English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / But thankfully

But thankfully translate Turkish

83 parallel translation
But thankfully, not all of us are burdened with the ominous forebodings of SEN.
Ama neyse ki, SEN'in uğursuz önsezileri de yok.
Horrifying, but thankfully quite unique.
Korkunç, yine de çok şükür oldukça eşsiz.
I used to report the news, but thankfully not any longer.
Bir zamanlar haber yazardım, neyse ki artık yazmıyorum.
But thankfully, that same day, she entered the Beta Delta Pi wet T-shirt contest, where she was hosed down.
Allahtan o gün Beta Delta Pi'nin ıslak tişört yarışmasına katıldı ve sırılsıklam oldu.
He had another slight episode, but thankfully, there was no additional damage to the heart.
Hafif bir kriz daha geçirdi ama neyse ki kalbi hasar görmemiş.
But thankfully... your daughter here is expendable.
Fakat... her halde kızını gözden çıkaramazsın.
But thankfully, he'd found a way to forget that.
Ama Allah'tan bunu unutmak için bir yol bulmuştu.
But thankfully, they're designed to help us, not kill us.
Ama bunlar bizlere hizmet etmeleri için tasarlanıyor, öldürmek için değil.
Yes, but thankfully, you told her.
Evet, söylediğin için minnettarım.
Well, it's been pretty slow, but thankfully, the house is paid off, my pension is funded, and I've given up prostitutes.
Oldukça durgun ama şükürler olsun evin borcu kapatıldı maaşım ödenmeye başlandı ve fahişelerle düşüp kalkmayı bıraktım.
But thankfully she was still there for you
Ama çok şükür ki ben yokken annen yanındaydı.
But thankfully, not mine.
Neyseki bu tarafı değil.
They tried to fool us with cock-and-bull stories, but thankfully we had their description.
Bizi hikayeleriyle kandırmaya çalıştılar. Tabi ki inanmadık!
Well, I did recently have a moment of perspective myself, but thankfully, I didn't have to go to an Ashram to have it.
Son zamanlarda kendime bakış açımı değiştiren bir an yaşadım şükürler olsun ki bunun için Ashram'a gitmem gerekmedi.
Ah, but thankfully we are here.
Ama şükürler olsun ki sonunda vardık.
But thankfully, for me, I was able to realize what I was about to lose, before it was too late.
Ama şanslıyım ki çok geç olmadan neleri kaybettiğimin farkına vardım.
But thankfully, it was only the ghost, with the mask on today.
Ama çok şükür bugün sadece bir hayaletti, maskeli bir hayalet.
I realize you may not be united ideologically, but thankfully screwing around seems to be a bipartisan effort, and you all have one thing in common... the services of my client, Sharon Marquette, and while the two of us don't care
İdeolojik olarak bir birlik olamayacağınızın farkındayım ama şükürler olsun ki hepiniz çift taraflı gibi görünüyorsunuz. Ayrıca bir konuda ortak noktanız var. Müşterim Sharon Marquette'in hizmetleri.
But thankfully, a summer of hard work will fix you right up.
Neyse ki yaz boyu sıkı çalışmak seni adam edecek.
But thankfully, three was a magic number at home on a good day.
Ama minnettarm, iyi bir günde evdeki sihirli sayı Üç'tür.
But thankfully, our four-legged competition was reduced to a slow walk As it recovered from the gallop.
Ama şansımıza dört ayaklı rakibimiz, dörtnalda giderken, yürüme hızına düşmüştü.
But thankfully modern technology, has provided us a way to even out the play field.
Ama teknoloji sayesinde artık bu avantajı ortadan kaldırmak mümkün.
Jonny. But thankfully my knowledgeable friend could
Ama sağolsun bu konuda bilgili bir arkadaşım dedi ki....
He was about to go on a rampage, but thankfully Ian... intervened.
İnsan öldürmeye başlamak üzereydi, neyse ki Ian araya girdi.
But, thankfully, those times are changing now.
Evet... Neyse ki o günler geride kaldı.
But, thankfully, it's not one I have to solve.
Neyse ki, çözecek olan ben değilim.
But, thankfully, Fern Mayo stopped by my office.
Ama, neyseki Fern Mayo odama uğradı.
But, thankfully, no one was hurt.
Ama neyse ki kimseye zarar gelmedi.
Granted, there are an awful lot of sick people... in this world, but, thankfully... most of them don't attend our functions.
Bu dünyada birçok hasta ruhlu insan var, ama Tanrı'ya şükür birçoğu çalışmalarımıza katılmıyor.
In the last 25 years there have been numerous black widow spider bites reported but, thankfully, only four confirmed deaths.
