainwashed.
Cinayeti kutlamayı saymazsak Savage hâlâ Carter'ın beynini yıkamış bir halde.
Apart from the whole Noah thing, and that was a one-off.
Nuh'un olayı hariç ama o da bir seferlik bir şeydi.
Or was that what broke you apart?
Yoksa ayrılmanızın sebebi bu muydu?
Marriage falling apart, trying to work together... So cute.
Yuvanız dağılıyor, birlikte çalışmak için çabalıyorsunuz...
Vanessa Dunlear's entire world has fallen apart.
Vanessa Dunlear'ın dünyası başına yıkıldı.
And what you mean by that, is that you wish she had focused more on you Because of all the years spent apart.
Bununla sana daha çok dikkatini verseydi diyorsun çünkü çoğu yılı ayrı geçirdiniz.
Dennis : Our community is falling apart.
Halkımız parçalanıyor.
Captain, looking through the auto body shop, not only is Buddha taking cars apart, he's put'em together again with secret compartments.
Başkomiser, kaportacı dükkanına göz atıyordum. Buda arabaları sadece parçalamıyor, gizli bölmeler ekleyerek onları yeniden birleştiriyor. 28.
Who do we know that takes cars apart and is connected to the drug trade?
Arabaları parçalayan ve uyuşturucu ticaretiyle ilişkisi olan kimi tanıyoruz?
Apart from freezing my balls off, I'm just peachy.
Taşaklarımın donması dışında gayet iyi durumdayım.
- ♪ Teenage Mutant Astronauts pick apart my astral thoughts ♪
♪ Genç Mutant Astronotlar, parçalar yıldızlı düşüncelerimi. ♪
They'll tear your kingdom apart to get it.
Parçayı almak için de krallığını mahvedecek.
- The ship's gonna be torn apart!
Gemi parçalarına ayrılacak!
Because I'm going to need to take it apart.
Çünkü bunu parçalara ayırmam gerekecek.
Everything fell apart.
Her şey darmadağın oldu.
In the Black Hills, Grant's plan for peace with the Indians has fallen apart.
Black Hills tepelerinde Grant'ın kızılderililerle barış planı suya düşmüştü.
Ulysses S. Grant is facing his final political crisis, and now he needs to find a way to keep the country from falling apart.
Ülkenin parçalanmasını engellemek için bir yol bulması gerektiğini biliyordu.
It means being apart from the one you love is hard.
Sevdiğinden ayrı kalmanın ne kadar zor olduğu anlamına geliyor.
I mean, it's not like there's some insurmountable obstacle keeping you apart.
Yani sizi ayrı tutan aşılamaz bir engeliniz yok.
♪ Let's go take apart this night ♪
# Bu geceyi parçalayalım #
We could tear each other apart in here, and it wouldn't matter.
Burada birbirimizi parçalayabiliriz ve hiçbir önemi olmaz.
A family made sick and torn apart by traitors.
Hainler tarafından hastalanmış ve parçalanmış bir aile.
Their gifts set them apart from the world.
Yetenekleri onları dünyadan ayırdı.
Like you're set apart?
Seni ayırdığı gibi mi?
If we go in two directions, we will pull apart.
Farklı yönlerde gidersek ayrı düşeriz.
If we go in two directions, we will pull apart. What's wrong?
Eğer iki farklı yönden gidersek ayrıIırız.
Son and daughter went to the local high school... two years apart.
Oğlu ve kızları iki yıI arayla devlet lisesine gidiyorlarmış.
He tore them apart.
Parçalara ayırdı.
Bodies broken, ripped apart.
Cesetlerdeki kemikler kırıIıp, parçalanmış.
No one saw them, apart from me.
Benden başka kimse onları görmedi.
It's blown my world apart.
Sonradan benim dünyam ayrıldı.
Apart from him far too many names to remember but I'll give you the gist,
Onun dışında bir sürü isim var, ben sana özet geçeyim.
The West come in with too heavy a hand and we fall apart.
Batı fazla müdahale ederse dağılırız.
Things fell apart pretty quickly, and when I came up, well... everybody lost someone in the fire.
İşler çok hızlı gelişti ve geldiğimde herkes birilerini kaybetmişti bile.
I need to keep personal and professional apart right now.
Şu aşamada işim ve özelim karışmamalı.
But the thought that we're drifting apart has gotten me so down, I can barely get out of drawer.
Ama birbirimizden kopma düşüncesi bile moralimi bozuyor, çekmeceden çıkamıyorum.
Put your hands on the car, legs apart.
Ellerini arabanın üstüne koy, bacaklarını ayır.
'Cause then they gonna kill you, and that would rip me apart.
Bunu yaparsan seni öldürürler ve bu da beni yıkar.
We drew a line through the city, tore families apart : mothers from children,
Şehir boyunca sınır çizdik, aileleri birbirinden ayırdık, anneleri çocuklarından,
Everything's coming apart.
Her şey ayrı geliyor.
You gonna tear apart the place piece by piece?
Bu yeri parca parca mi bosaltacaksiniz?
Every time we got torn apart and beaten down? It's by staying a family, no matter what.
Her seferinde parcalandik, dagildik ama ne olursa olsun hep ailemizin yaninda olduk.
And that guilt, it can tear you apart, but trust me, man, You got to get control of it, Or it'll rip you up inside.
Ve bu suçluluk, seni paramparça eder ama inan bana dostum bunu kontrol altına alman gerek yoksa seni içten içe tüketir.
While you move inside, you'll all need to keep 4 to 6 feet apart.
İçeri girerken aranıza 1.5 metrelik boşluk bırakın.
Keep 4 to 6 feet apart.
Birbirinizden 1.5 metre uzakta durun.
Showing us that even as the city is torn apart by this volatile situation, there is always room for a hero.
Böyle dengesiz bir durumdan dolayı şehir paramparça olsa bile kahramanlara her zaman yer vardır.
Keep at least 4 feet apart at all times.
Aranızda en az bir metre mesafe bırakın.
Everyone, stay 4 to 6 feet apart!
Hepiniz, aranızda 1,5 metre mesafe bırakın!
And I tried to be strong, but I-I kind of fell apart.
Ve güçIü durmaya çalışıyordum ama içim parçalanıyordu.
Keep four to six feet apart.
Birbirinizden uzak durun dendiğini.
People are strongly encouraged... And practice what they're calling Social Distance by remaining 4 to 6 feet apart. I love you, too.
Ben de seni.