English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ C ] / Curios

Curios translate Turkish

30 parallel translation
Here's a list of these paintings and curios.
Burada elimizdeki tablo ve antikaların listesi var.
Curios.
Tuhaf.
And your curios.
Ve antikalarınla da.
Well, yes, my curios.
Evet antikalarımla da
Let them have their old curios.
Bırak antikaları onların olsun.
You and your old curios.
Sene ve antikaların.
I hear that you of ten come to Ku Hua Hsien to buy curios
Sizin Ku Hua Hsien'na antika almaya geldiğinizi duydum
I've placed my curios under his custody
Tüm önemli işlerimi onun sorumluluğuna veririm
He wants not curios, but men... and he means it
O hazine değil, adamlarınızı istiyor! ... ve gerçekten istiyor
"Curios" is common, but "Finds" is more inviting.
"Merak" ağır basıyor ama "buluntu eşyalar" daha cazip geliyor.
You may examine my curios, but do not touch my oddities.
Süs eşyalarımı inceleyebilirsiniz, ama antikalarıma dokunmayın.
Perhaps I can interest you in some exotic curios? Sure!
Belki bazı egzotik tuhaflıklarla ilginizi çekebilirim?
What are curios?
Tabii. Tuhaflık nedir?
I mean, she knew about Granny's childhood, and the curios she left Bobby.
Demek istediğim, Granny'nin çocukluğunu bildi ve Bobby'i terkettiğini bildi.
While the boys are gone, we'll sell all their useless junk, and replace it with knickknacks and curios.
Koca oğlanlar gittiğine göre, onların bu çerçöplerini satacağız, ve yerlerine heykelcik ve biblolar koyacağız.
We sell knick-knacks, curios, second-hand objets d'art, trinkets, you name it.
Biblolarımız var. Antika, ikinci el eşyalar, ne ararsanız var
- It's out of Rembrandt's little cabinet of curios, bought in some flea market on the Jordaan.
Elbette ki Rembrandt'ın küçük dolabından çıkma. Jordaan'daki bir bit pazarından almıştır.
Then shop Cabo's maze of streets, alleyway stores and curios.
Cabo'nun uçsuz bucaksız sokak pazarında alışveriş keyfi.
Aren't you even curios?
Merak etmiyor musun?
I'll bet you're curios now, yea?
Bahse girerim şimdi merak ediyorsun. değil mi?
Ohhh, there's all sorts of curios crinkling and crunching effects in my knee.
Dizimden her türlü acayip çatırtı ve kütürtü sesleri geliyor.
Every summer, he and his best buddy, Steve, would leave the wives behind and drive from San Francisco to key west, purchasing curios and knickknacks all the way.
Her yaz, o ve en yakın arkadaşı, Steve, eşlerini arkada bırakarak, San Fransisco Key Weste'e direksiyon sallayıp tüm yol boyunca, garip süs eşyaları satın alırlardı.
Whalley kept his most valuable Chinese curios locked in this cabinet here.
Whalley en değerli Çin biblolarını şuradaki bu dolapta kilit altında tutardı.
Did he have an interest in curios - antique weaponry, say?
Başka merakları var mıydı?
I just wanted to confirm our appointment for 1 : 00 today regarding the Chelsea Curios sale.
Chelsea Curios'un satışıyla ilgili bugünkü toplantımızı kontrol etmek için aradım.
"Chelsea Curios"?
Chelsea Curios mu? Neden?
I have here that you own a pawn shop, Knickerbocker Loans and Curios on East 118th street?
Burada bir emanetçi dükkanınız olduğu yazıyor Doğu 118. caddede Knickerbocker Kredi ve Antika, doğru mu?
Oh? Oh, really now? Getting curios?
Ah, gerçekten şimdi, meraklanmalı mıyım?
It scans for curios.
Antika eşyaları buluyor.
I'm curios about one thing, though.
Ama merak ettiğim bir tek şey var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]