Son 25 yıl içinde, bir çok karadul örümceği ısırığı rapor edildi ama Tanrı'ya şükür ki, sadece dört vefat teyit edildi.
Yeah, but the point is you didn't. Thankfully.
- Evet, ama önemli olan bunu yapmadın.
But right now, thankfully, Phoenix is quiet.
Ama şimdilik, neyse ki, Phoenix sessiz.
Needless to say, everyone here is a little on edge as of late, but, thankfully, we have ample precautions in place to prevent such an occurrence from being a serious threat.
Doğal olarak şu sıralarda burada herkes biraz gergin. Neyse ki böyle bir olayın ciddi bir tehdit oluşturmaması için her önlemi aldık.
But, thankfully, your story checks out with all the reports I got from SETI and NORAD and NASA.
Ama çok şükür sizin hikâyeniz SETI, NORAD ve NASA'dan aldığım bilgilerle örtüşüyor.
If we have learned anything from our last battle it is that great evil can arise from the most unexpected sources but, most thankfully, so can great heroism.
Son savaşımızdan öğrendiğimiz bir şey olduysa eğer o da hiç beklemediğiniz kaynaklardan büyük kötülüklerin ve büyük kahramanlıkların doğabileceğidir.
Now thankfully, your bone marrow is clean, but this bright area here is an enlarged lymph node in the hila of your lung.
Neyseki, kemik iliğin temiz çıktı, Ama şu parlak alanda büyümüş bir lenf nodülü var Ciğerinin sağında.
females will defend their cubs, but wise mothers simply avoid potential dangers, heading for safer territory. thankfully, the older bear is preoccupied, scouring the shore for food.
Daha birkaç haftalık yavrular onları saldırgan, yetişkin bir domuz yapacak içlerindeki delice enerjinin birazını gösteriyor.
But that was before Dr. Yang threatened my patient with a colostomy that, thankfully, will not be necessary because it did not actually involve the colon.
Ama bu, Dr. Yang'in hastamı kolostomi torbasıyla tehdit etmeden önceydi. Neyse ki kalın bağırsağa sıçramadığından torbaya gerek kalmadı.
Thankfully he didn't notice how I felt about him but he's got it all wrong
Öğrenmedi ama, yanlış anladı. Bu durum benim için hiç iyi değil.
Thankfully, I'm not a dog but I do like to cheat.
Şükür ki bir it değilim ama hile yapmayı çok severim.
Thankfully all his vitals have stabilised, but he should be moved to a facility more suited to his needs.
Neyse ki, bütün hayati değerleri düzene girdi ama ihtiyaçlarını daha iyi karşılayabilecek bir tesise gitmesi gerek.
But listen, thankfully I can't resist an underdog.
Ama dinle, çok şükür bir kayba dayanamazdım.
But, thankfully, I can see my Ella in our daughters'faces.
Tanrıya şükür Ella'nın yüzünü kızlarımda görüyorum.
133,000 cubic miles of water disappeared into the earth, thankfully we were able to dam the Bosphorus before it affected the global ocean system, it's hard to believe but this could have been ours.
215.000 kilometreküp su dünyanın içinde kayboldu. Şükürler olsun ki, dünya çapındaki okyanus sistemini etkilemeden boğaza baraj kurabildik. İnanması güç fakat daha kötüsü de olabilirdi.
Thankfully, somebody heard Keisha screaming and ran into that apartment and saved her life, but she ain't never spoke again.
Allahtan birileri Keishanın çığlıklarını duyup eve girmiş ve onu kurtarmış İşte o günden sonra bir daha hiç konuşmadı.
The team have to work quickly, but, thankfully, the bears are more interested in the salmon than the crew.
Takımın hızlı çalışması gerek, ama çok şükür ki, ayılar takımdan çok balıklarla ilgili.
Well, you lost me there, thankfully, but...
Orasını pek anlamadım, şükürler olsun ki Ama -
No idea, thankfully, about any of that, but if you really did love Katya you've gotta be happy that she's happy.
Şükürler olsun, ne dediğin hakkında bir fikrim yok. ama Eğer gerçekten Katya'yı sevdiysen,
For the past... For the past few years, you tried really hard to scare me away, but, uh, thankfully, you just... you really... You're really bad at that.
Son bir kaç senede... beni uzaklaştırıp kaçırmaya çalıştın ama Tanrı'ya şükür bu işlerde bayağı kötüsün.
- Yes, well, thankfully so, but the decision has already been made.
- Evet, çok şükür ki. - Ama karar çoktan verildi.
Thankfully, these S.H.I.E.L.D. agents are good but not that good.
Neyse ki, bu S.H.I.E.L.D. ajanları iyi ama o kadar da iyi değil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]