Directive translate Turkish
562 parallel translation
Mission directive from Executive Officer.
İkinci Kaptan'ınız konuşuyor.
it seems it's held sacred by every directive and instruction.
Onun her direktifi ve öğretisi kutsal tutuluyor gibi görünüyor.
A presidential directive gave the F.B.I. the responsibility... of coordinating all counterespionage investigations.
Başkan'ìn verdigi bir emir FBI'ya tüm karşì-casusluk araştìrmalarìnì koordine etme sorumlulugu yüklüyordu.
You realize there's a government directive stating that there is no such thing as a flying saucer?
Hükümetin resmi olarak uçan dairelerin varlığını kabul etmediğini biliyorsun değil mi?
Directive received from Commander Asiatic Fleet... "You will sink or destroy all enemy ships wherever encountered."
Asya Filosu Komutanlığı'ndan aldığımız emre göre karşılaştığımız tüm düşman gemilerini batıracağız veya yok edeceğiz.
The second directive forbids any inmate to engage in any commercial enterprise.
İkinci talimatla mahkûmların bir ticari kuruluşla bağlantı kurmaları yasaklanmıştır.
Didn't you see the directive that all personnel be clean-shaven?
Tüm personelin traş olması kuralını görmemiş miydiniz?
Himmler even issued a special directive, an elaborate directive. It basically ordered women to submit to the sexual advances of soldiers.
Yine Himmler kadın ve kızların askerlere hayır diyemeyeceğine dair çok ayrıntılı bir emir hazırladı.
A directive from Morok.
Morok'tan bir talimat...
I must say, in general, I disagree with the directive in this case.
Bu durumda, verilen direktiflere genel olarak katılmadığımı söylemeliyim.
Issuing a new directive for a general strike on April 30th... and heading for a new failure.
Misal, 30 Nisan'da yeni bir genel grev emri verilmesi ve yeni bir başarısızlığa doğru ilerlenmesi.
Oh, could you get me a directive about Dutton?
Dutton'la ilgili olarak emirlerin nedir?
Captain, we've reached the designated position for scanning the coded directive tape. Good.
Kodlanmış yönerge kasetini tarama pozisyonuna geldik.
If we do what it seems we must, we'll violate the non-interference directive.
Yapmamız gerekir gibi görünen şeyi yaparsak, müdahale etmeme kuralını çiğnemiş oluruz.
His directive to seek out and destroy biological infestations could not have been programmed into it. It was supposed to be the first interstellar probe to seek out new life forms. As I recall, it wasn't.
Biyolojik salgınları imha etme direktifi, makineye programlanmış olamaz.
It took from the Other a new directive to replace its own.
Kendisininkinin yerine ise diğerinden yeni bir direktif almış.
And it will carry out its prime directive :
Ve ana yönetmeliğini yerine getirmeye başlayacak.
Captain, our prime directive of non-interference.
Müdahale karşıtı Yönerge...
The good of the Body is the prime directive.
Birim'in refahı Asıl Yönergedir.
The good of the Body is the directive.
Birim'in refahı yönergedir.
Then I put it to you that you have disobeyed the prime directive.
Açıklamama izin ver, Asıl Yönerge'ye itaat etmedin.
That is the prime directive, and you are the evil.
Bu Asıl Yönerge. Ve sen kötüsün.
Fulfill the prime directive. - You are the evil. - Landru, help me.
Asıl Yönerge'yi yerine getir.
Fulfill the prime directive.
Sen kötüsün. - Asıl Yönerge'yi yerine getir.
Computer, this is a Class-A compulsory directive.
Bilgisayar, bu bir Sınıf-A zorunlu emir.
There is resistance, but the directive is succeeding.
Karşı koyma var, ama talimat başarılı.
The Horizon's contact came before the non-interference directive went into effect.
Horizon'la temas parazit engelleyici döneminden önce geldi.
Then the Prime Directive is in full force, captain?
Ana Yönetmelik yürürlükteyken?
I believe you all swear you'd die before you'd violate that directive. Am I right?
Sanırım bu yönetmeliği ihlal etmeden önce öleceğinize yemin ettiniz.
But there's that Prime Directive in the way again.
Ama yine bu Ana Yönetmelik engeli var.
Despite enormous temptation and strong personal feelings, he obeyed the Prime Directive.
Tüm güçlü zorluklara ve duygusal zorluğa rağmen, Ana Yönetmeliğe uydu.
Captain, informing these people they're on a ship may be in violation of the Prime Directive of Starfleet Command.
Bu insanlara gemide olduklarını söylersek belki de Yıldız Filosu Ana Yönetmeliğini ihlal etmiş oluruz.
Captain, the Non-lnterference Directive.
- Müdahalesiz direktif.
The Non-lnterference Directive is the only way.
Müdahalesiz direktif tek yol.
Our Prime Directive specifically prohibits us from any interference...
Asıl yönergemiz, bizi müdahale etmekten...
A Star captain's most solemn oath is that he will give his life, even his entire crew, rather than violate the Prime Directive.
Yıldız kaptanın en asil yemini, Ana yönergeyi ihlal etmektense, canını, hatta ekibini vermeye hazır olduğuydu.
I'd say that's slightly more important than the Prime Directive, wouldn't you, Jim?
Bu konu, Ana Yönerge'den biraz daha önemli. - Katılmaz mıydın?
You still think the Prime Directive is for this planet?
Ana Yönerge burada geçer mi sanıyorsun?
But does our involvement here also constitute a violation of the Prime Directive?
Ama bizim müdahalemiz de Ana Yönergeyi ihlal etmiyor mu?
Negative, doctor. I cannot accept the responsibility for ordering a fellow officer to violate a Starfleet directive.
Bir görevlinin direktifleri çiğnemesini emretme sorumluluğunu kabul edemem.
Everything is an order, a directive, a command.
Herşey emirdir, direktiftir, talimattır.
I want a clear directive.
Açık bir direktif istiyorum.
Has the president made his decision on Directive 7-12 yet?
Başkan 7-13 emrini uygulama konusunda bir karara vardı mı?
The president's decided to postpone Directive 7-12 for 24 to 48 hours.
Başkan 1-12 emri için kararını 24 saatten, 48 saate erteledi. Ne diyorsun!
" Directive 7-12 has not been acted upon.
" Uygulama 7-12 henüz uygulamaya geçmemiştir.
Alternative directive 7-11 now in effect. "
Alternatif emir 7-11 yürürlüktedir. "
A special directive to all section chiefs.
Tüm bölüm şeflerine özel talimat.
Under the sacred banner of our great Lenin, we will faithfully carry out every directive he bequeathed to us.
Muhteşem Lenin'imizin kutsal sancağı altında bize miras bıraktığı her talimatı içtenlikle yerine getireceğiz.
You don't question a directive in the Agency, Scorpio.
Teşkilat'ın talimatlarını sorgulama, Scorpio.
The Commander, General Halder, it is not opposed seriously to directive previous of Hitler.
Genelkurmay başkanı General Halder o yılın başında Hitler'in talimatlarına ciddi bir şekilde itirazda bulunmamıştı.
Prime directive cannot be altered unless preceded by delete code.
Silme kodu girilmedikçe... Asıl Talimatlar değiştirilemez.
direction 47
director 1032
direct 70
directions 19
directly 44
director of photography 41
direct hit 55
directed by 53
director kang 56
director vance 56
director 1032
direct 70
directions 19
directly 44
director of photography 41
direct hit 55
directed by 53
director kang 56
director vance 56