English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Crying like a baby

Crying like a baby translate Turkish

80 parallel translation
Tell him the next time I see him he'll be down in the lobby of the hotel, crying like a baby and asking for a $ 10 loan!
Söyle ona, gelecek sefere onu gördüğümde otelimin lobisine gelmiş bir bebek gibi ağlarken on dolar borç isteyecek.
For a while after my husband's death... I couldn't come in here without crying like a baby.
Kocamın ölümünden sonra bir süre... çocuk gibi ağlamadan bu odaya giremez oldum.
Just half an hour ago, he was crying like a baby.
Sadece yarım saat önce bir bebek gibi ağlıyordu.
He was in tears. In church, crying like a baby.
- Kilisede hüngür hüngür ağladı.
The guards made them watch me work for over three hours until even the most hardened punk was crying like a baby.
Gardiyanlar onlara üç saatten uzun süre benim çalışmamı izlettirdi. Ta ki en katı kalpli serseri bile çocuk gibi ağlayıncaya dek.
A big man like you crying like a baby, you should be ashamed.
Koca adam, bebek gibi ağlıyorsun. Kendinden utanmalısın.
'Motherfucker crying like a baby.
Bir bebek gibi davranıyordu.
I sat there in my little apartment, listening to your voice, crying like a baby, crying like a baby,
- Küçük dairemde oturup... * Arabama atlıyorum * - sesini dinledim, bebekler gibi ağladım.
A grown man, crying like a baby...
Kocaman adam, bir bebek gibi ağlıyor...
You were huddled in a corner, crying like a baby.
Bir köşeye kıvrılmış, bebek gibi ağlıyordun! Hey, hey.
- Look at me. I'm crying like a baby.
Bana bak.Bir bebek gibi ağlıyorum.
Crying like a baby, you were.
O zaman bebek gibi ağlıyordun.
That whale is crying like a baby.
Balina bebek gibi ağlıyor.
In a week, you'll be crying like a baby over your sister.
Bir haftaya kadar kardeşin için bebekleri gibi ağlarsın.
It did mean something to you'cause you were crying like a baby.
Oysa bir şey ifade ediyordu, çünkü bebek gibi ağlıyordun.
One day she just fronted on him big time, in front of everybody. Had him crying like a baby.
Bir gün karşılaştılar ve kız onu bir bebek gibi ağlattı.
Stop crying like a baby.
Bebek gibi ağlamayı kes.
He's crying like a baby.
Bebek gibi ağlıyor.
Do I need to start crying like a baby to get some action around here?
Buralarda bazı eylem almak için bir bebek gibi ağlamaya başlamak gerekir mi?
You had Joey crying like a baby.
- Joey bebek gibi ağladı.
He was crying like a baby.
Bir bebek gibi ağlıyordu.
Crying like a baby.
Bebek gibi ağIıyor.
Truth of the matter is, I've been busy crying like a baby.
Ama gerçek şu ki bebekler gibi zırlamakla meşguldüm.
He started crying like a baby.
Bebek gibi ağlamaya başladı.
Well, I don't think you should sit there crying like a baby.
Orada oturup bebek gibi ağlamaman gerektiğini düşünüyorum.
So this is how your bloodline ends : Crying like a baby.
Demek kan hattı böyle sona erecekti bebekler gibi ağlayarak.
By the time we're done, that scum will be crying like a baby.
Onunla işimiz bitince o alçak bebek gibi ağlayacak.
I remember just crying like a baby.
Bir bebek gibi ağladığımı hatırlıyorum.
Crying like a baby, or crying like someone in college?
Bebek gibi mi yoksa üniversiteli biri gibi mi ağlamıştın?
I'm crying like a baby and I'm soaking in pee, but what else is new?
Çocuk gibi ağlıyorum ve donuma işiyorum bu her zamanki halim.
Crying like a baby.
Bebekler gibi ağlıyorum.
The E. M. T. captain you see there crying like a baby - That's my nephew Todd.
Orada bebekler gibi ağlayan acil yardım ekip lideri ise yeğenim Todd.
Mai, why are you crying like a baby?
Mai, neden bebek gibi ağlıyorsun?
Stopped you from crying like a baby, for one.
En basitinden bebek gibi zırlamanı kesecek.
Oh, look at me, a grown man, crying like a baby.
Şu hâlime bir bakın, koskoca adam bir bebek gibi ağlıyor.
Sounds just like a baby crying.
Bebek ağlamasına benziyor.
I thought that was really sweet... her not saying anything about me crying like a big baby.
Koca bir bebek gibi ağlamam konusunda bir şey söylememesi bana çok hoş gelmişti.
"... to see a man carrying two pistols and a Henry rifle... ... and crying like a damn baby. "
... silahlı adamın bebeler gibi zırlaması iğrendiriyor beni. "
I got Mighty Mouse here with pink lips... and a big old moose over there crying just like a baby.
Pembe dudaklı Süper Fare'yle... bebekler gibi ağlayan koca dev.
It sounded like a crying baby.
Sanki bebek ağlaması gibiydi.
And afterwards, I spent a whole night just trying to call her crying my eyes out like a baby.
Hayır? Senden daha kötü. Daha sonra bütün gece onu aramaya çalıştım.
Take away your freedom hell, take away your panty-hose you'd be crying like a baby
Biraz da öveyim onu.
It sounds like a baby crying.
Çocuk ağlamasına benziyor.
Crying like a sucky baby.
Mızmız bir bebek gibi ağlıyordu.
Crying like a baby.
Haydi saf kız.
Allez... Why are you crying like a baby?
Neden bebek gibi ağlıyorsun?
It sounded like a baby crying.
Bana bir bebek ağlaması gibi geldi.
Crying like a damn baby.
Bir bebek gibi ağlıyordu.
In China, it is known as the baby fish because when distressed ( Í ´ ¿ àµÄ ), it makes a sound like a crying infant
Çin'de bebek balığı olarak biliniyor. Çünkü üzüntülüyken ağlayan bir bebeğinkini andıran sesler çıkartıyor.
And you can shut up an'all, you were the one crying, you were like a baby, I seen you.
Kapa çeneni, ağlayan hep sen olurdun, bebek gibiydin. Seni gördüm. - Değildim.
Sometimes he'll sneak up on a man and raise his hammer overhead, and then he'll swing it down and smash his own thumb and then go crying all the way home, like a little baby.
Bazen bir adama sinsice yaklaşır çekicini kaldırır ve aşağı doğru savurur- - Sonra da kendi parmağına vurur ve küçük bir çocuk gibi ağlayarak evinin yolunu tutarmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]