But you were translate Turkish
14,848 parallel translation
But you were gone.
Ama gitmistin.
We've actually met, but you were just a kid.
Aslında tanışmıştık ama sen daha çocuktun.
You were only eight, but you were so brave.
Daha sekiz yaşındaydın ama çok cesurdun.
But you were the one that taught me that it's about a world that's bigger than us.
Ama bunun, bütün dünyayı ilgilendirdiğini bana sen öğrettin.
But you were dating Casey Rooks, were you not?
Ama Casey Rooks ile sevgiliydiniz, değil mi?
You didn't know it, but you were wire-tapped for almost 20 years by the FBI.
Bilmiyordun ama FBI tarafından yaklaşık 20 sene boyunca dinlendin.
But you were MI-6.
Ama MI-6'teymişsin.
Oh I can understand that, but you were late.
Anlıyorum, ama biraz gecikmişsin.
The day you were taken you were meant to be at school, but you weren't.
Kaçırıldığın gün okulda olman gerekiyordu ama değildin.
'You were meant to be at school but you weren't.
Okulda olman gerekiyordu ama değildin.
I don't want you in my musical, but you were hands down the best Juliet.
Müzikalimde olmanı istemiyorum, ama en iyi Juliet olduğun apaçık ortada.
Mama, I did come by actually, but you were... you were in your office alone with Monte with the door closed so I thought I would just would...
Hayatım, aslında geldim, ama siz ofisinde, kapalı kapılar ardında Monte ile birlikteydiniz o yüzden bende şey yaparsam...
- That you were so frightened you sent us away but you still tried to help him.
Bizi gönderecek kadar korkmuş olmana rağmen hâlâ ona neden yardım ettiğini.
But all you were capable of giving was pain, so! ran away and found friends, friends I would give my life for, friends who give me love and the strength to do this.
Ama sen yalnızca acı çektirmeyi biliyorsun ben de kaçtım ve kendime dostlar buldum uğurlarına canımı vereceğim dostlar beni seven dostlar ve bana bunu yapacak gücü veren dostlar.
Well, I mean, you were saying "pop," but you kept snap... Well...
"Bom" diyordun ama patlama yapacağını sandım ben... neyse.
You said they were murdered, but it looks like they lost control of their car and crashed.
Öldürüldüklerini söyledin, ama kontrolü kaybederek kaza yapmışa benziyorlar.
So you thought his death was related to the peace talks, but you couldn't say so, because you were worried that it might jeopardize your diplomatic efforts.
Yani ölümünün barış görüşmesiyle ilgili olduğunu düşünüyordunuz ama bunu söyleyemiyordunuz çünkü diplomatik çabalarınızı tehlikeye atacağından endişe ediyordunuz.
You weren't able to identify them, but we were.
Onların kim olduğunu bulamamıştınız, ama biz bulduk.
I knew you were ambitious, but this?
Hırslı olduğunu biliyorum, ama bu?
I was gonna reach out, but after the last time we spoke, it didn't seem like you were...
Seni arayacaktım, ama en son konuştuklarımızdan sonra hiç doğru gelmedi...
I don't want you in my musical, but... you were hands down the best Juliet.
Seni müzikalimde istemiyorum ama şüphe götürmez şekilde en iyi Juliet'tin.
I know you're scared, ever since the night in Greer's tavern, when you were in the same room with the killer, but you're safe now.
Greer'in tavernasında katille aynı odada olduğun geceden beri korktuğunu biliyorum ama artık güvendesin.
But, dude, seriously, it is so weird that you slept with both of them when they were each other.
Ama, dostum, Birbirlerine dönüştüklerinde ikisiyle de yatmış olman cidden çok garip.
Even when you first laid eyes on me, from the bar, from outside, from wherever you were, you should have seen through me and kept on moving, but you didn't.
Beni barda, dışarıda ya da herhangi bir yerde ilk gördüğün anda kim olduğumu anlayıp giderdin, ama gitmedin.
And then I say something mean but true that totally throws you off balance. You came out of the Phoenix Stone, but you thought you were still inside of it.
Ardından ben de seni tamamen çıldırtacak doğru ama adice birşey söyleyeceğim. Zümrüd-ü Anka taşından çıktın ama hâlâ taşın içinde olduğunu sanıyordun.
I'd be having a lot more fun if you were here with me, but it's gonna be a good turnout.
Burada benimle olsaydın d aha fazla eğlenirdim. Ama iyi bir katılım olacak.
But at the altar, though, you were like...
Ama sen de, mihrapta resmen...
Could it be possible that you accidentally made those marks on the boy when you were getting him dressed, not deliberately, but...
O izleri çocuğu giydirirken yanlışlıkla yapmış olabilir misin? İstemeden ama... Niye yapayım ki?
Quentin, by the time you were ten years old, buddy, I couldn't sit through one more card trick, but if that's what makes the world bearable to you, then you go off and do card tricks.
