But in return translate Turkish
591 parallel translation
But in return, unless you tell me how much Bond knows, I'll be forced to cause you great pain.
Ama karşılığında, Bond'un ne kadar bildiğini bana anlatmadıkça, sana büyük acılar vermek zorunda kalacağım.
Yes, but in return it protects me from being afraid.
Evet, ama buna mukabil korku duymama engel oluyor.
It's a long time, but in return all repairs would be free of charge... dash, that way we could gradually exchange all used parts over time... dash... which would be advantageous to us in the long run.
Uzun bir zaman, ama karşılığında tüm onarımlar ücretten muaf olur tire, bu şekilde zamanla tüm kullanılmış parçaları yavaş yavaş değiştirebiliriz... Tire. Ki bizim için uzun dönemde avantajlı olacaktır.
But in return I would also ask a favour.
Ancak karşılığında benim de bir ricam olacak.
But in return for this can you may have me here and now.
Fakat bunun karşılığında bana hemen burada sahip olabilirsin.
I tell you to be Candy, but you say you don't want to accept gifts and leave in return.
Candy ol diyorum kolayca kurtulmamı istemediğini söyleyip reddediyorsun.
It may be heartbreaking... but in order to summon him and return him back to life all the moments when you shone so brightly for him... must be erased from his memories.
Bu yüzden maalesef onu geri çağırabilmek için parladığını gördüğü her anı silmemiz gerekiyor.
And what of his memories? His memories are sealed in there. But, I see that you haven't return it to him.
O kişinin hafızası orada güvenle korunuyor ancak ona geri vermedin mi?
Since I can't have love in Heaven I told him to return back as humans because I found out the way to go back, but you refused.
Cennette aşkımıza izin verilmediği için dünyaya geri dönmenin bir yolunu bulup ona söyledim ama abim reddetti.
But you need to help me in return.
Ama karşılığında bana yardım etmelisin.
I ask but one thing in return.
Karşılığında tek bir şey istiyorum.
She feeds on life but is not willing to give life in return.
Hayatla beslenir fakat geriye bir hayat vermez.
I'm awfully sorry I didn't return these sooner but I was in a place where I couldn't get out.
Bu kadar çabuk dönemediğim için ama çıkamadığım bir yerdeydim.
I come down here with the sole and only purpose. Of assisting you to return home. Lighter in heart, but heavier in pocket.
Sırf gönlünüz ferah ve cebiniz para dolu eve dönmenizi sağlamak için buraya geldim.
But in these cases we still have judgment here that we but teach bloody instructions, which, being taught, return to plague the inventor this even-handed justice commends the ingredients of our poison'd chalice to our own lips.
Ama bu işlerin daha burda görülüyor hesabı. Verdiğimiz kanlı dersi alan... gelip, bize veriyor aldığı dersi. Doğruluğun şaşmaz eli, bize sunuyor içine zehir döktüğümüz kupayı.
The money's not for me but for the favours we need to do in return
Para bana değil ama karşılığında yapmamız gereken iyilikler için.
But, in return, you will leave my husband alone!
Ama karşılığında kocamı rahat bırakacaksın!
Such expenses are but a drop in the ocean compared to the payoff he'll get in return.
Bu yaptığı masraflar, okyanustaki damla misali kazanacağının yanında bir hiç kalır.
But one day, in a week, a month, a year on that day when, God willing, we all return to our homes again you're going to feel very proud of what you've achieved here in the face of great adversity.
Ama bir gün ; bir hafta, bir ay, bir yıl sonra olsun o gün geldiğinde, inşallah, hepimiz evlerimize döneceğiz işte o zaman, burada büyük zorluklarla başardığınız bu işten hepiniz gurur duyacaksınız.
I hope that you are having a nice time in Hungary, but considering how long you've been gone, could you return to Vienna for a few weeks?
Macaristan'da umarım iyi vakit geçiriyorsundur ama gideli epeyce olduğuna göre Viyana'ya bir iki hafta için dönmeyi düşünmez miydin?
But if I'm to do something to protect you, you must do something in return.
Sizi korumak için bir şey yaparsam, siz de karşılığında bir şey yapmalısınız.
We asked for sanctuary but we got in return whip and chains.
Sığınacak bir yer arayan ama bunun yerine kırbaç ve zincir bulanlar.
But they knew he would return... and things would remain the same.
Jim'in gidişi onlar için yürek parçalayıcı oldu ; yakında birbirlerini bıraktıkları gibi bulabileceklerinden emin değildiler.
But all we done to Nick and Carmine was just return a package they left at our house. We didn't know there was a bomb in it.
Ama duruma bakılırsa, yanlış bir şey yapmış olabilirim.
I hope to return to Kyoto, but I'm lost in this field of grass.
Kyoto'ya dönmeyi umuyorum, ama bu yaban tarlaların arasında kayboldum.
Our engines are being repaired but we are still locked in time. We have aboard a passenger we do not want and cannot return.
Motorlarımız tamir ediliyor ama halen zamanda kilitli duruyoruz, ve gemide istemediğimiz ama geri de gönderemediğimiz bir yolcumuz var.
I ask little in return. But what I ask for, I insist upon.
Karşılığında çok az bir beklentim var ama bu beklenti de mutlaktır.
