Ay translate Turkish
128,699 parallel translation
Exited the military nine months ago and is now based in Liverpool.
Dokuz ay önce terhis olmuş ve Liverpool'da yaşıyormuş.
He spent the next few months in a physical therapy rehab center learning how to walk, talk, and eat again.
Sonraki birkaç ayı fizik tedavi merkezinde yürümeyi, konuşmayı ve yemeyi yeniden öğrenerek geçirmiş.
But I have discovered that when you are married to the President, you, uh... you don't really get to make that distinction.
Ama keşfettim ki başkanla evli olduğunuz zaman bunları birbirinden ayırmak güçleşiyor.
If this vote costs you your re-election, I guarantee you I will find you a place in this administration.
Bu oy yüzünden tekrar seçilemezsen hükûmette sana bir koltuk ayıracağım.
Because as far as I can tell, Kimble took a trip to Turkey during her first year in Congress, six months later, co-signed a bill providing them with further military assistance.
Çünkü bildiğim kadarıyla Kimble, Kongre'deki ilk yılında Türkiye'ye gitmişti. Altı ay sonra da askerî yardım için bir yasaya imza atmıştı.
- Next month.
- Önümüzdeki ay.
So, this might be the end of playing music for a lot of these kids, and, you know, most of their families can't afford private lessons.
Yani bu çocukların çoğu, müziğe veda etmek zorunda kalabilir. Çoğu ailenin özel derse ayıracak bütçesi yok.
Their grant expires next month unless Congress re-approves it.
Bursları önümüzdeki ay bitiyor, tabii Kongre tekrar onamazsa.
If this goes to the House, I could eat up the next six months at least with hearings and motions and subpoenas.
Bu iş Meclis'e taşınırsa önümüzdeki en az altı ay oturumlarla, önergelerle, celplerle herkesi oyalayabilirim.
So, we attend the general reception for 30 minutes, smile for the cameras, then we retreat to a hospitality suite I set up for select members of the Nuclear Planning Group.
Genel resepsiyonda yarım saat dikilip kameralara gülümseyeceğiz, sonra Nükleer Planlama Grubu'nun özel üyeleri için ayırttığım odaya geçeceğiz.
Because there were so many files to begin with, whoever's been covering their tracks has been deleting them in small batches over the past few months.
Çok fazla dosya olduğu için izlerini silen kişi her kimse bu işlemi son birkaç ay boyunca ufak ufak yapmış.
Now, Prime Minister Massett has agreed to give you five minutes. So... Make'em count.
Başbakan Massett sana beş dakika ayırmayı kabul etti, yani... iyi değerlendir.
Lloyd and his followers believed that American greatness was in its decline and that somehow, we were no longer heirs to the generations that pushed back the tide of fascism, put men on the moon, and relegated the Berlin Wall to the pages of history.
Lloyd ve müritleri, Amerika'nın kudretini yitirdiğine inanıyordu. Bir şekilde, artık faşizme karşı koyan, Ay'a insan gönderen, Berlin Duvarı'nı tarihin tozlu sayfalarına gömen nesillerin varisi olmadığımızı düşünüyorlardı.
Nothing's gonna keep us apart this time.
Bu sefer hiçbir şey bizi ayıramayacak.
The guy who wants to colonize the moon?
Ay'ı kolonize etmek isteyen herif mi?
Oh, he's more than just the moon guy.
Ay'cı bir heriften çok daha fazlası o.
He, uh, got sober in prison and realized you were the worst person ever?
Hapiste ayılıp en berbat insan olduğunu mu anladı?
Say, seven or eight months instead of nine?
mesela dokuz yerine yedi, sekiz ay olsa?
Nine months, four days.
Dokuz ay, dört gün.
If you want to part ways after that, I understand.
Ondan sonra yollarımızı ayırmak istersen bunu anlayabilirim.
Bladder blade and Richardson retractor.
