English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ F ] / Forgive you for what

Forgive you for what translate Turkish

258 parallel translation
No, I will not forgive you for what you have done today.
Hayır, seni bugün yaptığından dolayı affetmeyeceğim.
It'll never make me forgive you for what you've said and done.
Dediklerini ve yaptıklarını affetmemi sağlayamaz.
I don't think I shall ever forgive you for what you've done.
Bu yaptığını asla affetmeyeceğim.
God forgive you for what you have done.
Yaptığın için Tanrı seni affetsin.
Proteus, God forgive you for what you're doing to me.
Proteus bana yaptıkların için Tanrı seni affetsin.
As long as I live, I won't forgive you for what you did to Nastya!
Yaşadığım sürece, Nastya'ya yaptıklarından dolayı seni affetmeyeceğim!
Forgive you for what?
Ne için affedecekler seni?
... I forgive you for what happened between you and Sobinski.
... Sobinski ile arasında geçenler için seni bağışlıyorum.
May God never forgive you for what you did to him!
Tanrı ona yaptığın şey için seni hiç affetmeyecek!
What do I have to do for you to forgive me?
Beni affetmen için ne yapabilirim?
What? - I forgive you for not marrying me.
- Benimle evlenmesen de seni affettim.
What have I got to forgive you for?
Seni ne için bağışlamam gerekiyordu?
Then, do you forgive me for what I did? Forgive you?
O zaman yaptığım şey için beni affedebilecek misin?
Forgive you for what?
- Ne için affedeceğim?
- What should I forgive you for?
- Seni ne için affedeyim?
But, Emiko, considering what Serizawa said, and the fact that this thing can be of help, I'm sure he will forgive you for this.
Ama Emiko, Serizawa'nın söylediklerini ve bu aletin yardım edebileceği şeyi düşünürsen bunun için seni affedeceğine eminim.
That is why I came to ask you to forgive me for what I have been feeling.
İşte bu yüzden buraya sizden özür dilemeye geldim. Hakkınızda kötü düşündüğüm için.
Perhaps that's what you could never forgive me for.
Belki de bunun için beni, asla affetmeyeceksin.
Dear Benjamin, please forgive me, for what I'm doing is best for you.
Sevgili Benjamin. Beni bağışla, inan ki bu senin için en iyisi.
No, you just think about who's been deceived here... and how hard it is for me to try and forgive what you did to me today behind my back.
Burada kimin aldatıldığını bir düşün. Bugün bana yaptığın şeyi affetmemin benim için ne kadar zor olduğunu düşün.
I wanted to ask you to forgive me for what happened at school.
Okulda olanlar için sizden özür dilemek istiyordum.
Time without number you've shown the world what you thought of me and I shall never forgive you for it, never!
Hakkımda ne düşündüğünü birçok kez dünyaya gösterdin bunu yaptığın için seni asla bağışlamayacağım, asla!
Do you think they'II ever forgive us for what we've done?
Sence yaptıklarımızdan dolayı bizi bağışlayacaklar mı?
I hope that you will forgive me for what I'm about to do.
Umarım, sana yapmak üzere olduğum şey için beni affedersin.
Forgive me for saying so, but you're embarking on a hazardous journey in troubled waters. You face who knows what currents of misfortune.
Belalı sularda çok tehlikeli bir yolculuğa adım atıyorsunuz.
I feel guilty for what has happened to you, forgive me
Sana olanlar hep benim yüzümden, beni affet.
You must forgive me What for?
- Beni affet. - Neden?
You must forgive this reporter for these past 30 seconds, for you can't imagine what's been going on here!
Geçen son 30 saniyede şu spikeri bağışlayın. Çünkü burada neler olduğunu hayal bile edemezsiniz.
We all know what you used to do for a drink and we forgive you for it.
Eskiden bir içki uğruna ne yaptığını hepimiz biliyor ve seni hoşgörüyoruz.
T - Bone, what you did, I can never forgive you for.
