Approached translate Turkish
1,681 parallel translation
And so he approached me, Hercule Poirot to confirm his suspicions, or not, as the case may be.
Onun için de bana geldi. Hercule Poirot'ya. Kuşkularını doğrulayacak veya yersiz bulacaktım.
It was working infiltrated in another one case when they approached to me, I could not to say that no, I had to imply to me.
Benimle bağlantıya geçtiklerinde başka bir dava ile ilgileniyordum. Ama hayır diyemedim. Onlara katılmak zorunda kaldım.
"While on a courtesy patrol, the group of young men... " approached a Donaldson's customer and me while making threats... and I was struck in the head by a bottle of Yoo-hoo. "
"Devriyem sırasında bir grup genç adam bir Donaldson müşterisine yaklaştı ve tehditlerde bulunurlarken kafama bir şişe fırlattılar."
Peter, if he does in any way hold you responsible, however mistaken..... there's no telling what he might do, if you approached him.
Peter, oğlun yanılıyor olsa bile, bir şekilde seni sorumlu görüyorsa yanına yaklaştığında sana neler yapacağını bilemeyiz.
When I approached the base, I saw military personnel in the barbed wire, in the fence.
Üsse yaklaştığımda, dikenli tellerin üstünde, çitin üstünde ordu mensuplarını gördüm.
But if I'm approached, my answer will be to decline the position and say I serve at your pleasure.
Bana sorarlarsa görevi reddedip sizin emrinizde olduğumu söyleyeceğim.
Maybe if you had when I first... approached you, you might have been keeping your oath.
Eğer yapsaydın seni ilk... gördüğümde yeminini tutardın zaten.
She's already been approached to run for office.
Başkanlığa adaylığını koyması istenmişti.
I was there, I was approached by the company. The company is a corrupted orgnization, involved all levels of industry and government.
Orada hapisteyken Şirket adını taşıyan her çeşit imkanları olan, devlete bile bulaşmış bir örgüt benle temas kurdu.
Yes, he approached me. But I said no.
Evet, bana yaklaşmaya çalıştı ama ben olmaz dedim.
A business associate of mine, he was... he was approached the same way.
Bir iş ortağım... ona da aynı şekilde yaklaşmışlar.
You approached me and were very sweet at a very hard time for me in the outplacement office.
Dış yerleştirme departmanındaki zor zamanlarımda bana yardımcı oldunuz çok da tatlıydınız.
Hey, Jack, do you remember... the youg lady that approached you at La Paloma Blanca the other night?
Jack, geçen gece La Paloma Blanca'da sana yaklaşan genç kadını hatırlıyor musun?
Alfreda has been approached by a third party with an offer substantially higher than the one we recently discussed.
Alfreda'ya üçüncü bir şahıs tarafından ilk konuştuğumuz fiyatın üstünde oldukça yüksek bir fiyat önerildi.
Five months ago, i was approached by the fbi.
Beş ay önce, FBI benimle bağlantı kurdu.
- Has anyone else approached the car?
- Arabaya yaklaşan başka biri oldu mu?
I've been approached by other attorneys.
Davayı almak isteyen başka avukatlar da var.
But I've been approached by other attorneys who said they would be able to help me out.
Davayı almak isteyen başka avukatlar da var. Bana yardımcı olabileceklerini söylediler.
I was approached by the fbi last night.
Geçen akşam FBI bana geldi.
I decided to tell patty that I was approached by the feds.
Federallerle görüştüğümü Patty'ye söylemeye karar verdim.
Has anyone approached you?
Sana ulaşan kimse oldu mu?
They approached ellen, they approached pete.
Gittikçe yaklaşıyorlar Phil. Ellen'a ulaştılar, Pete'e ulaştılar.
The fbi approached one of our associates.
FBI ortaklarımızdan biri ile görüşmüş.
The guys who approached you- - you sure they were legit?
Seninle görüşen adamların resmi görevli olduklarından emin misin?
