Different ways translate Turkish
1,019 parallel translation
Well, when you're away from someone, you start to see their face so many different ways.
Birinden uzak kalınca yüzünü farklı şekillerde görmeye başlarsın.
Just all kinds of different ways.
Çok farklı şekillerde.
Different countries, different ways of doing business.
Farklı ülkeler, farklı iş yapma şekilleri.
They proved it a dozen different ways in court.
Mahkemede bunu oniki farklı şekilde kanıtladılar.
Cut you 14 different ways before you can get fixed to rot.
Bozulmasını önleyebilmeniz için önceden 14 farklı kesme biçimi var.
Bullets and we went our different ways.
Kurşunlardan farklı yollara gittik.
Why don't we separate and go different ways and meet back here in, say, 10 minutes, all right?
Neden ayrı yönlere gidip on dakika sonra burada buluşmuyoruz?
We figured it 17 different ways.
Biz bütün olasılıkları düşünebiliriz.
Excellent, now I suggest we go different ways and meet back at the furthermost point which is probably round the corner there somewhere, off you go, off you go now.
Harika. Şimdi farklı yönlere gitmeyi ve şu köşeyi dönünce, muhtemelen oralarda bir yerde olan en uç noktada tekrar buluşmayı öneriyorum. - Evet.
I can turn myself on a dozen different ways.
Kendimi iyi hissetmek için. Ben heyecan duymak için bir düzine yol bulabilirim.
It ain't the going up that discourages me. It's the different ways you keep finding of coming down.
Moralimi bozan yukarı çıkmak değil... aşağı inmenin değişik yollarını bulman.
You can view it different ways.
Bunu farklı açılardan bakabilirsin.
The valley has different ways. Do you say that Landru is not everywhere?
Landru her yerde değil mi diyorsun?
It's simply that they may have different ways.
Ama tarzları farklı olabilir.
Young people have different ways of thinking.
Genç insanlar daha farklı şekilde düşünür.
They lead completely different ways of life.
Onlar tamamen farklı bir hayat yaşamaya başladı.
And knew hundreds of different ways.
Yüzlerce farklı numara bilebilir.
I amuse myself with different ways of killing myself that don't look like suicide.
İntihar izlenimi yaratmayacak şekilde kendimi öldürmeyi planladığım oldu tabii.
I keep trying to tell you in a lot of different ways.
Sana farklı şekillerde anlatmaya çalışıyorum.
There are different ways of loving.
Sevmenin değişik şekilleri vardır.
You could look at this in 100 different ways.
Buna 100 farklı şekilde bakabilirsin.
Somebody could have gotten in here a dozen different ways.
Biri buraya bir düzine farklı yoldan girebilir.
Their methods and their motive for attack can vary in a hundred different ways.
Saldırı metodları ve nedenleri yüz farklı şekilde olabilir.
There are the different ways.
Duyduğum heyecandan bir hoşçakal bile diyememiştim.
Done, of course, the three extremely different ways.
Tabii ki üç son derece farklı yöntemle yapılıyor.
They're probably foreigners with different ways.
Herhalde farklı yerlerden gelen yabancılardır.
They are all, in their different ways, important people in Rome.
Şu ya da bu biçimde, Roma'nın önemli insanları.
Mike, tell her that you and I have screwed seven times in at least seven different ways.
Mike, ona seninle yedi kez yattığımızı ve tam yedi farklı şekilde yaptığımızı anlat.
Nicky, do you remember all the different ways of the trees?
Nicky, Ağaçlı yolları hatırlıyor musun?
Look. We all realize our potential in different ways at different times.
Bak, hepimiz farklı zamanlarda, farklı şekillerde potansiyelimizin farkına varırız.
You can do it many different ways.
- Birçok farklı yolla yapılabiliyormuş.
The insects developed their flying skills in many different ways.
Böcekler, çok farklı uçuş teknikleri geliştirmişlerdir.
You know, there are... There are different ways of loving someone.
Bilirsin, birisini birisini sevmenin farklı yolları vardır.
These are not just different ways of seeing the same thing.
Bunlar, aynı şeyin farklı görüntüleri değildir.
There are many different ways of being human.
İnsan olmanın birçok değişik şekli var..
People are glad in different ways, right?
Herkesin farklı farklıdır. Öyle değil mi?
You can earn your money in different ways.
Farklı yollarla da para kazanabilirsin.
Dad, did you know that the ancient Greek warriors... had to learn 44 different ways of unarmed combat?
Baba, Antik Yunan savaşçılarının silahsız çatışmanın 44 değişik şeklini bilmesi gerektiğini biliyor muydun?
They were trying to kill people 26 different ways with their bare hands.
İnsanları çıplak elle 26 değişik şekilde öldürmeye çalışıyorlarmış.
You tell him that we are doing things in different ways
Onun çaldığından çok daha... değerli bir şey.... çalmama rağmen o benden daha prestijli!
Contrary to the popular conception of how a man acts there are different men who act in different ways.
Erkek davranışları hakkındaki yaygın kanıya karşın... farklı şekillerde davranan farklı erkekler vardır.
I feel shitty about 10 different ways tonight.
Kendimi on değişik konuda berbat hissediyorum.
I could violate her ten different ways if I wanted to.
Onu istediğim gibi kullanırım eğer istersem.
There is different ways to be agha here.
Burada ağalık başka türlü olur.
God has many different unsearchable ways of taking the wicked from this world.
Tanrı'nın günahkarı bu dünyadan almak için bir çok gizli yolu vardır.
"In some ways, it's not different here..."
"Burası farklı değilmiş..."
Exactly in some ways, different in others.
Bazı açılardan aynen benzer.
It seems that Vulcans are fascinatingly different, in many ways.
Görünüşe göre Vulcanlar büyüleyici bir şekilde farklılar, birçok açıdan.
Because their impression of American children and American ways is completely different.
Çünkü Amerikan gençliğinin ve neler yapabilecekleri konusunda hiçbir fikirleri yok.
The processes of evolution, even when working on different stocks, tend to produce similar creatures to fit similar ways of life.
Evrim süreci, farklı yapılar üzerinde devam ettiğinde bile benzer hayata uyum sağlamış benzer canlılar üretmeye meyillidir.
I mean, surely, you'd be better off going your own separate ways... changing your identities and starting new lives in different places.
Ayrı yollara gidip, kimliğinizi değiştirseniz başka yerlerde yeni bir hayata başlasanız sizin için daha iyi olurdu.