But you know me translate Turkish
10,997 parallel translation
But I want you to know... you do not leave me.
Ama birşey farkettim... beni terk etmiyorsun.
Yeah, but when I'm focused, whenever I'm... you know, I don't even hear the guy next to me.
Evet, ama odaklandığım zaman, o anlarda, bilirsin ben, yanımdaki adamı bile duymam.
And you know what, he went overseas without me, and I'm not gonna hold that against you, Vigi, but, you know what, I like fish and chips and pints and all that good stuff.
Ve biliyor musun, bensiz denizaşırı gitti. Ve ben buna karşı tutmayacağım, Vigi. Ama, biliyorsun, balık ve cips seviyorum
Oh, but, you know, that, uh, birthday present that you made for me?
Ama benim için yaptığın şu doğum günü hediyesini var ya?
But, you know, Naomi told me you always have an agenda.
Ama Naomi bana hep bir planın olduğunu söylemişti.
You know, this is kind of a perfect job for me, but my favorite free time thing is flat-lining.
Turneye çıkmayı çok severim, bu iş tam bana göre ama boş zamanlarımda "flatlining" yapmasını çok severim.
I don't know who you are, or what your intent may be, but unless you're trying to start a war, you need to contact me.
Kim olduğunuzu ya da niyetinizin ne olabileceğini bilmiyorum. Ancak savaş başlatmaya çalışmadığınız sürece benimle iletişime geçmeniz gerek.
Dad didn't want me to tell you, but I don't see why you shouldn't know because she has another family now, two Chinese girls who are adopted and a baby that isn't.
Babam bunu söylemek istemedi ama neden saklamaya çalıştığını anlamadım, sonuçta şuan başka bir adamla evli. Ayrıca bir bebeği ve iki Çinli evlatlık çocuğu var.
I know it's probably none of my business, but you volunteered to me that Peter was the only man you'd ever been with, and I don't know, why tell such a specific lie?
Biliyorum beni ilgilendirmiyor fakat bana Peter'ın hayatındaki tek erkek olduğunu söylemiştin ve bu konuda neden yalan söylediğini anlamış değilim.
I don't know when I started taking you for granted, but shame on me.
Seni ne zaman almaya başladım bilmiyorum, Ama bana utanç veriyor.
I thought they'd call the maître d'and kick me out, but what do you know?
Mekân sahibini çağırıp beni attıracaklarını sandım ama ne oldu biliyor musun?
You make me believe that I have all the power, but we both know it's always been you.
Eğer me ı olduğuna inanıyoruz olun. Tüm güç, ama biz de biliyoruz. Her zaman seni olmuştur.
Jason, I know it's hard for you to understand, but trust me, you cannot grasp the totality of this grand design.
Jason ı, anlamak için zor olduğunu biliyorum Ama bu büyük tasarımın bütünlüğünü idrak edemez, güven bana.
But, you know, the thing about me and Techtonic, is our communication skills.
Fakat biliyor musunuz, Techtonic'le benim olayımız iletişim yeteneklerimiz.
I know that you have a tendency to swallow your words in high stress situations, but you gotta give me a chance, okay?
Yoğun stres altındayken konuşma zorluğu yaşadığını biliyorum ama bu gün olmaz, tamam mı?
Like that all the time, but it has always stuck with me... Because you know, now I literally always think of her... When I see a birch tree, and it is so nice.
İnsanlar hep böyle saçma şeyler söyler ama bu hep bende kaldı, çünkü ne zaman huş ağacı görsem tam anlamıyla hep onu düşünüyorum ve bu çok güzel.
I don't know if you're getting my messages or what, but, uh, give me a call, man.
Mesajımı aldığından beni ara yada.. .. ara beni.
No, but did you know he was gonna fire me?
Beni kovduğunu biliyor muydun?
But you know all too well that you can't disrespect me.
Ama çok iyi biliyorsun ki bana saygısızlık edemezsin.
But you know, he gave me a job.
Ama biliyorsun işte, bana iş verdi.
Look, I know what you're insinuating, but let me set the record straight.
Bakın ne ima etmeye çalıştığınızı biliyorum ama durun da açıklayayım.
I know that's what's happening medically, but can you tell me how?
Tıbbi olarak neler olduğunu biliyorum, fakat bunun nasıl gerçekleştiğini söyler misiniz?
You know, she gives me a hard time sometimes, but that's... it's just'cause she worries about me.
Biliyorsun, bana zor zamanlar yaşattı, ama... sadece benim için endişeleniyor.
I know it is, but wouldn't you rather ask me why a man like me Would take a case like this?
Biliyorum ama bana neden böyle bir davayı aldığımı sormak istemez misin?
You know, you put me on this trial because you wanted a black face, but the truth is, you never wanted a black voice.
Beni bu davaya koydun çünkü siyahi bir yüz istedim ama işin doğrusu hiç siyahi birinin konuşmasını istemedin.
I know it sounds crazy, but you have to believe me.
Delice geldiğini biliyorum ama bana inanmak zorundasın.
Look, I know it sounds crazy but if you'd seen half of what I've seen, you'd believe me.
Bak, kulağa delice geldiğinin farkındayım ama gördüklerimin yarısını bile görseydin bana inanırdın.
