Exciting news translate Turkish
228 parallel translation
Darling, tell me, when are you to announce the exciting news about Julia?
Julia'yla ilgili heyecan verici haberi ne zaman duyuracaksın?
- Fine. Kay's been telling us some exciting news.
Kay bize oldukça heyecan verici haberler verdi.
We have some very exciting news for you.
Senin için çok heyecan verici haberlerimiz var.
Montag might be hearing some exciting news in a day or two.
Montag bir iki gün içinde heyecan verici haberler alacak.
I've some exciting news for you.
Size çok güzel haberlerim var.
I have what I think will be very exciting news for you.
Sizi heyecanlandıracağını düşündüğüm haberlerim var.
This is exciting news.
Bu heyecan verici bir haber.
And then you heard my exciting news?
Ve sonra benim heyecan verici haberimi işittin?
I don't hear any exciting news.
Heyecanlı bir haber bile yok.
I've got some exciting news.
Heyecan verici haberlerim var.
We've got some exciting news.
Harika haberlerimiz var.
It's pretty exciting news.
Çok heyecan verici bir haber.
Diane, I've got the most exciting news.
Diane, çok heyecan verici bir haberim var. Bekleyemedim.
Now here's the exciting news.
Heyecan verici haber şu.
And - - I dropped in unannounced... Because i have exciting news...
Beklenmedik bir şekilde uğradım çünkü, heyecan verici bir haberim var.
- I've got some exciting news for you, Joe.
- Senin için güzel haberlerim var, Joe. - Joel.
I have some very exciting news for all of us.
Size heyecan verici haberlerim var.
I've got deliciously exciting news!
Benim çok heyecanlı haberlerim var!
I have some very exciting news for you.
Sana heyecan verici haberlerim var.
Um... it's going to be difficult for me to top that, but I have some rather exciting news myself.
Bunu geçmem zor olacak ama benim de güzel haberlerim var.
I've been asked to join Lieutenant Torres and Ensign Kim in the Science Lab to hear what they've termed as "very exciting news."
Binbaşı Torres ve Teğmen Kim ile onların "heyecan verici haberler" dediği şeyleri duymak üzere laboratuarda buluşacağım.
Mom, Dad I have some interesting and exciting news.
Anne, baba size, ilginç ve heyecan verici haberlerim var.
I have some very exciting news! Oh. Are you all right?
Sana çok heyecan verici haberlerim var.
Now, Mr. O'Neill has exciting news about our after-school self-esteem class.
Şimdi de Mr. O'Neill'in okul sonrası düşük özgüven sınıfıyla ilgili söylemek istedikleri var.
I've got exciting news.
Heyecan verici haberlerim var.
Ally was just telling me some very exciting news.
Ally, bana az evvel heyecan verici haberler veriyordu.
I have exciting news, monsieur le maire.
Size heyecan verici haberlerim var, Sayın Belediye Başkanı.
- I got the most exciting news today.
Size müthiş bir haberim var
- I have some exciting news.
- Heyecan verici haberlerim var.
I have some really exciting news.
- Heyecan verici bir haberim var.
In fact, why don't I call them right now with the exciting news.
Şimdi telefon edip bu harika haberi vereyim.
Exciting news!
Haberler harika, millet!
It's very... very exciting news, Robbie.
Bu çok heyecan verici bir haber, Robbie.
Diamonds... I have exciting news!
Elmaslar... Bir müjdem var!
Oh... oh, this is exciting news.
Çok heyecan verici bir haber bu.
Honey, I have some very exciting news.
Hayatım, sana çok heyecanlı bir haberim var.
I have exciting news for you two.
Size çok heyecanlı haberlerim var.
Exciting news!
- Harika haberlerim var!
Mr Poplin just gave us the exciting news and I have a proposition for you.
Bay Poplin heyecan verici haberi bize yeni iletti. Sana bir teklifim var.
I have exciting news.
Heyecanlı bir haberim var.
OH, WELL, THAT'S VERY EXCITING NEWS, BECAUSE AT MY OLD FIRM
Bu heyecan verici bir haber çünkü eski şirketimde fırsat olmuyordu...
We have some very exciting news.
Harika haberlerimiz var.
Guys I have very exciting news.
Çocuklar müthiş haberlerim var.
- I have very exciting news.
- Çok heyecan verici haberlerim var.
Only this morning, at the staff meeting, Jim made the point that... although we have to keep The Chronicle vital and exciting and commercial... perhaps we ought to do a little more interpretation of the news... give our readers a little more to think about.
Daha bu sabah, personel toplantısında Jim bir konuya değindi. The Chronicle'ın canlı, heyecan verici ve ticari olmasını sağlamakla birlikte... haberlere belki biraz daha yorum getirmemiz, okurları... düşünmeye sevk etmemiz gerektiğine değindi.
I have some great, exciting, wonderful news, Mother.
Bir kaç harika, heyecan verici mükemmel haberlerim var, anne.
An exciting bit of news.
Heyecanlı bir haberin parçası.
Makes the television news more exciting!
Daha eğlenceli olması!
Is not my news at least as exciting as a blue disk for a toilet?
Verdiğim haber sifona atılan mavi bir disk kadar bile heyecan yaratamıyor mu?
Ok children, I have some very exciting news for you. Why don't you tell them Mr.Twigg.
Neden sen söylemiyorsun, Bay Dal?
I have some exciting news.
Heyecan verici haberlerim var.
news 361
newspaper 56
newsome 58
newsroom 16
newspapers 64
newsflash 52
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17
news at 17
newspaper 56
newsome 58
newsroom 16
newspapers 64
newsflash 52
newscaster 34
news anchor 17
news to me 17
news at 17