Quentin 10 yaşındayken bir tane kart numarana katlanamazdım. Ama senin için dünyayı çekilebilir kılan şey buysa o zaman okulu bırak ve kart numaraları yap.
- You were, but it's okay.
- Deniyordun. Ama sorun değil.
Alice, I don't know what you think Julia and I were, but the truth is that we weren't anything.
Alice Julia ve ben neyim diye düşünüyorsun bilmiyorum ama gerçek şu ki hiçbir şey değiliz.
But if I were to go, what could I bring you?
Ama gidecek olsaydım sana ne getireyim?
Yesterday, were talking about how people die in this line of work and you're not responsible, even though you can't help but feel a part of it.
Dün insanların bu işte nasıl öldüğünden ve sorumlunun, ne kadar o şekilde hissetsen de sen olmadığından bahsediyorduk.
And Daniel Lee thought he'd have time to swap it out, but little did he know, you were gonna kill his patient.
Ve Daniel Lee değiştirebileceği kadar zamanı olduğunu sanıyordu ama bilmiyordu ki siz onun hastasını öldüreceksiniz.
And then you were gonna say "literally," but I'm gonna get to work.
Sonra da "gerçekten" diyecektin ama benim işe koyulmam gerek.
Listen, I know Cam has got a guy outside, but I would feel so much better if you were here too.
Dinle, Cam'in adamının dışarıda olduğunu biliyorum ama burada olsaydın daha iyi hissederdim.
But you first came here because you were interested in the Russians.
Fakat buraya önce Ruslarla ilgilendiğin için geldin.
Yeah, but while you were away, we realized that a king is only a king if the people say he is.
Siz yokken fark ettik ki bir kral halkı ona kral dediğini sürece öyledir.
You know, for a second there, I actually thought you were worried about Maggie. but you're just angling for her surgeries, huh?
Bir an için gerçekten Maggie için endişelendiğini sanmıştım ama sen onun ameliyatlarının peşindesin.
Kids, you knuckleheads were nothin'but a nuisance and I'm glad to be rid of ya.
Çocuklar, siz mankafalar sıkıntıdan başka birşey değildiniz ve sizden kurtulduğum için mutluyum.
Sure, but if something were to go wrong then I'd be to blame, you know?
Eminim öyledir ama bir şeyler yanlış giderse bunun için kendimi suçlarım.
But I think we can all agree... That you were past due.
Ama hepimiz borcunu geciktirdiğinde hem fikiriz sanırım.
But if you were, you should know there was a reason for all this.
Ama birlikteyseniz şunu bil ki tüm bunların bir sebebi vardı.
My nephew said you were a spitfire, but trust me, you should be quite afraid of me because the next time you interfere with my family, I will come after yours.
Yeğenim, senin hemen parlayan biri olduğunu söylemişti ama inan bana benden çok korkmalısın çünkü bir daha aile işlerime karışmaya kalkarsan ailenin peşine düşerim.
Well, it did, actually, but I just assumed that you were celebrating.
Aslında geldi ama kutlama yaptığınızı düşünmüştüm.
Everything you ever wanted to know about coital cephalgia but were afraid to ask.
Koital sefalji hakkında bilmek isteyip sormaya korktuğun her şey burada var.
I know you were only little, but what do you think?
O zaman küçük olduğunu biliyorum, ama ne düşünüyorsun?
when you thought there was one Michelle, but there were actually two Michelles...
Hani bir tane Michelle var saniyordun, ama aslinda 2 Michelle vardi.
But something terrible happened to you, and they were all there.
Fakat başına korkunç bir şey geldi ve herkes yanındaydı.
There seemed to be a little miscommunication about what room you were in, but that's all been straightened out.
Görünen o ki hangi odada olduğunla ilgili bir yanlış anlaşılma olmuş,... ama şimdi sıkıntı çözüldü.
But what I've learned from recent history is, if you really were Anita Gibbs, no matter what you had planned, you'd be planning something else.
Ama yakın zamanda bir şey öğrendim ki eğer Anita Gibbs olsaydın ne planlamış olursan ol başka bir şey daha planlıyor olurdun.
but you were right 105
but you weren't 46
but you were wrong 19
but you weren't there 39
but you were there 25
but you 1775
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you don't 308
but you weren't 46
but you were wrong 19
but you weren't there 39
but you were there 25
but you 1775
but you can't hide 39
but you didn't 486
but you know what 1239
but you don't 308
but you said 161
but you and i 59
but you know 863
but you don't believe me 17
but you didn't listen 29
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you don't care 28
but you're married 17
but you never know 100
but you and i 59
but you know 863
but you don't believe me 17
but you didn't listen 29
but you don't understand 77
but you didn't answer 24
but you don't care 28
but you're married 17
but you never know 100
but you haven't 45
but you did it 63
but you're different 28
but you see 277
but you have 69
but you are 252
but you're wrong 130
but you did 316
but you will 163
but you do 339
but you did it 63
but you're different 28
but you see 277
but you have 69
but you are 252
but you're wrong 130
but you did 316
but you will 163
but you do 339