For either of us translate Turkish
283 parallel translation
She's not for either of us.
O ikimizin de değil.
There isn't anything you can do for either of us.
Ama ikimiz için de yapabileceğin bir şey yok.
This isn't going to be pleasant for either of us.
Bu, hiç birimiz için iyi olmayacak.
But I believe I'll say now while there isn't time left for either of us to get any more embarrassed...
Ama ben ikimiz için de utanacağımızı paylaşacağımız fazla zaman kalmadığına göre sana söyleyebilirim.
To try and understand that it's impossible for either of us to go on this way.
Anlasana, ikimiz için de bu şekilde gitmesi mümkün değil.
That chair in the corner is the particular property of Mrs. Rand... mother to both of us and much too good for either of us... too wise, in fact, to live under the same roof.
Köşedeki sandalye ise Bayan Rand'e aittir. Annemiz. Bize karşı hep çok iyi olmuştur.
If you give yourself up to the police in your condition, there's no afterwards for either of us.
Eğer bu durumdayken teslim olursan tedavi olamazsın artık.
Honey, you've got to realize that this isn't proper for either of us.
Tatlım, Anlamak zorundasın ki bu durum ikimiz için de pek uygun değil.
It isn't enough for either of us.
İkimize de yetmez.
For either of us.
Her ikimiz için de.
There's no way out of here for either of us for five weeks.
İkimizin de beş hafta buradan çıkma şansı yok.
There is no life for either of us apart, Lucilla.
Ayrı kaldığımız sürece ikimiz için de hayatın bir anlamı yok Lucila.
I can't answer for the British authorities, for either of us.
Ne senin ne de benim için Britanyalı yetkililer adına bir yanıt veremem.
We'd only be doing it to pass the time, and that's no solution for either of us.
Vakit geçsin diye sevişmiş olacaktık, bu ikimiz için de bir çözüm olmaz.
It was no big deal, for either of us.
İkimiz için de bir önemi yok.
No problem for either of us.
İkimiz için de değil.
It's no good for either of us.
Bunun ikimize de yararı yok.
It was too expensive for either of us, so we decided to share the rent.
Onun için de benim için de pahalıydı. O zaman beraber kiralamaya karar verdik.
That wasn't just another night for either of us, was it?
O yaşadığımız gece herhangi bir şey değildi, değil mi?
It didn't have to be that way for either of us if your husband hadn't betrayed us both.
İkimiz için de böyle olması gerekmiyordu. Kocan ikimize de ihanet etmeseydi...
For either of us.
İkimiz içinde.
It will not be easy for either of us.
İkimiz için de... kolay olmayacak.
That wouldn't speak very well, for either of us.
Bu ikimiz içinde güzel bir konuşma olmazdı.
It will never work for either of us.
İkimiz için de işe yaramayacak.
It wasn't going to work... for either of us.
İkimiz hakkındaki işler iyi gitmiyordu.
Look, uh... the last thing I want to do is interfere with your personal life but this, uh... this just isn't any good... for either of us.
Bak, özel hayatına karışmak yapacağım en son şey ama bunun hiçbir faydası yok, ikimize de.
HAVEN'T REALLY WORKED OUT FOR EITHER OF US LIKE WE USED TO DREAM THEY WOULD.
Her ikimizinde gençliğinde hayal ettiğimiz şekilde gerçekleşmedi.
Lewis would have gone back for either of us.
Lewis ikimiz için de dönerdi.
- For either of us.
- İkimiz için de.
- Look, Jack, this hasn't exactly been the easiest of situations for either of us.
Jack, bu ikimiz için de kolay bir durum değil.
Once and for all, understand that I go my way and do my work... without caring a tuppence what happens to either of us.
Son kez söylüyorum, ben ikimize de... ne olacağına aldırmadan işimi yapıp kendi yoluma gidiyorum.
There'll be no gas chamber for either one of us, Danny.
- Sonumuz gaz odası olmayacak Danny.
We weren't cut out for crime, either of us.
Suç için biçilmiş kaftan değildik biz, ikimiz de.
There's no going back for either one of us.
İkimiz de değişmeyeceğiz.
How can either of us tell what that capacity for pity may lead me to do in the future.
O acıma kabiliyeti ileride bana neler yaptırabilir ikimiz de bilemeyiz.
You know, I never figured either of us would be good for anything but battlefield laurels, but we haven't done too bad at raising children.
Biliyor musun ikimizden birinin savaş meydanları dışında bir yerde başarılı olabileceğini hiç düşünmemiştim.
According to him... there are certain precise areas of the brain and the spinal column That inspire us to act either for good or evil
Orloff'a göre beyin ile omurgada, hem iyi hem de kötü davranmamıza neden olan bazı spesifik bölgeler mevcut.
Examine me, for all the good it will do either of us.
Beni muayene edin, ikimize ne faydası dokunacaksa.
I'm as good a man as Villa and that's not saying a hell of a lot for either one of us.
Ben de Villa kadar iyi bir adamım ama bu her ikimiz için de çok fazla demek değil.
No more nightmares for either one of us, then.
Artık ikimiz için kabus da yok o zaman.
Either because I won't go at all or because the stress of travelling together for six months will break us up.
Ya gitmediğim için ayrılacağız ya da altı ay boyunca birlikte seyahat etmenin stresi bizi ayıracak.
We praise almighty God that there are no grounds for suspecting an evil spirit among us....... either of this world or another.
Ulu Tanrı'ya hamdolsun ki aramızda ne bu dünyadan ne de ötekinden şeytani bir ruh olduğundan şüphelenmek için hiçbir sebep yok.
But you've never let either of us want for anything.
Ama bizden hiç bir şeyi eksik etmedin. Oh, Tanrım.
Why? The war between us has been over for almost 10 years but there are still people on either side who'd hang both of us... -... for this kind of -
Aramızdaki savaş 10 yıl önce bitmiş olabilir ama iki taraftan da hâlâ bazı kişilerin bu tür bir şey için bizi asabileceğini- -
you play better than either of us, and we are wild for dancing.
Hepimizden daha iyi çalıyorsun, ve biz dans için çıldırıyoruz.
But you've never let either of us want for anything.
Ama bizden hiç bir şeyi eksik etmedin.
I know it's stupid, and it isn't fair for either one of us.
Biliyorum, aptalca ve ikimiz için de uygun değil.
Either we thrash this out once and for all, or one of us is gonna go.
Bu işi ya şimdi bitiririz ya da içimizden biri gider.
Although, I doubt that after today either of us will be vying for his affections.
Bugünden sonra ikimizin de onun sevgisi için rekabet edeceğinden şüphleyim.
Because if it wasn't for her, I don't think either of us would ever sleep.
O olmasaydı sanırım ikimiz de uyuyamazdık.
They're not coming for either one of us.
İkimizin de peşinden gelemeyecekler.
of us 249
for everyone 132
for everything 480
for example 2752
for everyone's sake 25
for effort 35
for every 20
for ever and ever 28
for england 33
for everybody 57
for everyone 132
for everything 480
for example 2752
for everyone's sake 25
for effort 35
for every 20
for ever and ever 28
for england 33
for everybody 57