Our environmental studies professor approached us with a proposition.
Çevrebilimci hocamız bize bir teklif sundu.
A man approached her, he was the worker of that place. And he said.
Orada çalışan adam ona yaklaştı ve şöyle dedi.
A young man wearing jeans and a grey sweater approached the victim from behind...
Kot pantolon ve gri bir kazak giyen adam kurbanın arkasından yaklaştı...
I was approached last night by some galleries.
Bazı galeri sahipleri dün gece yanıma geldi.
" Nebuchadnezzar then approached the opening of the blazing furnace and shouted,
" Nebuchadnezzar cayır cayır yanan ocağın başına gitti ve bağırdı...
Reports claim he approached a few companies about private funding for his satellite.
Tutanaklara göre uydularına kaynak bulmak için bir kaç şirkete başvurmuş.
No, the programme people, they approached him.
Hayır, programdaki kişiler O'na ulaşmışlar.
Why didn't you talk to me when I approached you earlier?
Sana yaklaştığım zaman, neden benimle konuşmadın?
Well, indicating that the murderer suddenly became impatient or approached a deadline.
Katilin, aniden sabırsızlaştığını ya da süre bitimine yaklaşıldığını gösterir.
I feel somewhat like an inverse tangent function... that's approached an asymptote.
Kendimi bir asimptota yaklaşan ters tanjant fonksiyonu gibi hissediyorum.
Because every time we've approached them, they've circled the wagons.
Çünkü onlarla her konuşmamızda yan çiziyorlar.
Foyet said he approached them Pretending to be a lost tourist.
Foyet onlara kaybolan bir turist olarak yaklaştığını söyledi.
The ring was still in my pocket When he approached us.
Yanımıza geldiğinde yüzük cebimdeydi.
So no one approached you about any of the bidders?
Peki, öbür teklif verenlerden seninle bağlantıya geçen olmadı mı?
Before I interviewed to be your nanny, these federal agents approached me. And I wanted to do the right thing for the country. They gave me a story to tell you.
Seninle dadılık konusunda görüşmeden önce, bu federal ajanlar bana ulaştı, ve ben ülke için doğru şeyi yapmayı istedim.
A couple of days ago, a man approached Zack at the courthouse.
Birkaç gün önce adliyede bir adam Zack'e yaklaştı.
I want it approached from all sides, and we'll work our way in.
Çevrelerini sarıp çemberi daraltacağız. Tüm yollar tutulacak.
An executive from Paramount approached us about it - turning it into a full-on series for the CW.
Paramount'dan bir yönetici bunu tam bir seri haline getirmek için... bizimle temasa geçmişti.
I've never approached her. Never tried.
Ona hiç yaklaşmadım, denemedim bile.
Alvin ¥ h ± µ ¤ F ¥ L84 · ³ ªºª ¨ ª ¨ ¦ ^ ® a ¡ A Alvin collected his 84-year-old father than barricaded the two of theminside this house as the hurricane approached.
Alvin 84 yaşındaki babasını da alıp, fırtına yaklaşırken bu evde korunmaya başladı.
- You been approached by anybody?
- Sana kimse yaklaştı mı?
He approached us about six months ago.
Yaklaşık altı ay önce bize geldi.
In the direction of Rathmayer, when he was approached by two men
Rathmayer'e doğru giderken, yanına iki adam yaklaştı
My comrades on that crazy Sunday had been approached one by one :
O pazar günü bütün yoldaşlarım bir bir gelmişti.
Except that he approached you and he spoke to you.
Yanına gelip konuşması dışında.
"... Approached the ramshackle house with trepidation. "
"Harabe eve doğru endişe içinde yaklaştılar."
Leon Drake approached me.
Leon Drake bana geldi.
approach 82
approaching 40
appropriate 85
approximately 312
approval 29
approved 61
approach with caution 22
approach the bench 26
approaching 40
appropriate 85
approximately 312
approval 29
approved 61
approach with caution 22
approach the bench 26