English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Big fella

Big fella translate Turkish

505 parallel translation
The big fella is on his way from Florida.
Baş adamımız Florida'dan dönüyormuş.
You fixed it with the big fella, didn't you? They ain't gonna make no trouble?
Kodamanlarla işi hallettin, artık problem çıkarmayacaklar değil mi?
I'II teu you what. 1 got a big fella I'II give you for practically nothin'.
Onu boşver ama elimde büyük bir köpek daha var. Size onu neredeyse bedavaya verebilirim.
What's wrong with the big fella?
İri olanın nesi var?
- Hey, big fella.
- Hey, koca adam.
Is he a big fella?
Nasıl bir şey?
The more I think of that big fella in the Texas hat... the more I admire him. Hurry up there, Curly!
Bana sorarsanız, o Teksas'lı serseriler elimizden asla kurtulamayacak.
Hey, that's a big fella.
Hey, oldukça büyük değil mi?
- Yeah, big fella.
- Evet, büyük bir adamdı.
Watch it, big fella.
Seyret koca adam.
Remember, big fella, fight like I told you, understand?
Unutma koca adam, dediğim gibi dövüş, tamam mı?
And that friend of theirs - the big fella.
Ve o arkadaşları - hani şu uzun olan.
Pretty big fella.
Koca adam olmuşsun.
See that big fella?
Bak, şu en solda gördüğün adam.
- The one that killed the big fella?
- Arkadaşımı vuran tepenin üzerindeydi.
- What big fella?
- Göremedim.
Time for bed. big fella.
Yatak vakti koca adam!
Big fella that smiles a lot.
Çok gülümseyen büyük agız..
Big fella.
Koca oğlan.
Hey, big fella.
Hey, dostum.
- The big fella with the eye-patch.
- İri olan, tek gözlü.
Keep an eye on that big fella.
İri adamdan gözünü ayırma.
You, big fella, get down off that contraption.
Sen, koca adam, o arabadan in.
Whoa, big fella.
Sakin, koçum.
And nothing's gonna be too good for this big fella.
Ve hiçbir şey bu büyük adam içim yeterince iyi olmayacak.
Steady, big fella.
Sakin ol ahbap.
Oh, you better watch out, big fella.
Dikkatli ol, dostum.
Looks like the big fella's tired of driving.
Galiba patron kullanmaktan yoruldu.
When the big fella goes up, who takes over?
Büyük patron gittiğinde, işleri kim devralacak?
I sure would've liked to have known the big fella back in the old days.
Kesinlikle ihtiyarı eski günlerindeki gibi hatırlamak isterim.
Big fella.
Şişman eleman.
Fella ain't got a soul of his own, just a little piece of a big soul.
Bir adamın kendi ruhu yoktur, sadece büyük bir ruhun bir parçası vardır.
Sure made a big hit at the Palace. Had it comin'to him. Swell fella.
Palace'ta büyük gözde oldu Zaten hak ediyordu.
That fella you were with... the mâitre d'says he's a big guy in this town.
O yanınızdaki arkadaş... şef garsonun dediğine göre kasabada nüfuzlu bir adammış.
Oh, I suppose a fella should stick to his own trade but I know some big men that might not be averse to a deal like this if they're properly approached.
Bir adam kendi bildiği işe bakmalı, sanırım... Ama bazı büyük adamlar tanıyorum ki... Uygun bir şekilde yaklaşıldığı taktirde
Oh, lady, you told me to keep an eye on that fella, but a big guy in a white coat came along...
Bayan, o adama göz kulak olmamı söylediniz ama beyaz önlüklü bir çam yarması gelip...
That big iron fella was walking around, too.
Şu iri demir adam da etrafta dolaşıyordu.
Well, there's only one thing a fella can do when he's made a mistake as big as this.
Bir adamın, böyle büyük bir hata yaptıktan sonra, yapabileceği tek bir şey vardır.
But this fella does big business.
Adam büyük iş yapıyor da, ondan.
I thought he was a big, fat fella.
Onu iri yarı sanıyordum.
A big, tall, fat fella, tried to sell me insurance.
Uzun, şişman, bana sigorta poliçesi satmaya çalışan biriydi.
Big handsome fella like you... You should have a wife and family.
Sizin gibi boylu poslu, yakışıklı bir adamın karısı ve çocukları olmalıydı.
we see this fella and he has a great big pair of white wings and a harp in his hand.
Derken, bir gün bir adamla karşılaştık. Sırtında koca bir çift beyaz kanat elinde de bir arp vardı.
Well, there was this here fella at the airport said he left in a big, black limousine.
Dün Havaalanında olan birisi büyük siyah bir limuzine binip gittiğini söyledi.
A fella that carries a big-bore carbine might come in handy, if we get jumped by elephants or buffalo!
Büyük kalibre karabina taşıyan biri işimize yarayabilir, bir filin veya bufalonun saldırısına uğrayacak olursak!
That little fella'll still be running when your big stud is collapsed.
Senin damızlık yere yığıldığında benim küçük atım hala koşuyor olacak.
Big husky fella like you. What do you need a doctor for?
Senin gibi sağlıklı bir adam doktoru ne diye sorsun ki?
- I still don't see what a big, healthy fella...
- Doğrusu senin gibi iri ve saglıklı bir adamın...
I should mention here that if any of you... were at the big parade downtown earlier this morning... and are wondering if that fella in the blue shirt... on the Roan horse is gonna compete today... I can tell you he will.
Bu sabah şehir merkezinde olup, törendeki mavi gömlekli adamın bugün yarışıp yarışmayacağını merak edeniniz varsa size yarışacağını söyleyebilirim.
- See that big heavy fella... standing with that big flashlight, isn't that the sheriff?
- Dedenin ismi ne?
'Cause in the semi-final celebrating my third wife's demise big Chinese fella, he pulled me right over.
Çünkü yarı finallerde üçüncü karımın ölümünü kutlarken iriyarı bir Çinli kolumu büküverdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]