Fly away translate Turkish
916 parallel translation
I want to... I want to get on a plane. I want to fly away.
Ben sadece uçağa atlayıp uzaklara gitmek istiyorum.
None, because they'd all fly away.
Hiç kalmaz çünkü hepsi kaçar.
If they want to fly away, let them.
Gitmek istiyorlarsa bırakın.
They'll fly away when they get the swarming fever unless we make so much noise they settle down again.
Oğul kızışmasında uçarlar gürültü yapmazsak tekrar sakinleşirler.
Just until you fly away.
Uçup gidene kadar.
He used to fly away every night... but he was always back in the morning.
Her gece uçardı... ama sabahları hep dönmüş olurdu.
Those wings ain't gonna fly away.
Bu kanatlar uçup gitmeyecek.
I wish I were rich enough to buy a plane and fly away.
Keşke bir uçak satın alıp uçup gidecek kadar zengin olsaydım.
You can't fly away from life, my dear.
Hayattan kaçamazsın canım..
Leave your nest and fly away with me.
Yuvanızı bırakın ve benimle uzaklara gelin.
Fly away, little gremlin.
Uç buradan, küçük cin.
You're the one that'll fly away if he ever catches you in this state.
Seni bu halde yakalarsa, uçup gidecek olan sensin
Fly away, pigeons.
Hadi uçun güvercinler.
A magic carpet on which to fly away to unknown climes. What are you talking about?
Bilinmeyen diyarlara uçuran sihirli bir halı!
Fly away, Ioway
# Dalgalan, Ioway
He didn't just fly away.
Uçup gitmiş olamaz ya.
- Don't fly away, little bird.
- Uçayım deme, küçük kuş.
If we're not quick, he'll fly away back to Heaven.
Çabuk olmalıyız! Cennet'e geri dönebilir!
Too lightly, it will fly away.
hafifçe, elinden düşecekmiş gibi nazik tut.
You'd fly away like a cowardly sparrow!
Korkak bir serçe gibi uçuverirsin!
Do not let the tent fly away!
Dikkat edin şapkanız uçmasın.
Hey, you don't figure that the guys that are paying off are just going to let you fly away, do you?
Ödemeyi yapanların uçup gitmene izin vereceklerini düşünmüyorsun, herhalde?
Does a queen ever fly away from her nest once she's established it?
Dişi yuvasını kurduktan sonra bir daha uçup gider mi?
- Oh, I must fly away home.
- Oh, eve kaçmam lazım.
Fly away... and watch out for cats.
Uç git... kedilere dikkat et.
But they fly away.
Ama onlar uçup gidiyor.
Our pigeon could just fly away and... forget to leave a forwarding address.
Güvercinimiz uçup bir yerlere kaybolabilir.
One has to fly away from the Earth faster than it can draw one back.
Dünya'dan uçmak ve geri gelmek yerçekiminden daha güçlü uçmakla olur.
If you can't lick the Vandamms of this world without asking girls to bed down and fly away with them and probably never come back perhaps you should learn how to lose a few cold wars.
Vandamm gibilerini alt etmek için tek bildiğiniz... kızlardan onlarla yatmalarını, yanlarında gitmelerini... geri dönmemelerini istemekse... belki birkaç soğuk savaşı kaybetmeyi öğrenmelisiniz.
The geese fly away
"Kazlar uzaklara uçuyor."
Fly away.
Uçup git.
Fly away, little bird... before you get broke.
Kırılmadan önce uçup git küçük kuş.
Usually bats fly away from human beings.
Yarasalar genellikle insanlardan uzaklarda uçar.
And the evil spirits will fly away when the cook crows.
Horozlar öterken kötü ruhlar kaçıp gider.
We can't fly away.
Uzağa uçamayız.
She won't fly away.
Uçup gitmeyecek ya.
~ Little birdie, fly away with me ~
Uç benimle uzaklara.
You didn't run... I mean, fly away?
Kaçıp git--yani uçup gitmedin mi?
I did not think the bird would fly away.
Kuşun kaçacağını düşünmemiştim.
Five birds in hand worth 20 who fly away.
Eldeki beş kuş uçan yirmi kuştan değerlidir.
" Waiting for the cue to fly away
" Uçmak için bekliyorlar düdüğü
So, you just put on your Superman suit and fly away home.
Yani Süpermen kıyafetinizi giyip eve uçacaksınız.
One must go back up or fly away.
Ya geri döner ya da kalan yolu uçarak kat edersiniz.
One day this bird of yours might fly away with a seagull.
Senin kuş günün birinde martılarla birlikte uçup gidebilir.
Put on your shoes and away we'll fly
Pabuçlarınızı giyin ve uçalım uzaklara
I * ll find that fly. lt can * t be far away.
O sineği bulacağım. Uzakta olamaz.
to break away from the Earth, to fly into the outer space, to use the energy of the Sun.
Dünya'dan dışarıya gitmek, uzaya uçmak, ve güneşin enerjisini kullanmak!
A stone, thrown with such speed, will fly neither approaching the ground nor moving away from it.
Böyle hızlı atılmış bir taş, ne zemine yaklaşacak ne de ondan uzaklaşacaktır.
Then a fly landed on her face went away did a turn around her face to land again on her.
O zaman yüzü gözümde silikleşti sonra yeniden belirginleşti.
... and waved my hand in front of her face and the fly went away.
... ve elimi yüzünde gezdirdim ve uçup gitti.
Well, why don't I fly back to New York right away and see you?
" O zaman hemen New York uçağına binip, seni görmeye geliyorum.
away 568
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away present 49
away from here 45
away from you 37
away party 43
away from home 17
away with you 30
away from me 19
away you go 17
away present 49
away from here 45
away from you 37
away party 43