But i can't leave translate Turkish
489 parallel translation
- But I can't just leave like this.
- Yüzünün bu hali ne?
I can't order you to do anything... ... but I can leave it to your conscience.
Hiçbir şey yapmanı emredemem ama senin vicdanına bırakabilirim.
I'm sorry, but can't you leave us alone?
Bizi yalnız bırakabilir misin?
But I can't leave them!
Ama onları bırakamam!
I appreciate everything you've done, but I can't leave Eddie.
Yaptýđýnýz her ţeyi takdir ediyorum, ama Eddie'yi býrakamam.
I'm sorry, sir, but you can't leave.
Üzgünüm, efendim, ama dışarı çıkamazsınız.
But I can't be your partner if you leave the inn.
- Ama, eğer Inn'den ayrılırsan senin partnerin olamam.
But I can't leave Harry now, just when he's starting his first New York show.
Ama şimdi Harry'i yalnız bırakamam. İlk New York gösterisine başlarken.
" I'm afraid to stay in the house, but I can't leave without Richard.
" Evde kalmaya korkuyorum ama Richard olmadan ayrılamam.
I always knew you'd have to leave someday... but now that it's come, I just can't bear it.
Bir gün gitmek zorunda kalacağını hep biliyordum ama şimdi o gün geldi ve ben buna dayanamam.
Mr. Sproule wants me to come into town to sign some papers, but I can't possibly leave here now just when...
Bay Sproule şehre gidip bazı evrakları imzalamamı istiyor ama burdan ayrılamam... -... tam da...
But I can't leave now.
- Ama şimdi gidemem.
But I - I can't leave home just now, sir... not with the way things are.
Ama eve dönemem efendim hele ki durumlar böyleyken.
I wanted to leave, but I can't do it alone.
Çekip gitmek istiyorum, ama tek başıma yapamam.
I wish I could leave you, but I just can't seem to.
Keşke seni terk edebilseydim ama işte yapamıyorum.
If you're bent on going, I can't stop you... but you'll have to leave the baby behind.
Gideceksiniz sizi durdurmam ama çocuğu burada bırakmanız gerekiyor.
Oh, I can understand the crazy thinking of a road agent or a trigger-happy renegade... but how a man could leave a woman and baby... alone with an animal like that, I — I just don't understand it.
Tetiği çekmeye hazır bir kanun kaçağı olduğunu anlayabiliyorum. Ama bir adam, masum bir kadın ve çocuğu öyle bir hayvanla bir başına nasıl bırakır bunu anlamıyorum.
But I can't let you leave... when I am the cause of your misfortune.
Bütün bunlar benim yüzümden başına gelmişken gitmene nasıl izin verebilirim!
It's a wonderful idea, but you know I can't leave now.
Harika bir fikir, ama şu anda buradan ayrılamam.
I'm sorry, but I just can't leave the salon right now.
Üzgünüm, ama salonu şimdi bırakamam.
I want to be your wife but if I can't get you to leave with me, I won't stay here to become your widow.
Karın olmak istiyorum ama seni gitmeye razı edemezsem kalıp dul kalmayı bekleyecek değilim.
But I can't possibly leave him alone, I just can't.
Ama onu yalnız bırakmam imkansız, yapamam.
- Just leave me alone. - I can, but I don't want to.
Olur ama istemiyorum.
- Cousin Henry won't mind us being one day late... but he'll draw the line at two. - I can't leave you here, Robert.
- Seni burada bırakamam.
I've tried to leave him, but I can't.
Onu terk etmeyi çok denedim, ama yapamadım.
You can leave him or tote him, but I ain't.
İster bırak, ister taşı. Ben taşımıyorum.
But, I can't leave you.. like this..
ama, Seni böyle bırakamam.
Well, I don't know when, but I simply can't leave now, Daddy.
Şey, bilmiyorum baba, ama şimdi ayrılamam, baba.
- But I can't leave now.
- Ama şimdi gidemem.
"But I can't get leave." I say, " If it's positive,
Bir ebe tanıyordum, bu akşam ona gideceğim, dedim.
But I can't leave you two here.
Ama sizi burada bırakamam.
One year, but I can't leave.
Bir yıl ama ayrılamam.
But I can't leave you.
Seni bırakamam.
But I can't just leave you here.
Fakat senden ayrılamam burda.
But... I can't leave my friend behind
ama... dostlarımı bırakamam
But I can't leave at once.
- Tabi ki. Ama hemen ayrılamam.
But I can't leave you like this.
Ama seni böyle bırakamam. Seni de götüreceğim.
I know it sounds absurd Pillip, but.. I can't leave here .
Saçma geldiğini biliyorum, Philip, ama burayı terk edemem.
I suspect we'll die but I can't leave them.
Öleceğimizden kaygılanıyorum ama onları terk edemem.
Thanks, but I can't leave my dad here.
Teşekkürler ; ama, babamı burada yalnız bırakamam.
The security system's on,... but I can't leave you alone in the store.
Sizi burada yalnız bırakamam.
- But I can't leave Mother.
- Ama annemi bırakamam.
I wouldn't have wanted to leave you all this way but what can I do?
Sizlerden böyle ayrılmak istemezdim ama ne yapayım? Allah'a ısmarladık.
But I can't leave him like this.
Ama onu böyle bırakamam.
I would be glad to leave you in peace, but I can't.
Sizi böyle huzur içinde bırakmak isterdim, ama yapamam.
I'm sorry to create trouble, but I can't leave.
Sorun yaratdığım için üzgünüm, ancak gide bilirim.
But as I got to know him, I saw he was the kind of person... you just can't leave.
Zamanla onu tanımak zorunda kaldıkça, terk edemeyeceğim biri olduğunu anladım.
But I can't just leave work.
İşten öylece ayrılamam ki ama.
I would be your wife, but I can't leave Clifford.
Karın olurdum, ama Clifford'ı terk edemem.
Why that's very brave of you, Mrs. Briz but I can't.... I can't leave you here alone.
Neden sen çok cesursun, Bayan Briz fakat değilim.... seni burada yanlız bırakamam.
Michael, you've already done so much, I hate to ask, but I can't leave the shop, not now, during Christmas.
Michael, sen zaten olayın çoğu kısmını hallettin, söylemekten nefret ediyordum ama dükkanı bırakamam, Noel sırasında olmaz.
but i can't 1234
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but in the end 317
but it 307
but i'm 401
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm here now 110
but i'm not stupid 33
but i am 338
but i didn't 584
but it 307
but i'm 401
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm hungry 38
but i'm here now 110
but i'm not stupid 33
but i am 338
but i didn't 584