For goodness sake translate Turkish

For goodness sake, shut up, Eric.

Allah aşkına, kes sesini, Eric.

No, no, Donald. For goodness sake. Not "Jingly Bells."

Tanrı aşkına, ziller olmasın.

Now, for goodness sake, Green, don't get me wrong. Some of my best friends...

Tanrı aşkına, Green, beni yanlış anlama.

"Now, for goodness sake, Green, don't get me wrong!"

"Tanrı aşkına, Green, beni yanlış anlama!"

They cry, " For goodness sake

Söyleniyorlar, " Tanrı aşkına

- Oh for Goodness Sake

Bu iyi haber.

For goodness sake, stop him!

Tanrı aşkına durdurun şu adamı!

Nana, for goodness sake!

Ah, Nana, Tanrı aşkına!

Oh, for goodness sake.

Ah, Tanrı aşkına.

Oh, for goodness sake, Suyin.

Oh, tanrı aşkına, Suyin.

Get wherever you're going, but for goodness sake come to close quarters with the Hun.

Nereye gidiyorsan git ama Tanrı aşkına Almanlarla yakın dövüşe gir.

For goodness sake, get somebody out here to stay with you.

Seninle burada kalacak birini bul.

Charles, for goodness sake, be human.

Charles, Tanrı aşkına biraz insan ol.

- Oh, for goodness sake.

- Tanrı aşkına.

For goodness sake, I'm telling you it's nothing.

Tanrı aşkına, sana yok bir şey diyorum.

Oh, for goodness sake, Colin, haven't we had enough trouble?

Oh, Tanrı aşkına, Colin, yeterince derdimiz yok mu, zaten?

For goodness sake, why didn't you ring?

Niye zili çalmadınız, Bayan Marple?

- Barbara, for goodness sake, go!

- Barbara, lütfen, gidin!

For goodness sake, why are you taking so long?

Ne yapıyorsun burada?

Ssh, Bert, shut your silly tongue, for goodness sake.

Allah aşkına, sus artık, Bert.

Hurry up, Fatty, for goodness sake.

Tanrı aşkına, acele edin.

What's going on here, for goodness sake?

Tanrı aşkına, burda neler oluyor?

For goodness sake!

Tanrı aşkına!

Oh, no, no, for goodness sake!

Hayır, hayır, Tanrı aşkına!

Use it for goodness sake.

- Var. O halde tanrı aşkına şunu kullan.

Well, for goodness'sake!

Vay, Allah aşkına!

Well, for goodness'sake, hello.

Şu işe bakın, merhaba.

Stop squabbling, you two, for goodness'sake!

Didişmeyi kesin Allah aşkına!

For goodness'sake, get in. You're standing in the snow yourself.

Tanrı aşkına bin şuna ; sen kendin karda duruyorsun.

For goodness'sake, I hardly know you.

Az daha sizi tanıyamayacaktım.

For goodness'sake, don't carry on.

Allah aşkına, bırak bu numaraları!

- For goodness'sake.

- Tanrı aşkına.

- Kay, for goodness'sake!

- Kay, Allah aşkına!

For goodness'sake, Phil.

Tanrı aşkına, Phil.

And for goodness'sake

Ve Tanrı aşkına

Oh, for goodness'sake

Tanrı aşkına

- And for goodness'sake, let's...

- Ve Tanrı aşkına

For goodness'sake.

Oh, Allak aşkına.

Oh, for goodness'sake.

Oh, Allah aşkına.

Oh, for goodness'sake!

Tanrı aşkına.

For goodness'sake, Captain, what was it?

Tanrı aşkına Kaptan. Neler oldu?

Get all the papers. 98 pounds. For goodness'sake.

Tüm gazeteleri al! 44,5 kilo Allah aşkına Buralarda insanların hiç özeli yok

Oh, for goodness'sake, put that knife down.

Tanrı aşkına, indir şu bıçağı.

Come on, love, and put your face straight for goodness'sake.

Hadi tatlım! Lütfen suratına bir şekil ver, Tanrı aşkına!

For goodness'sake, put it down!

Bırak şunu!

For goodness'sake.

Tanrı aşkına.

Be careful, for goodness sake!

Dikkatli ol, Tanrı aşkına!

Get in, for goodness'sake!

Arabaya bin Tanrı aşkına!

For goodness'sake.

- Tanrı aşkına.

- For goodness'sake, you two! - When I tell you...

Tanrı aşkına!

Oh, for goodness'sake!

- Tanrı aşkına!