Different story translate Turkish
849 parallel translation
MANNING : But when he flew northwest, further inland, it was a completely different story.
Ancak, kuzeybatıya karanın içlerine uçtuğunda bambaşka bir manzarayla karşılaştı.
Now, this'll be a different story.
Şimdi bu farklı bir hikaye olacak.
Not in that red light ; in daylight it's a different story
Bir de parlak ışıkta bak ona.
Of course, if I had seen your sister first, this would've been an entirely different story.
Elbette, önce ablanızı görmüş olsaydım olay tamamen farklı olurdu.
If he'd gone with me, it'd be a different story.
Roma'yı bilmek gerekir. Eğer benimle gitseydi, iş başka olurdu!
-... until you got here. - I know but I told him a slightly different story.
Biliyorum, ama ona biraz farklı bir hikaye anlattım.
With lights, of course, it'd be a different story.
Işıklar da yansa iş farklı olurdu tabii.
The double cutaway to the stick, that's a different story entirely.
Tahtada çiftli kesme ise, tamamen başka bir hikâye.
- With me, it's a different story.
- Benim hikâyem farklı.
But it's a different story when you're in danger, huh?
Tehlikede olmak farklı bir durum, hıı?
Says you. But your wife must tell a different story since you're here.
Ama sen burada olduğun için karın başka bir hikaye anlatıyor olmalı.
If I would have been sober... which I admit doesn't happen very often, but... it would have been an entirely different story... entirely different.
Eğer ayık olsaydım- - Ki bunun pek sık olmadığını kabul ediyorum, ama- - Kesinlikle olaylar çok farklı gelişirdi.
But now it's a different story.
Ama şimdi bambaşka bir durumdasın.
You see, the wife, she told a different story, sort of.
- Kadın bambaşka bir hikâye anlattı sayılır.
Breathing - - that's a different story.
Nefes almak? - Bu farklı bir hikaye.
That's a different story.
Ha! Baştan söylesenize yahu.
But it would be a different story if I could look in a certain card file held by the police.
Ama polisin elindeki... belli bir fiş dosyasına bakabilsem durum farklı olurdu.
He told us a different story than you did.
Bize seninkinden daha farklı bir hikaye anlattı.
His picking and stealing removed the scales from Julia? But to pauperize a hippo, is different story. s eyes.
Onun üçkâğıtları ve sahtekârlığı Julia'nın gözlerini örtüyordu.
If he'd stuck to his word these past couple of years... it would be a different story.
Geçmişte verdiği sözlerine bağlı kalsaydı farklı olabilirdi.
I'll introduce you to a Captain Russell, who'll tell a different story.
Sizi Kaptan Russell ile tanıştıracağım, o farklı bir hikaye anlatacak.
But the Italians are a different story.
Ama İtalyanlar başka bir hikaye.
That's a whole different story.
O başka bir hikaye.
But on the Eastern Front, it was a vastly different story.
Ne var ki Doğu Cephesi'nde, tamamiyle farklı bir durum sözkonusuydu.
Later, over Germany, it was a different story.
Ancak daha sonra Almanya üzerinde işler farklılaştı.
No, we're going to have to come up with a different story.
Hayır, bir başka öykü uydurmamız gerekecek.
This is a different story.
O başka bir hikaye.
And then, I promise you, you'll dream a different story altogether..
# Sonra, sana söz, tümüyle değişik bir rüya göreceksin.
A different story from the one you've bean telling for five years.
Senin son beş yıldır anlattığın hikayeden farklı bir hikaye bu.
A few months ago you were telling a totally different story.
Birkaç gün önce tamamen farklı şeyler söylüyordun.
Avatar, could you hurry up a little bit? We have been sent death... images and humans... each with a different story.
Bize ölüm gönderdiler, görüntüler gönderdiler, farklı farklı hikayeleri olan insanlar gönderdiler.
As I studied these mummies, I had the feeling that each one had a different story to tell about their own death.
Bu mumyaları incelerken, her birinin ölümleri hakkında anlatacak farklı birer hikayelerinin olduğunu hissettim.
It's a different story.
Olay çok farklı.
Well, it's completely different from Tajomaru's story.
Şey, Tajomaro'nun öyküsünden tamamen farklı.
But the flavor of my story would have been different in each... and the flavor of the people who live by the river... would have been different.
Ancak benim hikayemin tadı, her bir insana göre değişiklik gösterebilir... ve nehir kıyısında yaşayan her bir insanın aldığı tad da... farklı olabilir...
It's a new and different outdoor drama telling the exciting story of the covered-wagon families finding their way west, told against a background of spectacular scenic beauty in CinemaScope and Technicolor.
Eğer gelip bizi destekleseniz çok güzel olurdu.
If I had known then what I know now, story sure would've had a different ending. - Oh, Howard.
Şu anda bildiğimi o zaman da bilseydim işin sonu farklı olabilirdi.
BUT WITH A MAN, IT'S A DIFFERENT STORY.
Erkek başka türlü düşünür.
Our story tonight will be in a somewhat different vein.
Bu geceki hikayemiz biraz farklı bir mizaçta olacak.
So, instead, we shall show you a slightly different... interpretation of the Lizzie Borden story.
Size Lizzie Borden hikâyesinden biraz farklı bir canlandırma sunacağız.
And it's just a little different insofar as there is no story and no plot.
Hikayesi ve senaryosu olmaması yüzünden biraz farklı.
Now if you'd just ask me what made me feel different... this story will write itself!
Şimdi de neden farklı hissettiğimi sorarsan hikâye kendiliğinden oluşacak!
You got a different ending for that story?
Değişik bir sonu yok mu bunun?
This story is different.
Bu hikaye farklı.
His story is a little different from yours
Onun anlattıkları, sizinkilerden biraz farklı.
It's a different priest, it's the exact same story.
Başka bir rahip, aynı hikaye!
Different story
O ayrı hikaye
Though I tell it in a different way, it's always the same story.
Gerçi ben farklı bir şekilde anlatacak da olsam, hikaye hep o bildik hikaye.
Our story is different.
Bizim hikayemiz farklı.
He was a different story.
O farklı bir hikayeydi.
My story is no different than anyone else's story.
Hikayem başkalarının hikayesinden farklı değil.
story 195
storybrooke 19
story of my life 85
story time 18
story building 30
story window 25
different 542
differences 17
different languages 16
different countries 18
storybrooke 19
story of my life 85
story time 18
story building 30
story window 25
different 542
differences 17
different languages 16
different countries 18