Cut his throat translate Turkish
348 parallel translation
That's why he stood on his hind legs, as the prints showed... with his paws on his killer's shoulders, when they cut his throat.
Ayak izlerinin gösterdiği üzere, köpeğin bu nedenle... boğazı kesilirken, arka ayakları üzerine kalkmış katile dayanmıştı.
And he tried to cut his throat with a knife about this long!
Bu kadar uzun bir bıçakla boğazını kesmeye çalışmışlar.
Archie Leach said that to me a week before he cut his throat.
Boğazını kesmesinden bir hafta önce Archie Leach de böyle demişti.
He cut his throat with his razor.
Usturasıyla kendi boğazını kesti.
Why don't you cut his throat, like you said you would?
Dediğin gibi boğazını kessene!
For one day, in an excess of jealous rage, he strangled her, and then sat down in front of the mirror your mirror and cut his throat.
Kıskançlığın dozunu kaçırdığı bir gün... Onu boğdu ve aynanın karşısına geçip oturdu. Senin aynanın... ve boğazını kesti.
Someone cut his throat before he got here.
Buradan ayrılmadan önce biri boğazını kesmiş.
We'll climb down off his roof and cut his throat for a Christmas present.
Çatısından aşağı inip, Noel hediyesi diye boğazını keseriz.
Why warm a man to cut his throat?
Bogazi kesilecek bir adami neden isitip canlandiralim ki?
Let me cut his throat, please.
Bırakın gırtlağını keseyim, ne olur!
Get them down the trail, or I'll cut his throat.
Onları aşağı indir yoksa, gırtlağını keserim.
Your father would rather cut his throat than take anything that wasn't his.
Baban başkasının malına el sürmektense ölmeyi yeğleyecek kadar gururlu bir adam.
We should've cut his throat when we had the chance.
Fırsat bulmuşken boğazını kesmeliymişiz.
I thought so right up until the time I cut his throat.
Boğazını kestiğim ana kadar öyle düşünüyordum.
I'll cut his throat with this dagger!
Bu hançerle boğazını keseceğim onun!
Andre, to be a man of principle is one thing, but a man doesn't cut his throat on principle.
Andre, prensiplere bağlı biri olmak önemlidir ama ama prensip diye kimse kendi boğazını kesmez.
This Jew dog cut his throat!
Bu Yahudi, onun boğazını kesmiş!
- I'm going to cut his throat.
- Onun boğazını keseceğim.
They cut his throat.
Boğazını kestiler.
- Cut his throat.
- Gırtalağını kesin.
I wanted to cut his throat for lying,'cause I knew you weren't that stupid.
Yalan söylediği için onu boğazlıyordum. O kadar aptal olmadığını düşünüyordum.
His throat's cut.
Boğazı kesilmiş.
He's all battered up. His throat cut.
Parçalanmış, boğazı kesilmiş bir şekilde.
Mr. Garmes, he's run amuck. Tried to murder Fleurot, then cut his own throat.
Bay Garmes, Floreau'yu öldürmeye çalışmış sonra da kendi boğazını kesmiş.
My lord, his throat is cut ; that I did for him.
Bıçağı gırtlağına yedi, lordum ;
I want his throat cut from ear to ear.
Gırtlağını baştan başa kesilmiş istiyorum.
- Not me, sir. Why, if it hadn't been for Long John, he'd have had his throat cut.
Eğer Long John olmasaydı, çoktan boğazını keserlerdi.
After you've interfered a dozen times or so... with a man's rather enthusiastic determination to cut his own throat... there comes a moment when you're inclined to stand back... and view the whole matter with a certain detachment.
Bunu bir düzine kadar denedikten sonra, bir adamın kendi boğazını kesmesi için ne kadar heyecanlı olduğunu görünce öyle bir an gelir ki geriye yaslanıp.. kesin bir fikir ayrılığı ile olup biteni izlemeyi yeğlersin...
His throat was cut.
Boğazı kesilmiş.
The last time we tried, our man got his throat cut.
Bunu en son denediğimizde adamımızın boğazı kesildi.
III cut his throat!
Boğazını keseceğim!
Finish the night in some gutter with his throat cut.
İçki boğazımızdan oluk gibi, akarak gece tamamlandı.
Now get her up and bring her around. And explain to her that one phony and she's got a kid with his throat cut.
Şimdi onu kaldırıp kendine getirin ve ona bir tek oyun olursa, boğazı kesilmiş bir oğlu olacağını ona açıklayın.
His throat was cut with a brandy glass.
Boğazı bir brendi bardağıyla kesilmişti.
The one got his throat cut.
Boğazı kesilen ceset.
- He's gonna get his throat cut!
- Gırtlağını kestirecek!
When he is caught someone will shove a knife in his throat cut out his tongue and put it on top of his head.
Biri onu yakaladığında boğazını kesecek dilini kesip kafasının üstüne koyacak.
We'll have the kidnapper in the county jail but Sampson with his throat cut somewhere.
Adam kaçıranlar hapse girecek ama Sampson'un bir yerlerde boğazı kesilecek.
When I woke up, I saw the wreck of a car... and a man in it with his throat cut and half his body through the windshield.
Uyandığımda ise, hurdaya dönmüş bir araba ön camdan vücudunun yarısı fırlamış ve neredeyse kopmuş kafası gözüken bir adam görüntüsü ile karşılaştım.
Getting so a fella can't sleep with both eyes closed... for fear of getting his throat cut.
Boğazının kesilmesinden korkan kişi iki gözü kapalı uyuyamaz.
If he tells too many... he'll have his throat cut and the valley stolen from him.
Eğer çok fazla kişiye anlatırsa... boynunu kopartırlar ve vadiyi elinden alırlar.
His throat is cut.
Boğazı kesildi.
Therefore, I suspect his bad intentions to entice you into a house of disreputation where he will take you, kill you, murder you cut your throat and rob the money from your pockets also.
Bu yüzden, sizi baştan çıkarıp kötü şöhretli bir eve götüreceğinden orada sizi öldüreceğinden, boğazınızı kesip paranızı çalacağından şüpheleniyorum.
Sergei, the TV guy they found him at the border, his throat cut and his mouth sewn shut.
Sergei, prodüktör onu sınırda bulmuşlar, Boğazı kesilmiş ve ağzı dikilmiş bir halde.
I should have had his throat cut before.
Claudius'un gırtlağını çoktan kestirmeliydim.
- I want to cut his fucking throat.
- Onun o sikilmiş boğazını kesmek istiyorum.
Let the plague choke him with his considerateness, the wretch, the cut-throat!
Başlarım şimdi bu alçak herifin iyi niyetine!
Have his throat cut at once have his feet singed put him in boiling water and hang him up to the ceiling.
Onu hemen boğazlayın. Ayaklarını kızgın ateşe sokun! Kaynar suya batırın!
I cut his fucking throat once.
Onun boğazını kesmiştim.
His throat was cut deliberately.
Boğazı kasıtlı olarak kesilmiş.
Hand me that wreck and I'll cut off his throat here and now.
Bana o enkazı ver, derhal boğazlayayım onu.