I wouldn't give a shit but I have to return it in the same condition it was.
İçimden her şeyi parçalayasım geliyor! Her şeyi olduğu gibi teslim etmem lazım.
In his second year of elementary school, he ran away from home to return to Hokkaido, but he was caught in Hakodate.
ilkokuldaki ikinci yilinda, evden kacip Hokkaidoya dondu, ama Hakodatede yakalandi.
But what's expected in return?
Ama karşılığında beklenen ne? Evet.
You say that I'm ungrateful, but I, maybe without effort or even realization, gave you much more than I received in return.
Benim nankör olduğumu söylüyorsun, oysa ben, çaba harcamadan, hatta hiç farkına bile varmadan... senden gördüğüm ilginin çok daha fazlasını sana gösterdim.
But the time spent in the privacy of his own family was limited, and as the clock struck 8 : 00, he had to return to work.
Çok bağlı kaldığım Auvergne toprağındaki köyümde söylediklerim üzerinde şimdi düşündüm.
But e xperience has ta ught me the rich ne ver lend to the poor without e xpecting something in return.
Ama deneyimlerim, zenginlerin genelde karşılık beklemeden varlıklarını fakirlere açmadığını öğrendim.
but that then, in the evening, return to home to take your soup.
Ama akşam olunca çorba içmek için eve dönerler.
But in these cases, we still have judgement here that we but teach bloody instructions which, being taught, return to plague the inventor.
Ama cezamızı bu dünyada da çekmek var kan dökme sanatını insanlara öğretince verdiğimiz ders onu icat edene karşı kullanılıyor.
The majority was without nothing, it said one, but we looked in return e we saw the others working.
Birçoğu tükenmiş ve yaptığımız işi bırakmak istiyordu, ancak etraflarına baktıklarında diğerlerinin gayretle çalıştıklarını görüyordu.
After all, we are the ones who pay with our lives but get no payment in return.
Sonuçta bizler bedelini hayatlarıyla ödeyip karşılığında hiçbir şey almayanlarız.
But if I shall love others how can I be sure that they, in return, will love me?
Ama eğer insanları seversem karşılığında beni seveceklerinden nasıl emin olabilirim?
But just think what you're gonna get in return.
Ama geri dönüşünü düşün.
But in the evening of my memory... always I return... to West Point.
Fakat anılarımda her akşam West Point'e daima geri dönüyorum.
Now, we'll return with local sports in a moment but first, an important news bulletin just in.
Şimdi yerel spor haberlerine döneceğiz ama önce önemli bir haber sebebiyle ara veriyoruz.
Toyoji does not return home with one basket, two baskets, three baskets of leaves, but takes them deeper in the woods emptying them into the old well
Toyoji ; evine götürmesi gerekirken ağaç diplerinden topladığı yapraklarla dolu birkaç küfeyi eski kuyunun içine boşalttı.
Maybe the Lord asked for something different ... but at least He promises us eternal life in return.
Belki Tanrı böyle olsun istemedi ama en azından karşılığında bizi ölümsüz kıldı.
But listen, Tess if circumstances should arise, do you understand if you're ever in the least trouble, the least difficulty just send me one line, and you shall have whatever you need by return.
Dinle eğer herhangi bir şey olursa, anlarsın ya. En ufak bir derdin olduğunda bana haber ver. Hemen yardımına koşarım.
To go back to the period when the first marsupials appeared in South America is to return to a time when that continent was not connected to North America, but fitted alongside the west coast of Africa.
Güney Amerika'da keselilerin ilk kez ortaya çıktığı zamana dönmek bu kıtanın Kuzey Amerika'ya bağlı olmadığı ama Afrika'nın batı kıyısıyla bağlı olduğu bir zaman dönmektir.
'The ape descendant will greet him in return'but, in deference to a million years of human evolution,'won't attempt to pick fleas off him.
Maymun soyu selamına karşılık verecek, ama milyonlarca yıl süren insan evrimi sonucu, üzerindeki pireleri ayıklamaya kalkmayacak.
But in truth, he wants me to return. He's bored.
Gerçekte, benim dönmemi istiyordu çünkü sıkılmıştı.
No, but I observed the second half of a return ticket in the palm of your left glove.
Hayır, fakat sol avucunuzda ikinci sınıf bir dönüş bileti olduğunu fark ettim.
I will return in five days and with luck, you may live the entire five days but I doubt it.
Beş gün sonra döneceğim. Şansın varsa, beş günü çıkartırsın. Ama bundan kuşkuluyum.
But if I do not retrieve Grodsky's watch, I will return to Moscow in disgrace.
Ama Grodsky'nin saatini bulamazsam, Moskova'ya utanç içinde döneceğim.
enough now, for the last time help me capture Adora and return to the world I came from and I leave you in peace, otherwise... your threats don't scare me but I'll help you if only
- Yeterli. Son kez bana Adora'yı yakalamamda yardım et ve ben de geldiğim yere döneyim ve seni barış içinde bırakayım, aksi halde... Tehditlerin beni korkutmaz.
but in the end 317
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in my experience 31
but in fact 88
but in order to do that 29
but in my defense 43
but instead 336
but in the meantime 283
but in a good way 48
but in time 33
but in 118
but in my experience 31
but in fact 88