T-Bone, bana yaptığın şeyi hayatta affedemem.
Mr. Mushnik, forgive me for saying so, but has it ever occurred to you that maybe what the firm needs is to move in a new direction?
Mr. Mushnik, bağışlayın ama, size de hiç bu firmanın yeni bi doğrultuda hareket etmesi gerekiyor gibi gelmiyor mu?
I hope that you will both understand, and forgive me for what I have decided I must do.
Umarım ikiniz de anlar ve aldığım zorunlu karar için bağışlarsınız.
Will, can you forgive me for what I have done to you?
Will, sana yaptıklarımdan sonra beni affedebilecek misin?
I will never forgive her for what she's done to you.
Sana yaptıkları için onu asla affetmeyeceğim.
- "Forgive me Father for I have sinned." - "What have you done my son?"
- Günahlarım için beni bağışla Peder. - Ne yaptın evladım?
Data, if you ever go back to the way you were, you might not be able to forgive yourself for what you're about to do.
Data, eğer bir şekilde eski haline geri dönersen yapmak üzere olduğun şey için kendini hiç affetmeyebilirsin.
Uh, forgive me for interrupting, but I have the impression you understand nothing of what you're reading.
Kestiğim için özür dilerim ama okuduğundan hiçbir şey anlamadığın izlenimine kapıIdım.
I asked the Lord to forgive me for what I did... the times that I mistreated my wife, beat her physically, you know.
Tanrıdan yaptıklarım için beni affetmesini diledim... karıma kötü davrandığım, onu dövdüğüm zamanlar için, biliyorsunuz.
Miss Muntz, please forgive me for asking... but what exactly is the matter with you?
Bayan Muntz, lütfen sorum için bağışlayın... ama sizin sorununuz tam olarak nedir?
Do you have any idea... what it's like to have done things you can never forgive yourself for?
Yaptığın için... hep vicdan azabı duyacağın şeyleri yapmış olmak nasıl bir his bilir misin?
I forgive you for telling Stuart about what happened in the library.
Seni, Stuart a kütüphanede olanları, söylediğin için affediyorum.
- What do you want? - Forgive me for intruding but I haven't been able to get you and your wife out of my mind.
- Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama sizi ve karınızı zihnimden atamıyorum.
Yes, I forgive you for you know not what you do.
Beni boş verin. Evet, ne yapacağınızı bilememenizi bağışlıyorum.
I forgive you, Your Highness, for you know not what you do.
Ne yapacağınızı bilemeyişinizi bağışlıyorum Ekselansları.
You'll forgive me when you find out what I'm doing for you.
Senin için yaptığım şeyi öğrendiğinde beni affedeceksin.
Rachel, he wants you to know he's sorry for what he did and he hopes you can forgive him.
Rachel, Ross bilmeni istiyor ki o, yaptığı şey için çok üzgün ve kalbinde, onu affedecek bir yer olduğunu umuyor.
Forgive me for asking again, but can you tell me anything about what I might find in the Next Emanation?
Tekrar sorduğum için beni bağışla, ama bana yeniden doğumda, nelerle karşılaşabileceğimi anlatabilir misin?
And - and that's when... you forgive me for being such a coward... and for being the last one to figure out What everyone else already knew. Then...
O sırada senin de korkaklığım için beni affetmen ve herkesin bildiğini en son öğrenen kişi olarak Bana "Dur, gitme" diye seslenmen gerekiyordu.
What you did to those babies... no one could ever forgive you for.
Senin bu çocuklara yaptığını hiçkimse asla affetmeyektir.
"Dear God, living alone this past year has been hell and that's probably where I'll end up if you don't forgive me for what I'm about to do."
"Tanrım, bir yıldır yalnız yaşamak cehennem gibi ve şimdi yapacağımı bağışlamazsan zaten cehenneme gideceğim."
As long as everybody is making up... - I forgive you, too, Aunt Alda. - For what, dear?
Madem herkes barışıyor ben de sizi affediyorum Alda Teyze.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]