Mesane bıçağı ve Richardson ayırıcısı.
The master's mongrels were baked on loam, and anointed with a worm exchange over two full moons.
Ustanın melezleri toprakta pişti iki ay solucan değişimiyle anıldı.
Your minions separated us when they brought us in.
Buraya geldiğimizde minyonların bizi ayırdı.
Our lead actress vanished a month ago, off the face of the planet. You got involved with her.
Ana karakterimiz bir ay önce, onunla yattığın için, sırra kadem bastı resmen.
I mean, we've got... we've got six months until the babies are born. I mean, look at the fireplace.
Bebeklerin doğmasına, daha altı ayımız var.
14 months.
Ondört ay.
For the first two months of your relationship...
İlişkinizin ilk iki ayında...
I mean, between the kids and the band now and your work schedule, I feel like we never get this kind of time for ourselves.
Yani, ben çocuklar ve müzik grubunun arasında kaldım ve sizin çalışma saatleriniz yoğun, bana sanki hiç kendimize bu tarz vakit ayıramıyormuşuz gibi geliyor.
When did you enter a chess- - Last month.
Ne zaman satranç..? - - Geçen ay.
We got four months'worth of E magazines, we got that body wash that makes you smell like Hawaii.
Bize 4 ay yetecek E dergileri, Vücudunun Hawaii gibi kokmasını sağlayan vücut yıkama jelimiz var.
So like we discussed on the phone, the oncologist estimates he's only got a few more months.
Telefonda konuştuğumuz gibi, onkolog William'ın birkaç ayı kaldığından bahsetti.
I can get us a res for dinner tonight.
Gece için yer ayırtabilirim. Bu gece için mi?
It's embarrassing to have to admit, at my age, I don't know how to drive.
Bu yaşta bunu söylemek çok ayıp ama, araba sürmeyi bilmiyorum.
The oncologist estimates he's only got a few more months.
Onkoloji uzmanı sadece bir kaç ayı kaldığını ifade ediyor.
Look, for the next month, I'm just, I'm gonna ply them with... with greasy Chinese and when the boys start to stink
Bak, bir sonraki ay için, onlara sürekli olarak yağlı çin yemekleri yedireceğim.
We dated for two months... two months
İki ay çıktık sadece, iki ay.
It's disturbing.
Bu çok ayıp.
Do not poke the bear, alright man, okay, I beg of you.
Ayıyı uyandırma sakın, tamam mı? Yalvarırım sana adamım.
And even though we only had him for a few months, he's part of our fabric now.
Her ne kadar onunla bir kaç ay zaman geçirmiş olsak da, o artık bizim kumaşımızda.
- Ay, ay, ay, ay.
- Ay, ay, ay, ay.
It-it shoots in a couple of months in Los Angeles.
Bir kaç ay sonra Los Angeles'de çekimlere başlıyoruz.
We dated for two months... two months,
İki ay boyunca çıkmıştık... iki ay,
Three months ago, if I was up past 9 : 00 on a Thursday night, it's'cause I was watching E.R., and now
Üç ay önce, eğer Cumartesi akşamı saat 9 : 00'dan sonra uyanıksam, bu sırf Acil Servis'i izlemek içindir. Ama şimdi,
That would be... some way to leave us.
Bu bizi... bir şekilde ayırır.
That's just low, son.
Büyük ayıp ettin evlât.
Say you are fasting for Ramadan.
Ramazan ayında oruç tuttuğunu söyle.
We were expecting you months ago.
1 ay önce bekliyorduk.
You were fixated on his name a month ago, and I figured out why.
1 ay önce o ismi sayıklıyordum. Ne olduğunu buldum.
I mean, the death penalty here is carried out by a bear.
Burada ölüm cezası ayıyla veriliyor.
- Thanks for your time.
- Vakit ayırdığın için sağ ol.
Mine couldn't either.
Benimkiler de ayıramamıştı.