What really gets me is... you know, animal cruelty predicts violent behavior... but until I read that I didn't think it was wrong, you know.
Beni rahatsız eden şey biliyorsun, hayvanlara işkence etmek şiddete meyilli olduğunu gösterir. Ama bunu okuyana kadar yanlış bir şey olduğunu bile bilmiyordum.
I know you feel you deserve to know, but please don't ask me.
Bilmeyi hak ettiğini düşünüyorsun, biliyorum. Ama lütfen sorma.
Ray, when Marnie told me that you should be here, I thought it was a mistake, and, you know, maybe it still will be a mistake, but right now I feel like I'm happy that you're here.
Ray, Marnie bana burada olman gerektiğini söylediğinde hata yapıyor sanmıştım ve hâlâ hata yapıyor olabilir ama şu anda burada olduğun için mutluyum.
♪ Thought you could play me just like a Nintendo ♪ ♪ But don't you know that I'm loco ♪
- Hannah.
But I know you don't want to be without me.
Ama bensiz kalmak istemediğini de biliyorum.
But, you know what, uh, it's time for me to do my own inspection.
Ama, biliyor musun, uh, Kendi muayenemizi yapmanın zamanı geldi.
But I need to know that you trust me.
Ama bana güvendiğini bilmem gerek.
I know it seems like I blew it, but you got to give me another crack at him.
Başarısız olmuşum gibi duruyor ama bana bir şans daha vermelisiniz.
Charles, I know you're mad, but you have to talk to me.
Charles kızgın olduğunu biliyorum ama benimle konuşmalısın.
- I know that you're angry, but when I was here last year, you really showed me what a selfish jerk I was.
Sinirini anlıyorum ama geçen yıl buradayken ne kadar bencil olduğumu bana gösterdin.
I think she's more interested in lads, between you and me, but, you know, we live in hope.
Bizdense daha çok delikanlılara ilgi duyuyordur sanırım. - Ama bizimki de umut işte.
I know you're in pain but you really need to be quiet for me.
Acı içinde olduğunu biliyorum Ama benim için sessiz olman gerekir.
You know, he couldn't speak, but he was trying to tell me something.
Konuşamıyordu ama ama bana bir şey anlatmaya çalışıyordu.
But what I'm gonna need for this to work is all of you guys to sign this complaint with me so they know we mean business.
Ama bunun işe yaraması için ihtiyacım olacak şey, hepinizin benimle birlikte bu şikayete imza atması, ki ciddi olduğumuzu anlasınlar.
You know, they may have rode me down, ground me into the din till the soil was red with my blood, but I told them what they were!
Biliyorsun, beni indirmiş olabilirler, büyük bir velveleyle toprağın içine kanımın kırmızısında, Ama ben onlara söyledim onların ne olduğunu!
No, no, I know, but, you know, it's a nice gesture, you know how much these kids love me.
Hayır, biliyorum ama hoş bir jest. Biliyorsun, çocuklar beni çok seviyor.
But, you know, they never get to meet me.
Ama hiçbir zaman tanıyamıyorlar.
I know you've just met me, but the truth is you're very important to me, Damien.
Benimle daha yeni tanıştın ama gerçek şu ki benim için çok önemlisin, Damien.
I know it's not what you want for me, but my feelings can't be denied and I want Sonya to hear this, too.
Benden istediğiniz şeyin bu olmadığını biliyorum ama hislerimi inkâr edemem ve Sonya'nın da duymasını istiyorum.
Your mother told me not say anything, but I think you should know.
Annen hiçbir şey söyleme dedi ama bence bilmen gerek.
You know, she wrote to me asking to see me, but I, I never received her letter.
Benimle görüşmek istediğini söyleyen bir mektup yazmış ama mektup elime hiç geçmedi.
You think you know it all But you don't know me
Her şeyi bildiğini sanıyorsun, Ama daha beni bile tanımıyorsun.
They patted me on the back, said it was my trial by fire. And I laughed with them. But, you know, it never really sat well with me.
Sırtımı sıvazladılar, avukatlığa giriş sınavındı dediler ben de onlarla güldüm ama aslında hiç hoşuma gitmemişti.
I'm not saying it's going to happen, but if it does, if I'm to fall in battle, it would ease me greatly to know that you'll watch over Bess and the croft.
Olacak demiyorum ama olursa, savaşta ölürsem Bess'e ve çiftliğe göz kulak olacağını bilmek beni çok rahatlatırdı.
but you 1775
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you don't believe me 17
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you said 161
but you don't 308
but you and i 59
but you didn't listen 29
but you know 863
but you don't believe me 17
but you were 65
but you didn't answer 24
but you don't understand 77
but you're married 17
but you don't care 28
but you haven't 45
but you never know 100
but you're different 28
but you did it 63
but you have 69
but you didn't answer 24
but you don't understand 77
but you're married 17
but you don't care 28
but you haven't 45
but you never know 100
but you're different 28
but you did it 63
but you have 69
but you see 277
but you're wrong 130
but you are 252
but you will 163
but you're not 377
but you did 316
but you do 339
but you can't fool me 19
but you did it anyway 18
but you know him 20
but you're wrong 130
but you are 252
but you will 163
but you're not 377
but you did 316
but you do 339
but you can't fool me 19
but you did it anyway 18
but you know him 20