English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Far away

Far away translate Turkish

7,436 parallel translation
Behold, I would wander far away. I would remain in the wilderness.
Uzaklara kaçar, çöllerde konaklardım.
And over here, far, far away, is you.
Ve burada, uzaklarda, çok uzaklarda, sensin.
And promise me you'll get her as far away from here as you can.
Buradan olabildiğince hızlı kaçacağına dair de söz ver.
Now, I wouldn't expect to find a man of your stature so far away from his stove on a morning as cold as this, Captain.
Böyle soğuk bir sabah, senin mevkinde bir adamı sobasından uzakta görmeyi beklemiyordum Yüzbaşı.
We have to get you to a doctor, someplace really far away.
Bir doktora, çok ama çok uzak bir yere gitmeliyiz.
The signs of a recovery seem as far away as ever.
Kurtarma belirtileri olarak şimdiye kadar uzak görünüyor.
We could fly so far away from here
Buradan çok uzaklara uçup gidebilirdik
But it's so far away.
Ama çok uzak.
Oh, far away. Safe distance, eh?
Beni güvenli bölgeye alıyorsunuz değil mi?
What's happening? Just get Zoe and get as far away from Kingsville as you can.
- Zoe'yi yanınıza alıp Kingsville'den olabildiğince uzaklaşın.
That all seems so far away.
Çok uzak bir ihtimal görünüyor.
All the time, he was standing there, she just pretended not to, never straying to far away, always watching him from the corner of her eye.
"Eğer numara yaparsa, oğlunun uzaklara gitmeyeceğini düşündüğünü." "Her zaman köşeden göz ucuyla onu izlediğini."
Can't you hear how far away that is?
bu ne kadar uzakta duyamıyormusun?
- I just held the snake, - swung it around and threw it far away.
Yılanı tutup salladım ve sonra fırlattım.
You're too far away, Eilis.
Çok uzaktasın Eilis.
He intended to tell her who he was and how sorry he was for abandoning her, even though he was never far away.
Kim olduğunu söyleyip hiç uzaklaşmasa da onu terk ettiği için özür dileyecekti.
I don't know where, far away.
Nereye olduğunu bilmiyorum, uzaklara ama.
"... and the musketry fire sounded far away... "
"... tüfek atışları uzaktan duyuluyordu... "
Well, yeah, he's mixing, so we're not far away now.
Miksaja girdi, son düzlükte diyebiliriz.
You get as far away from here as you can.
Buradan gidebildiğin kadar uzağa git.
We gotta get as far away from the First Order as we can.
İlk Düzen'den olabildiğince uzağa gitmeliyiz.
But now he's, he's come somewhere very far away and suddenly he's awake.
Ama şu anda çok uzak bir diyarda ve birden uyandı.
How far away does he live?
Evi ne kadar uzakta?
I mean, you're a local bumpkin and all but... sometimes sometimes I get the feeling that you're from far away.
Buralı hödüğün birisin ama bazen çok uzaklardan olduğunu düşünüyorum.
Aren't you far away, kid?
- Biraz uçmadın mı, oğlum?
When a North Carolina boy meets a beautiful girl from far away he should do everything he can to win her over.
Kuzey Carolina'lı bir erkek, çok uzaklardan güzel bir kızla tanıştığında onu kazanmak için elinden gelen her şeyi yapmalıdır.
She lives alone with her father out there, so far away... she's used to solitude.
Babasıyla birlikte çok uzakta, açık arazideki evlerinde yaşıyorlar. Yalnızlığa alışkın.
Very far away.
Çok uzakta.
It is very far away.
Çok çok uzakta.
Your parents probably wanted you as far away from that past... as possible.
Annenle baban muhtemelen seni istemişlerdir.
Someday I'll leave all this and go far away.
Bir gün bütün bunları bırakıp çok uzağa gideceğim.
Do you live far away?
- Buraya uzak bir yerde mi yaşıyorsun?
Why did you park the car so fucking far away?
Ne bok yemeye arabayı bu kadar uzağa park ettin ki?
Meanwhile, not far away, our fortunes were about to become intertwined with one of the art world's greatest mysteries.
Bu arada, çok da uzak olmayan bir yerde kaderlerimiz, sanat dünyasının en büyük gizemlerinden biriyle iç içe geçmek üzereydi.
You've never been this far away from home.
Evden hiç bu kadar uzak kalmamıştın.
So, unless you'd like the body count to grow... I suggest you stay far away from me.
Ceset saymak istemiyorsanız benden uzak durmanızı öneririm.
The princess of my dreams stands far away
Hayallerimin prensesi uzakta duruyor.
It's not too far away from Lankley and a lot of the surrounding counties... you know, people from all over sort of... get together and it's...
Lankley'den fazla uzak bir yer sayılmaz. yakın mahallelerden de, bilirsin işte, her türlü gençler... Bir araya geliyorlar.
The dead are not so very far away.
Ölüler fazla uzakta sayılmaz.
I'm headed for a land that's far away
Uzak bir diyaradır yolum
And Grandpa lives far away.
Dede çok uzaktaymış.
You're far away.
Çok uzaktasın.
I mean, it's not that far away.
Demek istediğim, çok fazla zaman yok.
New York. It's far away.
- New York, çok uzak.
Scotland is far, far away.
İskoçya çok ama çok uzakta kaldı.
By far and away, the biggest factor in terms of this mass extinction is destroying natural habitat or converting natural habitat into land for food.
Diğerlerine kıyasla kitlesel yok oluşa sebep olan en önemli faktör doğal yaşam alanlarını yok etmek ve bu alanları ekilebilir arazilere çevirmektir.
Your benefactor has departed your home has been ransacked by police your identity revealed as a fraud and you know far too much for me to let you walk away.
Sizin hayırsever ayrıldı Evinizde polis tarafından arandı oldu Kimlik bir dolandırıcılık olarak ortaya Ve çok fazla beni uzağa gitmene izin için biliyorum.
Hey, guess to us, no matter how far we run, we can never get away from what we've done.
Unutma, ne kadar uzağa kaçarsak kaçalım, yaptığımız şeylerden kaçamayız. Ne yaptığımı biliyorum.
It should be far enough away.
Yoldan da yeterince uzak olur.
And, of course, right away, I connected with Michael J. Fox as far as just a figure that I could look up to.
Ve tabii ki hemen Michael J. Fox ile bağlantı kurdum. Hayranlık duyabileceğim bir figürdü.
♪ But she's far, far away ♪
KİŞİ ARA : LEAH

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]