English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Bury him

Bury him translate Turkish

921 parallel translation
We'll bury him out in the Petrified Forest.
Onu Taş Ormanına gömelim.
We were going to bury him when you came along.
Size rastladığımızda onu gömmek üzereydik.
We gotta get him out of here and bury him.
Onu buradan çıkarıp gömmeliyiz Scarlett.
I could bury him in the arbor where the ground is soft... but how will I get him out of here?
Onu ağaçlığın oraya, toprağın yumuşak olduğu yere gömebilirim peki ama buradan nasıl çıkartacağım?
Sure, then they don't even have to move him to bury him.
- Tabii ya. Gömmek için taşımaları gerekmez.
I woke up fixing to bury him.
Onu gömmek için hazırladığımız çukurdan uyandı.
- We'll bury him.
Onu biz gömeriz.
We'll bury him, and I'll read over him in the morning.
Cenaze duasını yarın sabah okuyup gömeceğiz.
If he kicks off, we'll bury him at sea.
Eğer ölürse, onu denize atarız.
Besides, it didn't look like none of his friends was gonna bury him.
Ayrıca arkadaşlarının hiçbiri onu gömecek gibi görünmüyordu.
I've decided we'll bury him in the garden.
Onu bahçeye gömeceğiz.
Slattery, you and Johnson bury him.
Slattery, sen ve Johnson onu gömün.
I'll bury him myself.
Onu kendim gömerim.
Why don't you let us bury him?
İzin ver onu gömelim.
Tell Tevis to let'em bury him.
Tevis'e söyle gömmelerine izin versin.
We will bury him as a general.
Bir general gibi gömeceğiz.
Take him up there and bury him.
Onu oraya götürüp gömmüştük.
Bury him, and be done with him.
Gömüp, kurtulmalı.
You helped bury him.
Gömerken yardım ettin.
I promised Jennifer that we'd bury him.
Jennifer'a gömeceğimize dair söz verdim.
Going to help me bury him again?
Onu gömmeme yardım edecek misin?
We can't in all decency bury him before lunch.
Öğle yemeğinden önce gömmemiz hiç yakışık almaz.
Take him and bury him.
Götürüp gömün onu. Oh.
Grant us this, Alexander... that we may bury him before you put us to death.
Bunu bize bahşet Alexander, bizi öldürmeden önce onu gömebilelim.
By this time he'll more than likely work himself to death for somebody else and then have to take up a collection to bury him.
Ama, bu sefer farklı bir şekilde ölmek için çalışıyor. Ama cenaze masraflarını ödemek için para toplamak gerekir.
Why doesn't somebody bury him?
Neden birileri onu gömmüyor?
We could bury him in the cellar.
Onu kilere gömebiliriz.
We could bury him in the wood shed.
Onu ahşap kulübeye gömebiliriz.
- Yai will bury him and his chute.
- Yai onu ve paraşütünü gömecek.
- We'll bury him before the villagers arrive.
- Köylüler gelmeden onu gömelim.
You can break yours before you have to bury him.
Onu gömmeden önce belki sen de kendini parçalayabilirsin.
I gotta go bury him.
Gidip onu gömmeliyim.
I'd rather send a son of mine riding and never see him again than have to bury him.
Keşke oğlumu yollamış ve bir daha görmemiş olsaydım onu gömmekten daha iyiydi.
They'll bury him.
Onu gömecekler.
Is there anyone to bury him?
Onu defnedecek kimsesi var mı?
We can't bury him without a proper certifcate.
Düzgün bir belge olmadan onu defnedemeyiz.
I will bury him in my temple.
Benim tapınağa gömeceğim.
If you're with me, go take Alcott out and bury him.
Benimle birlikteysen, Alcott'u çıkarıp, göm.
Bury him in the church courtyard.
Kilisenin iç bahçesine gömün.
Going to bury him in the morning.
Sabahleyin onu gömeceğiz.
When you bury him, put his helmet on the coffin.
Onu gömerken, miğferini tabutun üzerine koyun.
I'm extremely sorry circumstances compelled us to bury him in the field.
Onu savaş alanında görmek zorunda kaldığımız için çok üzgünüm.
You will have to help me to bury him.
Onu gömmeme yardım et.
He says your boyfriend should bury what the D.A.'s got on him because if your boyfriend don't bury it, he'll get buried instead.
Sevgilin, savcılıktaki dosyasını gömmeliymiş çünkü eğer gömmezse, kendisi gömülecekmiş.
What I should have done, maybe, was bury his clothes... and leave him to the ants and the buzzards.
Belki asıl yapmam gereken, kıyafetlerini gömüp... onu şahinlere ve karıncalara havale etmekti.
Bury him quick.
Çabuk gömün onu.
I come to bury Caesar, not to praise him.
Ben Sezar'ı gömmeye geldim, övmeye değil.
Let's bury the peace with him.
O artık ulu ruhların yanında.
Bury him.
Gömün onu.
And you'll never have to bury me like I did him.
Ve benim onu gömmek zorunda kaldığım gibi beni gömmek zorunda kalmayacaksın.
I thought you came to bury Caesar, not to praise him.
Sezar'ı övmeye değil gömmeye geldiğini sanmıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]