English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Complaining

Complaining translate Turkish

3,128 parallel translation
We tried, but he wouldn't stop complaining about some girl named Serena and wanting to be a man of action.
Denedik, ama Serena adında bir kız ve aksiyon adamı olmak hakkında, sızlanmadan duramadı.
Always complaining that the dress code wasn't strict enough.
Sürekli kıyafet yönetmeliğinin yeterince katı olmadığından yakınırdın.
Quit complaining, kid.
Şikâyet etmeyi bırak, çocuk.
Stop complaining, old man.
Sızlanmaktan vazgeç ihtiyar.
Not that I'm complaining, but since when do you care about a paper being due?
Şikayet etmiyorum, ama ne zamandır bir ödevi teslim etmeyi umursar oldun?
I'm complaining because it's Sunday and I need to rest up.
Şikayet ediyorum, çünkü bugün Pazar. Dinlenmeliyim.
You're complaining cause I'm too nice to you?
Sana çok iyi davrandığım için mi şikâyet ediyorsun?
And I don't recall you complaining when I bought you boobs for your 16th birthday.
16. doğum günü hediyen birer göğüs olunca... söylendiğini hiç duymadım ama.
Wade's been complaining about.
Wade sürekli senden şikayet ediyor.
She's always complaining about how I'm blowing out the power, and all that.
Tüm elektriği benim kullanmamdan hep şikayetçi oluyor da, o yüzden.
Caleb has been complaining of itchiness for the last two days.
Caleb'in iki günden beri kaşıntı şikayeti var.
You know, I once got so mad at a waiter for complaining to me that I threw my iced tea in his face.
Bilir misin, bir keresinde çok kızdıngım garson bana mızıldanyordu ve Ice Tea'mı kafasına fırlattım.
Instead of complaining, you should be thankful that things are under control.
Sızlanmak yerine işlerin kontrolümüz altında olduğuna şükretmelisin.
So stop complaining!
Ondan bundan şikayet edip durma!
In fact, neighbors were complaining about the noise from the sewing machine.
Hatta, komşular dikiş makinası sesinden dolayı şikayette bulunmuşlar.
He was complaining about something being too bright, and then he got scared, and then he just started burning -
Etrafın çok parlak olduğunu söyledi, korkmaya başladı. Sonra ateşi çıkmaya -
He came to me a month ago, complaining about severe headaches.
Bir ay önce bana geldi. Başında ciddi ağrılar olduğunu söyledi.
You know, instead of sitting on your fat ass complaining about all the shit I'm doing wrong, why don't you do something that actually helps this goddamn club?
Kıçının üstünde oturup bütün gün şikayet edeceğine, niye gidip kulübün yararına bir şeyler yapmıyorsun?
why would he do that? I don't know, but I'm not complaining. I just want the damn thing over with.
Bir saniye, neden bugün yapsın ki?
I'm sorry, I shouldn't be complaining about this to you.
Özür dilerim, senin de canını sıkmak istemezdim.
Not that I'm really complaining.
Şikâyetçi değilim.
Now stop complaining and go to sleep.
Şimdi şikayeti kes ve yat uyu.
Besides, you're always complaining that you don't have enough time to play polo or sit in a chair and moisten your mouth.
Ayrıca sürekli polo oynamak ya da oturup dudak ıslatmak için yeterince zamanın olmadığından yakınıp duruyorsun.
That many customers complaining?
O kadar mi çok müsteri söyleniyor?
Okay, not exactly an explanation, but I'm not complaining.
Pekala, tam olarak bir açıklama denemez buna ama şikayetçi değilim.
Well, she's not going to be complaining anymore.
Artık hiçbir şey hakkında şikayet edemeyecek.
Not that I'm complaining.
Şikayet etmiyorum tabii.
Hey, Grey, I was just in giving the Tyson family an update on their preemie, and the mom's complaining of chest pains.
Grey, Tyson ailesine prematüre bebekleri hakkında bilgi vermeye gittim. Annenin göğüs ağrısı şikâyeti var.
The situation you described, returning home to a wife complaining about her paper being too masculine, is not one I'm familiar with.
Tanımladığın durum, eve dönünce karının kağıtlar hakkında şikayet etmesi ve baskıcı olması konusuna pek tanıdık değilim.
All you've been doing is whining and complaining.
Hepiniz mızmızlanıyorsunuz, şikayetçisiniz.
Again, not complaining.
Şikayetçi değilim.
I have a first from Oxford, and do you see me complaining?
Ben de Oxford'da birinci oldum, hiç şikayet ettiğimi gördün mü?
Yeah, my patient here stumbled in, complaining he cracked a rib.
Evet, hastam kaburgalarından birini kırdığını sanıyor.
I've been complaining to pretty much anyone who will listen.
Kulak kabartan herkesin gözü önüne şikayet edip söylenip durdum.
I may be old, lonely and heartbroken, cast aside by my own flesh and blood, but you'll never hear me complaining about it., oh, no.
Belki yaşlı olabilirim, yalnız ve kalbi kırık, bir kenara fırlatılmış, ama benim şikayetçi biri olduğumu asla duyamayacaksın. oh, hayır.
I'm not complaining.
Şikayet etmiyorum.
Not that I'm complaining.
Şikayet etmiyorum.
And they were complaining, they wanted to get the Jackson 5 off of the show because every time they went on, people just hollered,
Şikayetçiydiler, Jackson 5'ın konserden çıkarılmasını istiyorlardı, çünkü ne zaman sahneye çıksalar insanlar " Jackson 5!
Wandering around complaining there isn't enough cheese in the house.
Evde yeterince peynir yok diye, şikayet edip durur.
I feel like complaining to Einstein.
Şu anda Einstein'a isyan edesim var.
I'm not complaining.
Ben hiç şikayetçi değilim.
She was complaining to my lion saying she gave birth alone and nobody was there.
"Yalnız başıma doğurdum, kimse yoktu" diye utanmadan şikayet ediyor aslanıma.
Stop your complaining.
Sızlanmayı kes.
He doesn't have a problem complaining about Ernest fucking Hemingway,
Ernest Hemingway'den şikâyet etmeye çekinmiyor ama!
No, Randy, he's complaining.
Hayır Randy şikayet ediyor.
Stop complaining!
Şikayet etmeyi bırak!
Did we really thin we'd get them to change by complaining to one set of humans about the misdeeds of another, when all humans are the same?
Bütün insanlar aynıyken, insanlar birbirinden şikayet ederken, gerçekten onları değiştiririz diye mi düşündük?
Mr. Allspice has been complaining again.
Bay Allspice yine şikayet etti.
It's about supporting Naomi and supporting Navid and... sorry for the tough love, man, but quit your complaining,'cause you're going.
Naomi'ye destek olman gerek. Navid'e de. Ve...
I never heard you complaining.
Şikâyet etmemiştin hiç.
I'm not complaining.
İkimiz de bunu... - Şikâyet etmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]