English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Forgive them

Forgive them translate Turkish

452 parallel translation
Please forgive them.
Onları bağışlayın lütfen.
And forgive them their outrages, even though they fail to forgive ours.
Olar bizi affetmeseler bile nefretlerinden dolayı sen onları affet.
God forgive him and our trespasses, as we forgive them who trespass against us.
Ya Rab, insanlara suçlarını bağışladığımız gibi, suçumuzu bağışla.
- How many women love their husbands enough to forgive them and start all over again?
- Kaç tane kadın kocasını affedecek ve her şeye yeniden başlayacak kadar seviyordur? - Güzel!
Forgive them.
Onları bağışla.
My God, forgive them, they know not what they do.
Tanrım onları affet. Onlar ne yaptıklarını bilmiyorlar.
Then you think we should forgive them? Yes.
- Onları affetmeli miyiz sence?
Don Francisco ask you to forgive them,
Don Francisco, sizden özür diliyor.
Father, forgive them, for they know not what they do.
Baba, onları affet, onlar yaptıklarının farkında değil.
Please forgive them.
Lütfen onları bağışlayın!
- Please forgive them.
- Affedin onları. Size yalvarıyorum.
Father Phillips said, "God, forgive them."
"Tanrı affetsin" dedi Peder Phillips.
Almost at the moment He died I heard Him say, "Father, forgive them for they know not what they do."
Neredeyse tam öldüğü anda şöyle dediğini duydum : "Baba, onları bağışla çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar."
Bless us, O Lord, and these our guests and forgive them the mercenary desires which brought them here.
Kutsa bizi, Tanrım ve bu konuklarımızı ve onları buraya getiren parasal arzularından dolayı affet.
I forgive them for the wrong they do me.
Bana yaptıkları yanlışlara rağmen onları affediyorum.
We always have to just before we get ready to forgive them, generally for something they haven't done.
Yanlış bir şeyler yaptıklarında onları affetmek için doğru zamanı bekleriz.
Give us this day our daily bread and forgive us our trespasses as we forgive them that trespass against us.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizim suçlarımızı bağışla.
So please forgive them.
Lütfen onları affet.
Forgive them!
Onları bağışlayın!
Forgive them!
Bağışlayın!
Forgive them.
Onları bağışlayın.
And forgive us our trespasses, as we forgive them that trespass against us.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi, sen de bizi bağışla.
Father, forgive them for they know not what they do.
Baba, onları bağışla. Çünkü ne yaptıklarını bilmiyorlar.
And forgive us our trespasses, as we forgive them that trespass against us.
Bize karşı haksızlık edenleri bağışladığımız gibi... sen de bizim günahlarımızı bağışla.
They apologize and ask you to forgive them for their lack of trust.
Özür diliyorlar ve size güvenmedikleri için affetmenizi istiyorlar.
Please forgive them.
Lütfen kusurlarına bakmayın.
Seeing them like this... nothing anyone could say would make me forgive them.
Onları bu şekilde görünce... hiçbir şey, hiçbir söz bunu yapanları affettiremez.
Forgive them rude, are that some children get ill educated.
Bunu affetmenizi istiyorum. Onlar yanlış yönlendirilen çocuklar, ne yaptıklarını bilmiyorlar.
" and forgive us our trespasses, as we forgive them that trespass against us.
Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizi bağışla.
Lord, forgive them!
Tanrım, onları affet!
Forgive them and help them understand.
Onları affet ve anlamalarına yardımcı ol.
France would never forgive them.
Fransa onları asla affetmezdi.
Forgive them.
Tanrım onları bağışla.
Forgive them, Lord.
Affet onları, rabbim.
- One must forgive them...
- Affedilmeleri gerek.
Father Forgive them.
Baba onları affet.
If we have enough of them, they forgive us anything.
Yeterince kusurumuz olduğunda ise bizi her durumda affederler.
will the poor forgive you for the bread you're giving them.
yoksullara, seni affetmeleri için verdiğin ekmek olacaktır.
They would never forgive you if you didn't hunt them and kill them.
Onları avlamaz ya da öldürmezsen seni asla affetmeyeceklerdir.
Forgive me, Gallio, but i have decided to give them to the lady Diana.
Kusura bakma, Gallio. Onları Diana'ya vereceğim.
I must ask you to forgive their somewhat lackadaisical manners, but I have conditioned them, or brainwashed them, which I understand is the new American word, to believe that they are waiting out a storm in the lobby of a small hotel in New Jersey
Uyuşuk görünümleri için kusura bakmamanızı rica ediyorum, Ancak onları koşullandırdım, ya da, Amerikalıların yeni tabiriyle, beyinlerini yıkadım... Öyle ki, şu an New Jersey'de bir otelin lobisinde,
They can take back to their people nothing but Lord Antony's forgive me, insulting and unnecessary divorce of her and his rejection of them. Why?
Neden?
- You forgive me, I did not wait to count them,
- Beni bağışlayın, Onları sayacak kadar bekleyemedim,
The men would never forgive me if I deprived them of your performance and your presence.
Onları sizin bir gösterinizden mahrum bırakırsam beni asla affetmezler.
Dear Lady, Blessed Mother of God, comfort my wife and daughter... and forgive me for them.
Meryem Ana, Tanrı'nın kutsal annesi, karımı ve kızımı teselli et... ve onlar adına beni bağışla.
To force them to fight till one of them is killed... I can forgive such a display only once.
Böyle bir hareketi sadece bir kez affedebilirim.
Please forgive us for saying this, but... please change into the same outfit as them
Lütfen üstünüzü bizim ki gibi değiştirin
Forgive them even more and come another time.
- Ve başka zaman dönmeni.
Taking them girls, that's the kind of crime people never forgive you for.
Bu kızları kaçırmak bir tür suç. Seni bunun için hiç affetmeyecekler.
One can betray friends, even lie to them, but still love them. Be magnanimous, try to forgive.
Arkadaşlara, hatta güvenlerine ihanet edip yine de onları sevebilirsiniz Bağışlayıcı olun, affetmeye çalışın.
Father, forgive them.
Tanrım, bağışla onları.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]