Atlantis translate Turkish
1,831 parallel translation
Atlantis, this is McKay.
Atlantis, ben McKay.
- If we have no way of contacting Atlantis...
- Eğer Atlantis'le bağlantı kurma yolumuz yoksa...
We're gonna need Daedalus to evac them back to Atlantis.
Onları Daedalus'un Atlantis'e tahliye etmesini istiyoruz.
12 hours to travel to Atlantis and back.
Atlantis'e gidip gelmesi 12 saat sürecek.
We're headed back to Atlantis.
Atlantis'e geri dönüyoruz.
Headed toward Atlantis.
Atlantis'e doğru geliyor.
Be advised, we have detected a hive ship heading towards Atlantis.
Aklınızda bulunsun, Atlantis'e doğru yönelen bir kovan gemisi tespit ettik.
Previously on Stargate Atlantis :
Stargate Atlantis'te daha önce...
- Stargate Command, this is Atlantis.
Yıldızgeçidi Komutanlığı burası Atlantis.
But the hive ship we have been tracking is still on course for Atlantis.
Ama izlediğimiz kovan gemisi hâlâ Atlantis rotasında.
- Atlantis, this is Sheppard.
Atlantis, ben Sheppard.
It was their objection to having Atlantis under military control that put me in this position in the first place.
Atlantis'in ordu kontrolü altında olmasına kendi itirazları bana bu yetkiyi verdi.
The IOA has decided that, for the time being you should continue to head the Atlantis expedition.
UİD'nin kararına göre şimdilik Atlantis keşif ekibini yönetmeye devam edebilirsiniz.
I'll be going back to Atlantis with you.
Sizinle Atlantis'e geleceğim.
You'd be better off conducting this research back on Atlantis.
Bu araştırmayı Atlantis'te yürütmeye devam etsen iyi olacak.
The only reason you're not the commander of Atlantis is that Dr. Weir insisted that post go to Colonel Sheppard.
Atlantis'in Askeri komutanı olamamanızın tek nedeni Doktor Weir'ın o pozisyonun Yarbay Sheppard'a gitmesindeki ısrarı oldu.
He is chief liaison to the international committee that oversees the Atlantis expedition.
Atlantis keşif ekibini izleyen uluslararası komitenin şef arabulucusudur.
If the Wraith had that information, they'd be on their way to Atlantis not some nameless planet with a couple of hundred people.
Eğer Wraithlerin o seviyede iç bilgisi olsaydı, şu an Atlantis yolunda olurlardı içinde birkaç yüz tane insan olan isimsiz bir gezegen yolunda değil.
Atlantis, this is Daedalus.
Atlantis, burası Daedalus.
If Michael got his memory back they could all know about Atlantis and how to find Earth.
Eğer Michael'ın hafızası geri geldiyse Atlantis'i ve Dünya'yı nasıl bulacaklarını şimdiye kadar öğrenmişlerdir.
Atlantis.
Atlantis.
It is about the ability to go back and forth between Earth and Atlantis conveniently... and whenever I want to.
Dünya ile Atlantis arasında ileri geri gidebilme yeteneğiyle ilgili... ve ne zaman istersek.
That way, we won't tax the ZPM, we won't be reliant on the Daedalus, and travel time between Earth and Atlantis will be cut from three weeks to 30 minutes.
Bu şekilde SNM'yi tüketmeyeceğiz Daedalus'a bel bağlamayacağız... ve Dünya ile Atlantis arasındaki yolculuk süresi üç haftadan 30 dakikaya inecek.
- Atlantis.
- Atlantis.
- Yeah, Atlantis.
- Evet, Atlantis.
- Oh, Atlantis is definitely a 10.
- Atlantis kesinlikle 10'dur.
You've brought a stranger to Atlantis without prior approval.
Ön onaylama olmadan Atlantis'e bir yabancı getirdin.
Atlantis, this is Beckett!
Atlantis, ben Beckett!
It's a genetic fingerprint, if you will, which allows someone such as me to operate any technology on Atlantis.
Genetik bir iz, denebilir,... benim gibi birine Atlantis'teki her türlü teknolojiyi kullanmasına izin veriyor.
I don't like being this far away from Atlantis.
Atlantis'ten bu kadar uzak kalmaktan hoşlanmıyorum.
