English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Big smile

Big smile translate Turkish

543 parallel translation
Give'em a big smile.
Ona kocaman bir gülücük verin.
Big smile, St. Louis.
İyi gülüştü, St. Louis.
Give me a big smile.
Gülümse.
Now a big smile.
Büyük bir gülümseme görelim.
Now, a great big smile.
Şimdi, bir gülücük.
Great big smile.
Büyük bir gülücük.
Now let's have a real big smile.
İyice gülümse.
Life has a strange way... of standing back until you're happiest... and then, when you've got a great big smile on your lips... it gives you a solid whack across the jaw.
Hayat tuhaf bir şekilde... en mutlu anınız gelene kadar geri çekiliyor. Sonra dudaklarınıza kocaman bir gülümseme yerleştiğinde... çenenize sağlam bir yumruk savuruveriyor.
And give him a big smile. And say, "Yes, sir."
Ve ona koca bir gülümseme verip "Evet efendim" demek.
Hey, did I just see a big smile?
Hey, az önce kocaman bir gülücük mü gördüm?
Now, if you could just give us a big smile.
Şimdi bize büyük bir gülüş verebilirseniz.
Come on, lady, give us a great big smile.
Gülümseyin.
Give her a big smile.
Sonra çapkın bir gülüş at.
Make a big smile, and go ahead.
Büyük bir gülümsemeyle, dosdoğru gidin.
Just stand there together and get these flowers, And a big smile, hold it, that's real good!
Çiçeklerle birlikte şurada durun. Gülümseyin, kımıldamayın, Harika!
Amanda, how about a nice, big smile?
Amanda, güzel kocaman bir gülümsemeye ne dersin?
Now, boys... give us a great big smile.
Çocuklar şimdi büyük bir gülücük verin bakalım.
I convinced the U.S.I.A. That we are goodwill ambassadors, big smile... and then you gotta show up in one of your famous depressions.
Milli İstihbaratı iyi niyet elçisi olduğumuza inandırdım ve senin bunalımlarından birine gireceğin tuttu.
Big smile now.
Kocaman bir gülümseme alayım.
Big smile!
Kocaman gülümse! Kocaman gülümse!
First, I want a big smile.
Önce kocaman bir gülücük istiyorum.
- A big smile.
- Kocaman bir gülücük.
Okay, pal, let's have us a big smile.
Pekala, ahbap, gülümse bakalm.
I want it served by one of them nice ladies wearing nothing but a big smile.
Üstünde bir gülücükten başka bir şey olmayan o güzel bayanlardan biri getirsin.
First you come on with the soft soap, big smile then you slip a shiv in a man's back.
Önce yumuşak geliyorsunuz, koca bir gülümsemeyle sonra bıçağı adamın sırtına saplıyorsunuz.
- Can we have a big smile, ladies?
Lütfen gülümseyelim hanımlar.
This is a big smile.
Bu büyük bir gülümseme.
Now a nice big smile.
Şimdi kocaman bir gülümseme.
Look, if I can't give my brave boys a kind word and a big smile, what can I give them? Well, one or two ideas do suggest themselves... but you'd probably think they were unhygienic.
Eğer, Cadıavcısı Pursuivant'ı davet eden gizli bir komitenin üyesi olsaydınız, daha şimdiden dört arkadaşınızı yakmış olsaydı, herkese anlatır mıydınız?
Now give us a big smile. That's great.
Kocaman gülümse, harika.
HANNIBAL : Give us a big smile.
Gülümse.
Big smile!
Çok güzel.
Now, big smile in a minute.
Şimdi, bir dakika için kocaman bir gülücük.
Big smile, big cheese, all right?
kocaman gülücük, çiiz, tamam mı?
I think that you'll find President Joo with a big wide smile on his face all the time now.
Bence Başkan bundan sonra "Bang Shil, Bang Shil" diye gülümseyecek.
Smile, fighting. ( Bang Shil could also mean, big wide smile. )
Bang Shil, pes etme!
A gentle smile often breeds a kick in the pants, but for your sake I'll be big.
- Dünya değişmez. Nazik bir gülümseme arkana tekme yemeyi getirir çoğunlukla fakat senin hatırın için ben büyüklük bende kalsın.
Give us a smile, big.
Kocaman gülümse.
I want to see that smile fade on Mendoza's face when he looks into those big blue eyes again.
Mendoza'nın yüzündeki o gülücüğün tekrar bu kocaman mavi gözlere bakınca nasıl solduğunu görmek istiyorum.
Someday you gonna smile, we gonna have a big holiday.
Birgün güldüğünü göreyim, o gün bayram edeceğim.
Why do you have to have big blue eyes... and a beautiful smile?
Neden büyük mavi gözlerin var? .. ve güzel bir gülümsemen?
Where's that big smile for me?
Nerede o kocaman gülücükler?
Of course, I love your muscles, your bright smile, but I know that behind this disguise, there`s a man who`s timid and shy, with a big heart.
Pekala, adalelerini seviyorum, ışıltılı gülümsemeni, fakat bunların arkasında başka birinin saklı olduğunu biliyorum, o adam ürkek ve utangaç, bununla birlikte büyük bir kalbi var...
You have a nice smile, good teeth, a big nose indicating virilitty.
Çok hoş bir gülüşün, güzel dişlerin, erkekliği simgesi büyük burnun var.
Big smile.
Kocaman bir gülücük.
We'll smile, we'll cry... big, glistening tears that pour onto the stage... and we'll make their lives a little happier?
Güleceğiz, ağlayacağız kocaman parlak gözyaşlarımız sahneye dökülecek ve onların hayatını biraz daha mutlu kılacağız, ha?
Smile. A big birthday smile.
Büyük bir Doğumgünü gülüşü.
If it'd be all right with you guys,'the Bald Eagle, Sneaky Snake,'and this here is Big Nasty, we'd be right proud to be part of your little old convoy!
Sakıncası yoksa... Bald Eagle, Sneaky Smile ve ben Big Nasty... konvoyunuza katılmak istiyoruz. Tabi, neden olmasın.
All right, now smile. Big smile.
Şimdi gülümseyin.
All night one has to wear a big, frozen smile.
Tüm gece boyunca kocaman soğuk bir gülümse takınmak zorundasın.
A fluffy pillow and a big cheery smile is the least my lovely boysies deserve.
Artık tüm bu kehanetlerin baskısına dayanamayacağım! Percy... Hayır!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]