But i don't understand translate Turkish
2,111 parallel translation
But I don't wanna see you in here ever again without your parents, understand?
Ama bir daha ailen yanında olmadan seni burada görmek istemiyorum, anladın mı?
I don't mean to sound overly cautious, but I think you'll soon understand why we'll want to keep this between us.
Çok tedbirli gibi olmak amacında değilim. Bunun aramızda kalmasını neden istediğimizi yakında anlayacaksınız.
I mean... and they think you don't love them because you don't understand, but it's the opposite.
Yani- - Onları anlamadığınız için, kendilerini sevmediğinizi sanırlar ama tam tersidir.
I don't expect you to understand but in spite of everything I still believe he loves me.
Anlamanızı beklemiyorum ama olanlara rağmen hâlâ beni sevdiğine inanıyorum.
I know I don't possess the tools of leadership, but I don't understand why we can't assemble the equipment inside the hut and then take it outside.
Bekleyin biraz, liderlik vasıflarına sahip olamayabilirim ama neden ekipmanları kulübede hazırlayıp daha sonra dışarıda kullanmadığımızı anlayamıyorum.
I know you don't understand it... but please respect it.
Anlamadığını biliyorum... ama lütfen kararıma saygı göster.
Frankly, sometimes I don't understand it. But, please.
Doğrusu, bazen ben bile anlamıyorum.
Michael Whitmere, Corporal U.S. marine corps veteran, but I don't understand.
Michael Whitmere Amerikan Deniz Kuvvetleri kıdemli onbaşısı.
- I don't understand. Woman claims she's pregnant and Nathan's the father but in this day and age, you can prove that thing so easily with an amniocentesis, or eventually a blood test, so...
Kadın hamile olduğunu iddia ediyor ve Nathan'ın da babası olduğunu söylüyor ama bu çağda bunu kolayca ispatlayabiliriz amnosiyentez ya da DNA testi yapılabilir.
I don't understand, but with two seconds left, the Eagles are putting the game in the hands of a 145-pound backup kicker.
Anlamıyorum, ama iki saniye kala, Eagles, maçı 65 kiloluk bir yedek şutöre teslim ediyor.
I don't understand anything you're saying, but where's Donny?
Söylediklerinden hiçbir şey anlamadım. Donny nerede?
I don't really understand, but I'd been dragged into this game.
Nedenini bilmesem de bu oyunun içine sürüklendim.
- -I don't really understand, but...
- Neler olduğunu bilmiyorum ama...
And then she keeps asking me to do things to her, but I don't understand a word.
Bir de sürekli ona bir şeyler yapmamı istiyor ama hiçbir şey anlamıyorum.
No disrespect, but i don't understand why you need us here.
Alınmayın ama niye burada olduğumuzu anlamıyorum.
- But I don't understand.
- Ama anlamıyorum.
But I don't understand.
Ama anlayamıyorum.
You can say what you want. But they're reasons I don't understand.
İstediğin kararı verirsin, ama ne mantıkla veriyorsun anlamıyorum.
I don't understand his Arabic, but I guess he was reassuring him.
Arapça dediklerinden bir şey anlamadım, ama sanırım ona moral veriyordu.
I understand you don't wanna speak without your attorney and that's just fine with me, but I will need you to undress.
Şimdi, anlıyorum ki avukatınız olmadan konuşmak istemiyorsunuz Bu bana uyar, Ama sizi soymam gerek.
You know, I feel like I understand football players, but I don't know about this Calvin Crook kid.
Futbol oyuncularının duygularını anlarım ama bu Calvin Crook denen çocuğu çözemedim.
I understand if you don't want to be my friend, but this thing we've created... It is bigger than the both of us, and it deserves to be done right.
Pierce, arkadaşım olmak istemezsen anlarım ama, ama dün yarattığımız bu şey ikimizi de aşıyor ve doğru yapılmayı hak ediyor.
I saw someone drowning me, and I don't understand, but I-I felt like I deserved what was happening.
Birinin beni boğduğunu gördüm... Neden, anlamıyorum ama sanki başıma geleni haketmişim gibi hissettim.
I hear pretty well, too, but I don't understand much.
Gayet de iyi duyuyorum, ama çok iyi anlamıyorum.