That is, unless we discover he's revealed the location of Atlantis to anyone.
O da, Atlantis'in yerini birine açıkladığını öğrenirsek değişir.
I wanted to be the first to say welcome to Atlantis.
Atlantis'e hoşgeldiniz diyen kişi ilk ben olmak istedim.
I guess I just wish my first trip to Atlantis wasn't under such desperate circumstances.
Keşke Atlantis'e olan ilk yolculuğum bu kadar çaresiz şartlarda olmasaydı.
Yes, your desire to access the Atlantis database has seemed quite urgent, Dr. Jackson.
Atlantis veritabanına giriş yapma arzun çok acil görünüyordu, Doktor Jackson.
Still, we know there's something in the Atlantis library.
Yine de, Atlantis kütüphanesinde bir şeyler olduğunu biliyoruz.
Oh, I should probably warn you. If she seems a little bit patronizing, the program was designed to teach very young children the Lantian systems.
Seni uyarmam gerekebilir, birazcık patronluk taslıyor gibi görünebilir, program Atlantis sistemlerini çok genç çocuklara öğretmek için tasarlanmış.
Praclarush Taonas was one of the earliest Lantian cities.
Proclarush Taonas en eski Atlantis şehirlerindendir.
She even gave us the addresses, which means we could be out there somewhere, overlooking Atlantis, toasting with exotic beverages.
Adresleri bile bize verdi, bu da demek ki, dışarıda Atlantis'e tepeden bakan bir yerde oturup, egzotik içeceklerle şerefe içiyor olmamız gerekir.
- I don't know. But explain this to me. How can this database translate, in real time, a language spoken 8,000 years after the Ancients abandoned Atlantis?
Bilmiyorum, fakat bana şunu açıklasana, bu veritabanı Eskiler'in Atlantis'i terk etmesinden 8000 sene sonra gerçek zamanda konuşulan bir lisanı tercüme edebiliyor?
Is there an archival visual record of the Lantian citizens who fled to Earth?
Dünya'ya kaçan Atlantis vatandaşlarının görsel bir kaydı arşivde bulunuyor mu?
It's impossible, and I told you so - before we left Atlantis.
- Bu imkansız, sana Atlantis'teyken söyledim.
Well, exciting as it is to view the Atlantis family album... I'm looking for someone in particular.
- Atlantis aile albümüne bakmak ne kadar heyecanlı olsa da...
Moros was the last High Councilor of Atlantis.
Moros, Atlantis Yüce Konseyi'nin son üyesiydi.
You think that Merlin, or Myrdin, or whatever his name was, came back to Atlantis at some stage and hid these names here as clues for us to find.
Sence Merlin ya da Myrdin, ya da ismi her neyse Atlantis'e bir sırada döndü ve bu isimleri bize ipucu olsun diye sakladı.
- No. The first human to set foot within the city after it was abandoned was Dr. Elizabeth Weir, leader of the current Atlantis expedition.
Terk edildikten sonra şehre ilk ayak basan insan şu anki Atlantis keşif ekibinin lideri Dr. Elizabeth Weir'dır.
When we first abandoned Atlantis all those millennia ago, the Earth was so harsh, its people so primitive by comparison, there was no hope of living among them as Lantians or rebuilding our society, so instead we spread out to many lands,
Atlantis'i binlerce yıl önce terk ettiğimiz zaman Dünya çok sertti, insanları, mukayesede çok ilkeldiler.
The learning program I created many years before I left Atlantis presented itself as a means of helping you.
Atlantis'i terk etmeden uzun yıllar önce yarattığım öğretim programı size yardımcı olmak için bir olanak sundu.
" Have detected Wraith ship approaching Odyssey's coordinates in Pegasus.
" Atlantis'ten, Pegasus'taki Odyssey'in koordinatlarına doğru yaklaşan bir Wraith kovan gemisi tespit ettik.
Atlantis has detected their approach.
Atlantis yaklaştıklarını tespit etmiş.
Might it not be possible that these people merely discovered this city as you discovered Atlantis?
Sizin Atlantis'i keşfettiğiniz gibi bu insanların da bu şehri yalnızca keşfetmiş olması mümkün değil mi?
Message reads, "From Atlantis."
Mesaj şöyle,...