English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ E ] / Entertained

Entertained translate Turkish

489 parallel translation
Now folks, we will again be entertained by our little beauty!
"Şimdi, millet, bir kez daha minik güzelimizle eğleneceğiz..."
Later on, we'll be entertained by some singsong girls.
Sonra da, birkaç singsong kızı bizi eğlendirir.
They entertained us in London.
Bizi Londra'da ağırlamışlardı.
He kept me thoroughly entertained.
Beni çok eğlendirdi.
His Imperial Highness has been entertained long enough.
Ekselansları yeteri kadar eğlendirilmiş durumda.
- Well, I hope you've been entertained?
- Nasıl eğlendiniz mi?
- Entertained?
- Eğlenmek mi?
I hate to be entertained.
Eğlendirilmekten nefret ederim.
Miss Seton on New Year's Eve entertained a group of very unimportant people.
Bayan Seton yılbaşı gecesi çok önemsiz kişileri ağırladı.
I never thought I'd have the privilege of being entertained at Castle Frankenstein.
Asla Frankenstein kalesinde ağırlanma ayrıcalığını düşünmedim.
- We don't need to be entertained.
- Eğlenmeye ihtiyacımız yok.
You've probably never before entertained a desperate gentleman.
Galiba daha önce çaresiz bir beyefendiyle karşılaşmadın.
- I should have never been Lady Rainier... entertained the Prime Minister, worn a queen's emerald.
- Asla Lady Rainier olamazdım... Başbakanı eğlendiremezdim, Bir kraliçenin zümrüdünü takamazdım.
I have to keep the lady entertained.
Hanımefendiyi eğlendirmeye devam etmeliyim.
Thank you, that's mighty kind of you dear ladies, but... I was being entertained tonight by an old friend of mine.
Teşekkürler, siz sevgili hanımlar çok incesiniz ama eski bir arkadaşım tarafından ağırlandım bu gece.
I remember I entertained a great objection to your opponent.
Rakibine karşı büyük bir hoşnutsuzluğum olduğunu biliyorum sadece.
I'm pleased the Tiger entertained you... during T.C.'s visit to his wife's room.
T.C. karısının odasına gitmişken... Tigre'nin sizi ağırlamasına sevindim.
How long is a murderer supposed to be entertained?
Bu katil daha ne kadar gösteriş yapacak?
See that they're entertained.
onların icaplarına bakarsınız.
Well, anyhow, I shall be entertained in style.
Neyse, en azından kaliteli bir şekilde hoşça vakit geçireceğim.
- She has not entertained.
- Hiç misafir ağırlamadı.
We're not here to be entertained.
Buraya eğlenmeye gelmedik.
Last night, she entertained a cabinet minister, his wife, and daughter.
Dün gece kabineden bir bakan, karısı ve kızlarıyla beraber geldi.
I'm supposed to have entertained millions of people in my time. And I am not entertained by this little ballerina's snide insinuations... that I am a no-talent hoofer.
Zamanında, milyonlarca insanı eğlendirmiş olan ben yeteneksiz bir revü kızıymışım gibi, şu balerin hanımın küçümseyici imalarından eğlenemiyorum.
He says, " Private Jones, the Marine Corps says you all got to be entertained.
Dedi ki, " Er Jones, Askeri Birlik der ki hepiniz eğlenmelisiniz.
- I've been greatly entertained.
- Ben çok eğlendim.
But I have entertained in all the courts of Europe, and speak a ready wit in their every tongue.
Ama Avrupa'nın her sarayında ağırlandım, ve kendi dillerinde şakalar yaptım.
I have entertained in all the courts of Europe and speak a ready wit in their every tongue.
Avrupa'nın her sarayında ağırlandım, ve kendi dillerinde şakalar yaptım.
For the last hour and a half you've been entertained by King Shahdov on Ann Kay's Real Life Surprise Party.
Son 1,5 saat Kral Shahdov sizi eğlendirdi. Ann Kay'in sürpriz partisi yayınımız sona erdi.
I paid, I Want to be entertained.
Para verdim ve eğlenmek istiyorum.
- He has entertained you royally... - And those state banquets!
- Ama kral Süleyman sizinle bir yemek yemişti...
Your cousin Sebastian, was he entertained by this concert?
Kuzenin Sebastian, konser onu eğlendiriyor muydu?
The way my ancestors used to be entertained by their fools.
Atalarım da soytarılarla böyle eğleniyordu.
To be entertained, cured, cuddled, in quick, painless salvation?
Eğlenmek, şifa bulmak, kucaklanmak mı? Hızla, acısız bir kurtuluş mu?
- I entertained him one afternoon.
- Bir gün onu eğlendirmiştim.
Unfortunately, i don't have time to be entertained by them when they do come.
Ne yazık ki bunları izleyip, eğlenecek zamanım yok.
... and you know I was entertained.
Kendime oyalanacak bir şeyler buldum.
No one leaves a tip when they haven't even been entertained.
Kimse eğlenmedikten sonra bahşiş bırakmaz.
Busqueros entertained me with gossip from Madrid, while I was impatiently looking forward to getting back to Buen Retiro.
Ben Buen Retiro'ya gitmeyi sabırsızlıkla beklerken... Busqueros beni Madrid dedikodularıyla eğlendirdi.
When a woman like you abandons you, you want to be entertained.
Senin gibi bir kadın seni terk ettiğinde avutulmak istersin.
If that man's master is anything like I think he is, we're going to be entertained as well.
Eğer ev sahibi düşündüğüm gibi biri çıkarsa keyifli bir akşam da geçireceğiz demektir.
Slide into some beautiful clothes, travel in first-class luxury be entertained in top-notch style pretend to be my wife
Güzel elbiseler giyeceksiniz, birinci sınıf seyahat edeceksiniz en iyi kalitede olan şeyleri kullanacaksınız ve karım gibi davranacaksınız.
It's the most abominable proposal... I have ever entertained.
Şimdiye kadar duyduğum en berbat öneriydi.
It will be easy to control him as long as he has something to keep him entertained, just as I predicted.
Eğlence sahibi olduğu sürece onu kontrol etmek kolay olacaktır tahminlerim o yönde tabii.
Mark, we haven't entertained in six months.
Mark, altı aydır kimseyi ağırlamadık.
How many crowned heads have I entertained here. This way.
Ben burada kaç tane taçlı baş ağırladım.Bu taraftan.
Well then, allow me to be entertained here.
Öyleyse, biraz burada kalıp eğlenebilirim.
He took refuge here, he entertained his friends, wrote in English and fished in the Gulf Stream.
Buraya sığındı, dostlarını eğlendirdi İngilizce yazdı Gulf Stream akıntısında balık tuttu.
Governor, I hope you were entertained.
Sayın Vali, umarım sizi memnun edebilmişimdir.
If I entertained as much as you, I shall do all right, shan't I?
Seninki kadar gelen gidenim olsa ben de eğlenirdim, değil mi?
Well, Mr Mathews seldom entertained.
Bay Mathews eve seyrek misafir çağırırdı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]