I know you don't understand, but I had no choice.
Anlamadığınızı biliyorum. Ama seçme şansım yoktu.
I don't understand your system, but I can see that it works.
anlamadım ama işe yaradığını görüyorum
I completely understand why you'd want to quit after what I said today but don't throw this away, Serena.
Bugün söylediklerimden sonra neden işi bırakmak istediğini kesinlikle anlıyorum. Ama bunu fırlatıp atma, Serena.
But what I don't understand- - Is why he didn't separate the children.
Anlamadığım şey çocukları neden ayırmadığı.
I know it's hard for you to understand right now... but sometimes us adults, we have to do certain things that we don't like.
Biliyorum, şu an bunu anlaman zor ama bazen, biz yetişkinler, hoşumuza gitmeyen bazı şeyleri yapmak zorunda kalırız.
I don't understand why you can do that, but we still have to live on spare change.
Sen bunu yapabiliyorken bizim neden hala bozukluklarla yaşadığımızı anlayamıyorum.
I don't understand but I'm sorry, anyway.
Anlamadım ama her neyse özür dilerim.
I don't expect you to understand... but you do, don't you?
Anlamanızı beklemiyorum... ama anlıyorsunuz, değil mi?
But I don't understand why.
Neden böyle davranıyorsun anlamıyorum.
Oh, I don't understand, but nothing makes sense in these swamp monster times.
Anlamıyorum ama bu bataklık canavarı zamanlarında hiçbirşeyin mantığı yoktur.
I have a little money, but I understand that you don't use that here.
Benim biraz param var ama anladığım kadarıyla burada bunu kullanmıyorsunuz.
But you have to understand, your father holds the key to our future. I don't believe this.
Seni gerçekten seviyorum ama anlaman gereken bir şey var baban geleceğimizin anahtarını elinde tutuyor.
I understand you, but don't you think a regular dress will be enough for a cremation?
Sizi anlıyorum ama yakma töreni için sadece usule uygun bir elbise düşünmez misin?
But I don't understand why the Millennium hasn't advanced further.
Ama işimize yaramıyorlar mıydı?
I don't fully understand... but this is bad!
Ne olduğunu anlamıyorum ama iyice ayvayı yedik!
But I don't understand how that works, sir.
Evet ama nasıl işlediğini pek anlayamıyorum, efendim.
But... I don't understand the drawings.
Ama çizimleri anlayamıyorum.
Sure, but I don't think you'll understand it.
Evet ama anlayacağınızı sanmıyorum.
But I don't understand...
Ama anlamıyorum.
Yes, but I don't understand how that suitcase has appeared in your home, like that...
Evet ama, o bavulun senin evinde ne aradığını hâlâ anlamış değilim.
Yeah, Chon, but I don't understand how that case appeared in your wardrobe, like that, suddently!
Peki ama Chon, nasıl oldu da valiz birdenbire gardırobunda bitiverdi!
BUT I STILL DON'T UNDERSTAND. I MEAN...
Ama hala anlamış değilim, yani...
I don't understand it myself, but all I know is that she skipped bail.
Ben de anlamadım ama kefaletini ödediği halde mahkemeye çıkmamış.
I don't quite understand that, but anyway, let the record show, Your Honor, it's published by the City Lights Pocketbook Shop.
Tam olarak anlayamamakla birlikte, kayıt bize gösteriyor ki, Sayın Yargıç, City Lights Pocketbook Mağazası tarafından basılmış.
I don't understand wigs, but that's just me.
Ben peruktan anlamam ama beni bilirsin zaten.
But I still don't understand what you're thinking about Thanksgiving.
Ama hala Şükran Gününü neden sorduğunuzu anlayamadım.
I understand but don't you think...
Anlıyorum ama sizce de...
but i can't 1234
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but i don't 540
but it wasn't 208
but i'm going 29
but i'm sorry 142
but i'm still here 37
but i'm not 551
but i'm not interested 30
but i don't have any money 24
but it's ok 45
but in the end 317
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm 401
but it 307
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i am 338
but i didn't 584
but it's over 138
but i'm tired 27
but i'm 401
but it 307
but i'm hungry 38
but i'm not stupid 33
but i'm here now 110
but i am 338
but i didn't 584